Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs’ta 1968’den beri devam eden müzakere sürecinde önemli bir dönüm noktasına ulaştıkları inancını ifade ederek, “Neredeyse yarım yüzyıldır devam eden müzakereler sonuçsuz bir şekilde sonsuza kadar devam edemez” dedi.

 

Çözümün 10 yıl öncesine göre zor hale geldiğini, 10 yıl sonra çok daha zor ve belki de bugün öngördükleri çerçevede artık imkansız olacağına işaret eden Akıncı, şu anki fırsatı gelecek kuşaklar adına en iyi şekilde değerlendirmenin akıl işi olduğunu vurguladı.

 

Akıncı, federal bir çözüm için iyi niyetli ve kararlı davrandıklarını, siyasi eşitliğe, güvenlik ihtiyacına ve iki kesimliliğe özel önem verdiklerini belirterek, çözümün yaşanmışlıklardan dersler çıkarılarak kurgulandığı takdirde yaşayabilir olacağını söyledi.

 

KKTC’nin her açıdan güçlenmesi için uğraş vermenin, ayrılığı kökleştirmek anlamında değil, eşit ve güçlü bir birlikteliğe hazırlanmak olduğunu da ifade eden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Rum tarafının da bu yalın gerçeği artık kavraması gerektiğini kaydetti.

 

Akıncı, Rum tarafında federasyon için yapılan “ideal çözüm değil, acı veren bir uzlaşma” söylemini eleştirerek bu söylemin son derece rahatsız edici olduğunu ve Rum toplumuna olumsuz mesaj verdiğini belirtti.

 

AKINCI TÖRENDE KONUŞTU

 

Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC’nin 32. Kuruluş Yıl Dönümü nedeniyle Lefkoşa’da Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda yer alan resmi geçit töreninde yaptığı konuşmaya, tüm yaşamlarını Kıbrıs Türk halkının var oluş mücadelesi için hasreden merhum liderler Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ı rahmetle anarak başladı.

 

Kıbrıs Türk toplumunun Kıbrıs’ta özgür bir toplum olarak yaşayabilmesi için şehit düşen Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile Mücahitleri saygıyla, gazileri minnetle yad eden Akıncı, KKTC’nin gelişmesi için emek veren, kendisinden önceki Cumhurbaşkanları ile her zaman katkılarını sürdüren Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine de teşekkürlerini ifade etti.

 

Cumhurbaşkanı Akıncı, kendilerini yalnız bırakmayan Türkiye’den ve farklı ülkelerden gelen misafirlere “hoş geldiniz” diye seslendi; Atatürk’ün öngördüğü çağdaşlık hedefi doğrultusunda, KKTC’nin laik ve demokratik bir hukuk devleti olarak gelişmesi için, bu değerlere sahip çıkan halkı da en içten duygularla selamladığını belirtti.

 

PARİS’TEKİ TERÖR SALDIRISI… “İNSANLIK BİRLİK İÇİNDE HAREKET ETMELİ”

 

Paris’te Cuma gecesi yaşanan korkunç terör eylemi ve vahşet sonucu yitirilen yaşamlar nedeniyle tüm Fransız halkının acısını şahsı ve Kıbrıs Türk halkı adına paylaştığını ifade eden Akıncı, “Hangi din, dil, ırk ve renkten olursak olalım, ister küçük bir toplum, isterse büyük bir ülke olalım, hepimiz, bu terör saldırıları karşısında dayanışma içinde olmak zorundayız. Geçen ay Ankara, geçen hafta Beyrut, geçen gece de Paris… Hepsi aynı, hepsi de büyük bir insanlık suçu… Bunun karşısında tüm dünyanın birlik içinde hareket etmesi en acil konu durumundadır” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs’ın da bulunduğu bölgenin kırılgan ve büyük sorunlarla dolu olduğunu, Kıbrıs sorununun da bu coğrafyada yıllardır çözülmeye çalışıldığını kaydederek Kıbrıs’ta yaşanan süreçle ilgili şunları söyledi:

 

“1960 yılında kurulan ve ortağı olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışlandığımız 1963 Aralık ayından itibaren, Kıbrıs Türk Halkı olarak kendi Devlet örgütümüzü oluşturmak inkâr edilemez bir hak olarak ortaya çıkmıştı. Bu hak çerçevesinde yıllar içinde Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi, Kıbrıs Türk Federe Devleti adıyla örgütlendik. 15 Kasım 1983 tarihinde ise Meclisimizde onaylanan Bağımsızlık Bildirgesi’yle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuş oldu. Bağımsızlık Bildirgesi’nde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanının, müzakereleri ve iki eşit halkın federasyon kurmasını engelleyemeyeceği de özenle belirtildi. Ne var ki, gerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanından önce, gerekse sonrasında yürütülen müzakereler Kıbrıs’ta federal bir çözüme ulaşılmasını sağlayamadı.

 

“MÜZAKERELERDE ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTASINA ULAŞTIĞIMIZ İNANCINDAYIM”

 

Bugün, 1968 yılından beridir devam eden müzakere sürecinde önemli bir dönüm noktasına ulaştığımız inancındayım. Neredeyse yarım yüzyıldır devam eden müzakereler sonuçsuz bir şekilde sonsuza kadar devam edemez. Daha önce de belirttiğim gibi Rum Toplumu Lideri Sayın Anastasiades ile aynı yaş kuşağının insanlarıyız ve yıllardır politik platformda birbirini tanıyan kişileriz. Bunun ötesinde, ikimiz de 2004 yılındaki referandumda çözüm planına olumlu yaklaşım göstermiş olan liderleriz. Eğer ikimiz, bu dönemde de karşılıklı kabul edilebilir bir sonuca varamazsak ayrılığın daha da derinleşeceği ve federal çatıda birleşmenin gelecekte daha da zor olacağı aşikârdır. Bugün çözümü sağlamak 10 yıl öncesine göre nasıl daha zor hale gelmişse; 10 yıl sonra çok daha zor ve belki de bugün öngördüğümüz çerçevede artık imkansız olacaktır.

 

“VAR OLAN FIRSATI GELECEK KUŞAKLAR İÇİN EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRMEK AKIL İŞİDİR”

 

Dolayısıyla şu an için var olan fırsatı, gelecek kuşaklar adına en iyi şekilde değerlendirmek akıl işidir. Biz bu akıl yolunda Türkiye ile ve toplumumuzun diğer kurumları ve sivil toplumla da yakın istişare içinde, mümkün olan en erken zamanda iki kurucu devletin siyasal eşitliğine dayalı, iki kesimli, iki toplumlu bir federasyonu kurmak konusunda iyi niyetli ve kararlı davranmaktayız. Bu konudaki tavrımız hem siz değerli halkımız, hem de uluslararası toplum tarafından net olarak görülmektedir.”

 

“BM, AB VE İLGİLİ DEVLETLER SÜRECE KATTIĞIMIZ YENİ DİNAMİZMİ TAKDİR EDİYOR”

 

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, göreve başladığı mayıs ayının başından itibaren başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, Avrupa Birliği, ilgili devletler ve tüm uluslararası toplumun, Kıbrıs Türk tarafının müzakere sürecine kattığı yeni dinamizmi görüp takdir ettiğini belirterek, bu çerçevede oluşan yeni atmosferin sonuç doğurması ve heba olmaması için 3. tarafların ilgisinin de artarak sürdüğünü söyledi.

 

“ASIL BELİRLEYİCİ OLAN KIBRIS’TAKİ İKİ HALKIN İRADESİ”

 

Akıncı, “Ancak şunu açıklıkla ifade etmek isterim. Uluslararası toplumun ve 3. tarafların ilgi ve desteği önemli olmakla birlikte, asıl belirleyici olan Kıbrıs’ta yaşayan iki halkın iradesidir” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Akıncı, bulunacak çözümün asıl sahiplerinin iki toplum olacağını ve çözümün sürdürülebilirliliğinin en başta toplumların bunu ne kadar benimsedikleriyle yakından ilgili olacağını vurguladı. Cumhurbaşkanı Akıncı, bu nedenle ekibiyle birlikte sürecin ilk gününden beri halk adına yürüttüğü müzakerelerde en çok bulunacak çözümün, halk tarafından gönül huzuru içinde onaylanabilecek bir çözüm olmasına dikkat ettiklerini söyledi.

 

“KENDİ BÖLGESİNDE YAŞAMA HAKKI GEÇMİŞTE YAŞANANLARDAN DOĞAN BİR İHTİYAÇ”

 

“Bundan dolayıdır ki, siyasal eşitliğe, güvenlik ihtiyacına ve iki kesimliliğe özel önem veriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk halkının kendi bölgesinde topluca yaşama hakkının doğal karşılanması gerektiğine inandıklarını çünkü bu durumun geçmişte yaşananlardan doğan bir ihtiyaç olduğunu ifade etti.

 

Çözümün bu yaşanmışlıklardan dersler çıkarılarak kurgulandığı takdirde yaşayabilir olacağını vurgulayan Akıncı, diğer toplumun da kendini tehdit altında hissetmeyeceği bir anlayışı samimiyetle önemsediklerini kaydetti.

 

GÜVEN ARTIRICI ÖNLEMLER

 

Cumhurbaşkanı Akıncı, müzakerelerdeki kapsamlı konular yanında Güven Artırıcı Önlemler bağlamında da bir çok adımın kararlaştırıldığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

 

“DERİNYA VE APLIÇ İÇİN KARARLILIĞIMIZI KANITLADIK”

 

 “Müzakerelerin başladığı daha birinci gün geçiş kapılarında doldurulan vize formları zorunluluğunu kaldırarak, Kıbrıs Türk tarafının iyi niyetini hemen gösterdik. Bu önlem kuşkusuz geçiş yapan kendi yurttaşlarımız açısından da ciddi bir kolaylık sağladı. Derinya ve Lefke Aplıç kapılarının açılması konusunda da kararlılığımızı kanıtladık. Son olarak askeri makamların gösterdiği işbirliği çerçevesinde askeri bölgelerdeki 30 adet olası gömü yerinde kazı yapılmasının önü açıldı. Diğer konularda da Kıbrıs Türk tarafı olarak üzerimize düşeni eksiksiz olarak yerine getirdiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.

 

“RUM TARAFI İÇİN AYNI ŞEYİ SÖYLEMEK MÜMKÜN DEĞİL”

 

Ne var ki, örneğin cep telefonlarının iki tarafta da sorunsuz kullanılması konusunda, Rum tarafı için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Bugün dünyanın neresine gidersek gidelim cebimizdeki telefonla evimizle konuşabiliyorken, Güney Kıbrıs’a geçtiğimizde bunu yapamıyoruz. Aynı şekilde bir Rum da Kuzey Kıbrıs’a geçtiğinde cep telefonu ile irtibat kuramamaktadır. Cep telefonlarının her iki kesimde de sorunsuz çalışabilmesi için tüm teknik sorunlar aşıldıktan sonra, Güneydeki düzenleyici kurumun başkanının problem yarattığı ama bunun aşılacağı söylenmiş, şimdi ise Güneyde yürürlükte bulunan bir yasanın bu işbirliğini engellediği belirtilmektedir. Eğer gerçekten yasada engel varsa; yapılması gereken, bu önemli Güven Yaratıcı Önlemin kendisini değil, yasadaki engeli ortadan kaldırmaktır. Kıbrıs’ta, çözüme giden yolda ilerlemek istiyorsak izlenmesi gereken siyaset bu olmalıdır diye düşünmekteyim.”

 

“BIKMADAN SÜRDÜRECEĞİZ”

 

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, KKTC’nin 32. Kuruluş Yıl Dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, kendilerinin iyi niyetle, sorunları aşmak ve Kıbrıs Türk halkını layık olduğu uluslararası hukuk içindeki saygın konumuna kavuşturmak için çalışmalarını bıkmadan sürdüreceklerini vurgulayarak “Çözüme varmak için, BM gözetimindeki müzakerelere sabırla devam edecek, bugünlerde gündemin önemli bir başlığı olan mülkiyet kriterleri konusunda titizlikle adil bir formül için uğraşacağız. Daha önce de bir çok kez vurguladığımız gibi, niyet, politik istek ve kararlılık varsa,  çözüm yıllar değil, aylar içinde bulunabilir” dedi.

 

Gelecek yıl Mayıs ayında Güney Kıbrıs’ta yapılacak milletvekilliği genel seçimlerinden önce sonuca ulaşabilmenin herkes için iyi olacağına işaret eden Akıncı, “Çünkü, seçim ortamının hassasiyetleri, müzakere sürecini ister istemez duraksamaya itecektir. Umarım bu durum yaşanmaz” ifadelerini kullandı.

 

“ERTELEME LÜKSÜNE SAHİP DEĞİLİZ”

 

Akıncı, çözüme ulaşmak için uğraş verirken, içteki düzenlemelerin de ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek, her şeyi çözüm sonrasına erteleme anlayışından daha yanlış bir şey olamayacağını; “Çözüm olunca her şey düzelir” anlayışıyla, bugün yapılması gerekenleri, alınması gereken önlemleri erteleme lüksüne sahip olmadıklarını vurguladı.

 

“Ekonomisi ve demokrasisi ile iyi işleyen, yurttaşlarına ilgi ve saygı gösteren, sorunlarını ertelemeyip çözümü için uğraş veren bir KKTC olası bir çözümün de sigortası anlamındadır” diyen Akıncı, KKTC, anlaşabilmeleri halinde oluşacak Federal Cumhuriyetin iki eşit kanadından biri olacağına göre, iç yapısal sorunları aşarak, sağlıklı bir konuma ulaşmanın, kendilerini gelecekte federal çatıda ve Avrupa Birliği içinde yaşayabilir ve yarışabilir kılacağını kaydetti.

 

“KKTC’NİN GÜÇLENMESİ AYRILIĞI KÖKLEŞTİRMEK DEĞİL EŞİT VE GÜÇLÜ BİR BİRLİKTELİĞE HAZIRLANMAKTIR”

 

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kısacası KKTC’nin her açıdan güçlenmesi için uğraş vermek, ayrılığı kökleştirmek anlamında değil, eşit ve güçlü bir birlikteliğe hazırlanmak demektir. Çözüm sonrasında ortaklık edeceğimiz Kıbrıs Rum tarafının da bu yalın gerçeği artık kavraması ve Kuzeyde olan her iyi gelişmeyi olumsuz bakış açısıyla değerlendirmemesi gerekmektedir” dedi.

 

“RUM TARAFINDAKİ SÖYLEM RAHATSIZ EDİCİ”

 

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Güney Kıbrıs’taki değerlendirmelerde “iki kesimli federasyona atıf yapılırken, bunun ‘ideal çözüm olmadığına, acı veren bir uzlaşma olduğuna’ vurgu yapıldığına işaret ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

“Bu son derece rahatsız edici bir söylemdir. Çünkü bu söylem Rum toplumuna daha çözüme bile ulaşmadan, varılacak çözümün ideal olmayan üstelik acı veren bir durum olduğu mesajı verilmektedir. O zaman ‘ideal olan ne?’ sorusu gündeme gelmektedir. İdeal, Rum toplumunun egemen, Kıbrıs Türklerinin de azınlık olacağı üniter bir devlet ise, bunun mümkün olmadığı ve olamayacağı çoktan anlaşılmış olmalıdır. Eğer ‘ideal çözüm’ olarak Rum toplumuna ‘üniter devlet’ dolaylı da olsa bir mesaj olarak verilecekse, o takdirde Kıbrıs Türklerine de iki ayrı devletten oluşacak bir konfederasyonu ideal olarak görme hakkı tanınmış olacaktır ki bu günkü koşullarda bu seçeneğin de mümkün olmadığı bilinmektedir.”

 

“MÜMKÜN OLANI YAŞAMA GEÇİRMEYE YÖNELMEK AKIL İŞİDİR”

 

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, mümkün olanı gerçekleştirmenin aslolduğunu; ki bunun da iki kesimli, iki toplumlu federasyon olduğunu belirterek, “Gerçekleşmeyecek olanı ideal olarak tanımlamayı bırakıp, mümkün olanı yaşama geçirmeye yönelmek akıl işidir. Mümkün olan gerçek olandır ve toplumlarımızı bu gerçeğe hazırlamamız gerekmektedir” dedi.

 

Akıncı, bugüne kadar yaptıkları gibi bundan böyle de var güçleriyle bu doğrultuda çabalarını sürdüreceklerini belirterek çabalarının karşılıksız kalmaması umudunu ifade etti.

 

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı konuşmasını Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayarak halka sağlık, barış, huzur ve güvenlik içinde yaşanacak mutlu bir gelecek dileğiyle tamamladı.