Yerbilim Mühendisleri Odası ile Çevre Mühendisleri Odası yaptıkları ortak açıklamada, Kıb-Tek’in ihalesiz olarak alım yapacağını duyurduğu 16.000 tonluk fuel oil tedariğinin sahip olduğu riskler açısından endişeli olduklarını bildirdiler. Odalar, 13 Temmuz Çarşamba günü öğlen saatlerinde Teknecik Santrali kıyısında olması beklenen geminin, Akaryakıt Temin ve Taşımacılık İhalesinin, Teknik Şartnamesi içerisinde belirttiği Teknecik Terminali için tanımlanmış olan gemi özelliklerine uygun olmadığının yetkililer tarafından bilinmesine rağmen bu riskin alınmasının anlaşılır bir izahatı olmadığını vurguladı.

Kıb-Tek’i yönetenlerin elinde “bu nakliyat için uygundur” görüşü olmamasına rağmen idari karar alındığı belirtilen açıklamada, yüksek risk taşıyan nakil sırasında Teknecik tarihinde bir ilkin gerçekleşmesi ve geminin römorkler vasıtasıyla emniyette tutulmaya çalışılması beklenmekte olduğu kaydedildi.

Odalar ayrıca, “Ülkeyi ya elektriksiz bırakacağız ya da bu yakıtı bu şekilde alacağız denmesi doğru bir yaklaşım olmamakla beraber tarafımızca bu bir iş bilmezlik olarak nitelendirilmektedir” ifadelerini de kullandı.

Yerbilim Mühendisleri Odası ile Çevre Mühendisleri Odası tarafından yapılan ortak açıklamanın tamamı şöyle:

“Yerbilim Mühendisleri Odası ve Çevre Mühendisleri Odası olarak bizler Kıb-Tek’in ihalesiz olarak alım yapacağını duyurduğu 16.000 tonluk fuel oil tedariğinin sahip olduğu riskler açısından endişeli olduğumuzu kamuoyunun bilgisine getirmek isteriz.

Bakanlar Kurulunun 3 Temmuz 2022 tarihinde almış olduğu ve Resmi Gazetede yayınlanan (13,000 + 3,000) olmak üzere toplam 16,000 mton’luk yakıt tedariğini gerçekleştirecek olan Can Ka isimli geminin 13 Temmuz Çarşamba günü öğlen saatlerinde Teknecik Santrali kıyısında olması beklenmektedir.

İhalesiz yakıt alımını taşımakta olan Geminin, Kıb-Tek’in bugüne kadar uyguladığı Akaryakıt Temin ve Taşımacılık İhalesinin, Teknik Şartnamesi içerisinde belirttiği Teknecik Terminali için tanımlanmış olan gemi özelliklerine uygun olmadığını tüm yetkililer tarafından bilinmesine rağmen bu risk ne uğruna alınmaktadır? Bunun anlaşılır bir izahati yoktur!

Geminin yükü mevcut şamadıraların taşıma kapasitesinin üzerindedir. Şamandıraların yakıt tahliyesi sırasında yerinden sökülme ihtimali yüksektir. Bu da bölge için büyük bir çevre felaketi anlamına gelecektir. Ayrıca geminin draftı bölgenin batimetri değerlerine uygun değildir. Bundan dolayı gemi yarı yükle taşımacılık yapmaktadır.

Kıb-Tek’i yönetenlerin elinde bu nakliyat için uygundur görüşü olmamasına rağmen bu idari karar alınmıştır. Risk o kadar yüksektir ki Teknecik tarihinde bir ilkin gerçekleşmesi ve geminin römorkler vasıtasıyla emniyette tutulmaya çalışılması beklenmektedir.

Ülkeyi ya elektriksiz bırakacağız yada bu yakıtı bu şekilde alacağız denmesi doğru bir yaklaşım olmamakla beraber tarafımızca bu bir iş bilmezlik olarak nitelendirilmektedir.

Yakıt ikmal işlemleri sırasında hortumların kopması veya geminin konumlandığı sırada oluşabilecek petrol sızıntıları gibi döküntülerin önüne geçmek için günümüzde dünya çapında çaba gösterilmektedir. Hafızalardan silinmeyen, tarihte iz bırakan Alaska’daki Exxon Valdez, İspanya’daki Erica ve Prestige takerinden sızıntılar, 2010 Nisan ayında Meksika körfezinde Deepwater Horizon vegeçtiğimiz sene Kalecik Bölgesindeki petrol platformlarından sızan petrol döküntüleri, çevreye duyarlı her dünya insanını etkilemiştir. Aslında tüm bu petrol döküntülerinin bizlerde iz bırakmasının sebebi boyutunun, coğrafi konumunun ve müdahalenin yapıldığı andaki politik tutumun bileşenidir. Biz ise toplum olarak tüm bu kıstaslardan sınıfta mı kalacağız?

Kazanın şiddeti ve türü ne olursa olsun, toplum olarak petrol kaynaklı bir çevre felaketi görüntülerine kendi ülkemizde şahit olmak istemiyoruz.

Odalarımızın görevi kamuoyunu bu yakıt transferi esnasında olabilecek olan felaketlere karşı uyarmaktır. Dileğimiz ise kazasız bir yakıt transferinin gerçekleştirilmesidir.”