Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a, “Kıbrıs Türk halkının sorunlarının ve sıkıntılarının çözümüne çaba harcaması” konusunda çağrıda bulundu. 
Özersay, Güney Kıbrıs ve Türkiye üzerinden uluslararası seyahat edecek vatandaşların aşı sertifikaları ile ilgili yaşadığı sıkıntıya işaret ederek, Tatar’dan aşı sertifikalarının kabulü için gerekli çabayı göstermesini istedi. 
HP’den verilen bilgiye göre, bir televizyon programına katılarak gündemdeki konuları değerlendiren Özersay, Cumhurbaşkanı’nın New York’ta, Rum Lider ve BM Genel Sekreteri ile bir araya geldiğinde yapılması gereken şeyin; gündelik hayatı doğrudan ilgilendiren meseleleri masaya koymak olduğunu kaydetti. 
Özersay, özellikle Güney Kıbrıs üzerinden seyahat edecek vatandaşların bir kısmının Güney’den seyahat sağlayacak sertifika için e-posta attığını, yazı yazdığını ve onay beklediğini kaydetti. 
“Kapıdan geçerken aşılı kabul edilirken, aşı kartı geçerli sayılırken, uluslararası uçacaklara neden kabul edilmiyor” diye soran Özersay, “Kartın denkliğini sağlamak zorlaştırılıyor ve Kıbrıs Türk halkına eziyet çektiriliyor” ifadelerini kullandı. 
Çocuğunu okula götüreceklerin, tedaviye gideceklerin ciddi zorluk çektiğini ifade eden Özersay, “Anastasiadis’i ve BM Genel Sekreteri’ni bulmuşken bu konuyu açıp ‘gel bu eziyete dönen meseleyi bir çözelim’ diyebilmek lazımdı” diye konuştu. 
Özersay, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yurt dışı temaslarında bir araya geldiğini de hatırlatarak, “Türkiye üzerinden yapılacak uçuşlarda aşı kartının geçerli kılınması mümkündü. Türkiye’den yurt dışına yapılacak uçuşlar için bizim aşı kartımızın oradakiyle denkliğinin olması lazım. Online olarak bu adaptasyon sağlanmalı. Aşı kartlarının denkliği konusu bir an önce hayata geçirilmelidir” görüşünü dile getirdi. 
Özersay, Güney’de çalışan vatandaşların, hayatlarını kaybettikten sonra eşlerinin o maaşların bir kısmını alması gerekirken alamadığına da dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“Rum tarafı maaşları vermiyor. Diğer yandan Güney’de çalışanların ailelerinin Güney’den sağlık hizmeti almalarının da önünü ‘siz Kuzey’de yaşıyorsunuz’ diyerek kapattılar. Çalışma yaşamının kuralları içinde bu insanlar hak sahibidir. İnsanlar hakkını alabilmek için dava açıyor, masrafa giriyor. Halbuki geçtiğimiz yıllarda, vatandaş dava açtığında masrafları Cumhurbaşkanlığı üstlenmişti. 
Cumhurbaşkanlığı’ndan bir Hukuk Komitesi vardı, Kıbrıslı Türkler adına Güney’de dava açıyorlardı. Cumhurbaşkanı’nın yapması gereken bunlara odaklanmaktır. Cumhurbaşkanı, Anastasiadis’i arayıp vatandaşın hakkını aramalı, Güney’de çalışanların yatırımlarının orada yapıldığını ve aile yakınlarının da hak sahibi olduğunu söylemesi lazım. Bu baskıyı yaptıktan sonra basına da bir açıklama yapmalı ve kaçılmasını engellemelidir. Cumhurbaşkanlığı olarak bireyleri örgütleyip masraflarını üstlenip dava açın. Vatandaşın gündelik hayatını ilgilendiren sorunları çözmelidirler.”  
 
“ÜLKEYE FAYDANIZ OLSA DESTEK VERMEKTEN ÇEKİNMEZDİK”
 
Hükümete “Eğer memlekete hizmet ediyorsanız devam edin” sözleriyle seslenen HP Genel Başkanı Özersay, hükümeti “memlekete zarar vermesi, hukuk tanımazlığı ve muhalefeti yok sayması” gerekçesiyle eleştirdi. 
Meclis Genel Kurulu’nun nisap sorunu nedeniyle açılamaması konusunda değerlendirmede bulunan Özersay, Başbakan Yardımcısı Erhan Arıklı’nın “Hükümeti kolaysa düşürün. 26’yi bulamıyorsanız yardımcı olup tahammül edeceksiniz” sözlerine “Hangi yüzle bu şekilde konuşabiliyor?” yanıtını verdi. 
Özersay, şöyle devam etti:
“Siz bu görevlerdeyken hizmet ediyor olsaydınız, Meclis’te çoğunluğa sahip olmasaydınız bile biz o çoğunluğu size sağlardık. Ama söz konusu sürekli memlekete zarar veren bir hükümettir. Örneğin muhalefeti yok sayarak, kafanıza göre nisan ayı için seçim tarihi belirlediniz. Anayasa’yı yok saydınız komite kurdunuz. Anayasa’ya, iç tüzüğe aykırı şekilde nisan ayında seçim yapılması için 
komitede karar aldınız. Anayasa’ya göre Hukuk Komitesi’nde karar alınması gerekirdi, niçin alınmadı da yeni komite kuruldu. Burası dağ başı mı, kabile rejimi mi. Burada Anayasa, hukuk, iç tüzük varken, muhalefeti de ikna ederek bir seçim tarihi belirlemek varken bunları bir kenara atıp bildiğinizi okuyacaksınız, sonra da ‘Ben hükümet olarak desteğimi kaybettim Meclis’i açamıyorum, gelin açın’ diyeceksiniz. Memlekete bir faydanız olsa size koltuk değneği olalım. Madem ki attığınız her adımda memlekete zararınız var, biz size koltuk değneği olmayız.”