KTTO Yönetim Kurulu Üyesi Emre Olgun, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı'ya yaptığı açıklamalar nedeniyle tepki gösterdi.

AÇIKLAMA ŞÖYLE;

KKTC olarak, tüm dünyadaki gibi, sağlık ve ekonomi anlamında zor bir dönemden geçtiğimiz bugünlerde Ekonomi ve Enerji Bakanımız Sn. Prof. Dr. Erhan Arıklı'nın yaptığı talihsiz açıklamaların üzüntüsünü yaşamaktayım. Eğitimim sonrası döndüğüm vatanımda 24 senedir gerek ticari anlamda gerekse sivil toplum örgütçülüğü anlamında aktif biri olarak hiçbir zaman Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Bakanlıklar veya bağlı kuruluşlarında görev yapanlara siyasi kimlik veya isim olarak bakmadım. Bana göre önemli olan o makam ve yapmakla sorumlu olduklarıdır.

Sayın Ekonomi ve Enerji Bakanımız 'kısa' bir süre aile işletmesinde yöneticilik yapmasına ve İşletme Bölümünde yüksek lisans yapmasına ve “KKTC’de küçük ölçekli iş yerlerinin İşletmeleri” tezi yazmasına rağmen belli ki ekonomi konusuna sadece akademik olarak bakabilmekte. Bu konuyu detaylı açıklamadan önce Ekonomi ve Enerji Bakanlığı güncel misyonunun ikinci maddesini kendisine hatırlatmak isterim;

'Ekonominin itici gücünün özel girişimcilik olduğu bilinciyle ve başta KOBİ’ler olmak üzere bütün sanayici, tüccar, esnaf ve sanatkârlara, güvenli, sürdürülebilir ve çevreye duyarlı bir iş ve rekabet ortamı tesis etmek'.

İş insanlarının hükümet edenler tarafından sürekli olarak hedef gösterilmesi KKTC için yeni bir şey değil. Yeni Ekonomi ve Enerji Bakanının da iş insanlarının 'çoğunu' zan altında bırakarak ve belli isimleri hedef göstererek KKTC'deki pahalılığı iş insanlarına mal etmek tamamen tribünlere oynamaktır. Bunu yaparken ise yorum yapanlara ‘gocunduğuna göre sen de onlardansın’ diye ötekileştirmek bu mevkideki birine yakışmamaktadır. Sayın Bakan hatırlamalıdır ki kendisi sadece tüketicinin (ki hepimiz tüketiciyiz) Bakanı değil ülke ekonomisine yön veren ve kamuya vergileri ile parasal girdi sağlayan iş insanlarının da Bakanıdır. Kitaplarda yazan fiyat belirlemesinin KKTC için çok daha karmaşık olduğunun bilincine bir an önce varmalıdır. Sayın Bakan'a göre ülkeyi ucuzlatmak satış fiyatlarından geçmektedir, bunu kontrol altına almak en kolay çözümdür ve serbest piyasa ekonomisi kavramının ise hiçbir anlamı yoktur. Sayın Bakan bize lütfen kendi kafasındaki alış ve satış fiyatı arasındaki yolculuğu anlatsın. Bu yolculuktaki kalemleri ve riskleri eminim ki iyi analiz edememiştir. Neden mi? Birkaç örnek ile gidelim. Ülke ekonomisi bir işletme ise, hükümet personel maaşlarını ödeyemediğinde deniz aşırı gidip geri ödemesiz finansman bulabiliyor, AMA İŞ İNSANLARININ ÖYLE BİR İMKANI YOK. O veya bu sebeple kamu maliyesinin diğer kalemleri de açık verdiğinde deniz aşırı gidip geri ödemesiz finansman bulabiliyor, AMA İŞ İNSANININ ÖYLE BİR İMKANI YOK. Ülke ekonomisi bir işletme ise, kendisinin yapamadığı, yanlış yaptığı ve yüzüne gözüne bulaştırdığı konuları toparlaması için deniz aşırı gidip, başkalarının yardımı ile çözüm bulabiliyor, AMA İŞ İNSANININ ÖYLE BİR İMKANI YOK. Satış fiyatı belirlenirken alış fiyatı dışında en büyük kalem işletme maliyetleridir. Bu maliyetlerden basit birkaç örnek verelim. İş insanı peşin vergiler ve harçlar dâhil birçok fiyat artırıcı unsurla karşı karşıya kalıyor, çünkü zaten yönetilemeyen kamu maliyesine ne girse devlet için kazançtır mantığı var. Finansmana ulaşım iş insanı için oldukça zor ve maliyetlidir ve bu finansman maliyeti KKTC ekonomik yapısında fiyatlara yansıtılmak zorundadır. KKTC iş insanı ambargolardan dolayı ürün taşımacılığında diğer ülkelerden farklı olarak ekstra taşımacılık masraflarına sahiptir. KKTC iş insanı kalifiye personele masraf edip onu daha az ücret ile kamuya kaptırmak durumundadır. KKTC iş insanı aldığı hizmet için kamuya peşin ve garantili ödeme yapmak durumunda, çoğu zaman eksik veya yetersiz hizmet almak durumundadır. KKTC iş insanı kamuya sağladığı ürün ve hizmetlerin karşılığını bazı durumlarda 'yetersiz bütçe' bahanesi ile UZUN zaman alamamakta fakat çaresizce eli kolu bağlı kalmaktadır. KKTC iş insanı ülkemizde enflasyon muhasebesi olmadığından her sene devlete haksız ilave vergi vermek durumundadır. KKTC iş insanı devletinin yetersiz denetim ve kontrollerinden dolayı sıkça haksız rekabetle karşı karşıya kalmakta ve zarar etmek durumundadır.

Sayın Bakan, alış fiyatının üzerine bu faktörleri nasıl ekleyip satış fiyatı belirlediğinizi bize açıklayın lütfen. Bunu yaptıktan sonra lütfen bir de bizim devletten aldığımız hizmetlerin maliyeti ve bizim ödediğimiz ücretleri sıralayın. Ülkeyi ucuzlatmanın tek yolu hükümet edenlerin öncelikle kamu maliyetlerini aşağıya çekmesi, uygun yatırım ve iş ortamını sağlaması, haksız rekabeti önleyici kontrol ve denetimi sağlayabilmesi ve belli kesimleri hedef göstermemesi ile olur. Unutmayın ki bakanlık görevleri gelip geçicidir (ortalama 1.5 sene), başarısız olunsa bile sizin için hayat devam eder. Yeni gelen, şu andaki yapıda, uçağa binip taşıma su ile değirmeni döndürmeye devam eder. Son olarak sizden ricam önce siz hükümet olarak ülkeyi adil bir şekilde, batırmadan ve muhtaç etmeden iyi yönetmeyi becerin, emin olun ki iş hayatı da serbest piyasa ekonomisi ve yürekli yatırımcıları ile gereğini yapacaktır.