Çevre Koruma Vakfı (ÇEKOVA) Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Rifat Siber, günümüzde tüm ülkelerin en başta gelen ortak sorununun çevre sorunu olduğunu vurguladı.  ÇEKOVA Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Rifat Siber, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın müteahhitlere yönelik yaptığı konuşmada “Ne ilgili daireyi ne de imar ve çevre planlarını dinlemeyin.” demesini kabul etmediklerini söyledi.

“Siyasi seçilmişler hangi makamda olurlarsa olsunlar kendilerini yasaların üzerinde göremezler.” diyen Rifat Siber,  devletinin kurumlarını yok sayma ve kendisini yasaların üstünde görme demokratik hukuk devleti ile bağdaşmadığı gibi, halkta devletinin kurumlarına karşı da bir güvensizlik oluşturduğunu belirtti.

 Rifat Siber’in açıklamasının tamamı şöyle:

Günümüzde tüm ülkelerin en başta gelen ortak sorunu çevre sorunudur.

Çevre Koruma Vakfı kurulduğu tarih olan 2002 yılından günümüze kadar çevre konularına gösterdiği duyarlılık ve çalışmaları ile halkımızın güvenini kazanmıştır.

Demokratik ve Çağdaş hukuk devletlerinde devlet yönetiminde olanlar, toplum ve çevre için çalışan Sivil Toplum Kuruluşları‘na büyük değer vermekte, onların görüş ve önerilerini dikkate almaktadır.

Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın  ülkemiz inşaat sektörü firma çalışanları ve müteahhitlere  yönelik olarak düzenlenmiş  sosyal bir etkinlikte  ,21 Nisan 2022  tarihinde  yaptığı talihsiz konuşma dolayısıyla  ÇEKOVA olarak bu açıklamayı yapmayı uygun gördük.

Uzun yıllar eksikliğini duyduğumuz İmar Planı, Ülkesel Fizik Plan’a, Şehir Planlama Dairesi uzmanlarının Anayasa, İmar Yasası  ve ilgili yasalar ışığında bilimsel metotlarla çalışmaları sonucu kavuşmuş bulunuyoruz.

 Sayın Cumhurbaşkanı’nın müteahhitlere yönelik yaptığı konuşmada “ …Ne ilgili daireyi ne de imar ve çevre planlarını dinlemeyin, “ demesi kabul edilemez.  Çünkü siyasi seçilmişler hangi makamda olurlarsa olsunlar kendilerini yasaların üzerinde göremezler.  Devletinin kurumlarını yok sayma ve kendisini yasaların üstünde görme demokratik hukuk devleti ile bağdaşmadığı gibi, halkta devletinin kurumlarına karşı da bir güvensizlik oluşturur.

Çevreyi ve dolayısıyla insan sağlığını koruyarak ülkemizdeki yatırımlarının önünün açılması, ülkemizin gelişmesi ortak arzumuzdur. Çevre kaybedilirse geri dönüşü yoktur. Bunun erken bilincine varmayan ülkeler, ne yazık ki geleceklerini yok edecekler. Çevresi bozulmuş, tahrip olmuş bir ülkede yaşayan halkın yaşam kalitesi düşüktür. Siyasi seçilmişlerin esas görevinin halkın yaşam kalitesini yükseltmek olduğu unutulmamalıdır. Çevreyi önemsemeyen, hatta hiçe sayan bu gibi talihsiz açıklamaların devlet temsilcilerinin ağzından arşivlerde yer alması üzücüdür, bir o kadar da düşündürücüdür. O nedenle Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın bu talihsiz önerisini, heyecanına, dil sürçmesine veriyoruz ve bu konuda kendisinden yeni bir açıklama beklediğimizi kamuoyuna duyururuz.