Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Girne Milletvekili Fikri Toros, Kıbrıs Rum Toplumu lideri Nicos Anastasiades’in sunduğu ve kapsamında kapalı Maraş, Mağusa Limanı, Ercan Havaalanı, hidrokarbon paylaşımı, katma protokol ve deniz yetkili alanları başlıkları olan Güven Yaratıcı Önlemlerin (GYÖ) önemine dikkat çekti.

Önerilen GYÖler, istişareye ve genişletilmeye açık olduğunu belirten Toros, Avrupa Birliği’nin destek vereceği Avrasya Enterkonnektör ( Eurasia Interconnector ) isimli elektrik kablo bağlantısının; tüm Ada’nın yararlanacağı yüksek güçte bir Güneş Enerjisi Santralı; Akıncılar ve Haspolat’ın yanı sıra Lefkoşa’da Mağusa ve Baf geçiş noktalarının açılması; Kuzey’in AB müktesebatına ve Euro bölgesine hazırlanması; ve AB Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün yasallaşması, etkili bir müzakere yoluyla GYÖler paketine eklenmesi gerektiğinin altını çizdi.

İşte Toros’un ilgili paylaşımının tam metni:

AŞAMALI ve SONUÇ ODAKLI BİR MÜZAKERE YÖNTEMİ ÇERÇEVESİNDE

GÜVEN YARATICI ÖNLEMLER

Kıbrıs Rum Toplumu lideri Nicos Anastasiades’in sunduğu ve kapsamında kapalı Maraş, Mağusa Limanı, Ercan Havaalanı, hidrokarbon paylaşımı, katma protokol ve deniz yetkili alanları başlıkları olan Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ),

Federal çözümün yaşayabilir olabilmesi için gerekli olan karşılıklı güvenin yeniden tesis edilmesi,

Toplumlar arası entegrasyonun sağlanması,

Kıbrıs Türk Ekonomi’sinin kalkınması,

Varolan statükonun her iki tarafta yarattığı istikrarsızlığın aşındırılması ve en önemlisi

Geri dönüşü olmayan, aşamalı bir müzakere yönteminin oluşturulabilmesi için önemli bir kaldıraç gücüne sahiptir.

Tanık olduğumuz diğer barış süreçlerinde tecrübe edildiği gibi, Kıbrıs çözüm sürecinde de devam eden çıkmazın aşılabilmesi için, ortak kazanımların hakim olacağı bir ortamın oluşturulması elbette etkili bir teşvik unsuru niteliğinde olacaktır.

Siyasi sorunun devam ettiği Kıbrıs özelinde, böyle bir ortam sadece tarafların eşit toplumsal statüde yer aldığı BM zemininde yapılacak müzakere yoluyla oluşturulabilir.

Önerilen GYÖler, istişareye ve genişletilmeye açıktır.

Bu noktadan hareketle, mevcut koşulların her iki toplumda etkisini gösteren hak ve hukuk ihlallerinin sonlandırılması; ayrıca, ortak yurdumuz olan Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’de barış, istikrar ve ortak kazanımların elde edilmesi hedefiyle, Kıbrıs Türk tarafı GYÖleri meşru zemin olan Birleşmiş Milletler himayelerinde daha fazla geç kalmadan müzakere etmelidir!

Bu bağlamda esas amacı güçlendireceği kesin olan, Avrupa Birliği’nin destek vereceği Avrasya Enterkonnektör ( Eurasia Interconnector ) isimli elektrik kablo bağlantısı; tüm Ada’nın yararlanacağı yüksek güçte bir Güneş Enerjisi Santralı; Akıncılar ve Haspolat’ın yanısıra Lefkoşa’da Mağusa ve Baf geçiş noktalarının açılması; Kuzey’in AB muktesebatına ve Euro bölgesine hazırlanması; ve AB Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün yasallaşması, etkili bir müzakere yoluyla GYÖler paketine eklenmelidir!

Sayın Tatar’ın GYÖleri reddetmesi ve değerlendirilmesi dahi mümkün olmayan “iki devlet arasında işbirliği” temelli teklifinde ısrar etmesi, Ada’mızın bölünmüşlüğünü ve her noktada denklem dışı, ıssız ve yalnız olan Kıbrıs Türk Toplumunun sosyo-ekonomik çöküşünü kalıcılaştırmaktadır!

24 Nisan 2004 tarihli referandumda Kıbrıslı Türklerin büyük bir çoğunlukla onay verdiği, iki bölgeli, iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı Birleşik Federal Kıbrıs yapısına dair iradenin canlı olduğu, ayrıca BM üyesi ülkeler ve Avrupa Birliği başta olmak üzere Dünya ülkelerinin kabul edebileceği yegane çözüm modelinin federasyon olduğu da hiçbir zaman unutulmamalıdır!