Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, önemli açıklamalarda bulundu ve Hüseyin Ekmekçinin sorularını yanıtladı.

Kudret Özersay, hükümetin krizi en baştan daha iyi yönetebilmesi durumunda şu an kapanmak zorunda kalınmayacağına dikkat çekerek, “Açık kalabilseydik iç piyasa, iş yapmaya devam ederdi. Eskisi gibi olmasa da ekonomide çarklar dönerdi” dedi.

Özersay, hükümetin salgın ile ekonomi yönetiminde adım atamadığını ve krizi yönetemediğini belirterek, “Zamanında halka anlaşılır bilgi verilemedi. Alınan kararların 24 saat sonra açıklandığı ve uygulanamadığı için bu noktaya geldik” diye konuştu.

Hükümetin krizi yönetmek yerine; kurultay başkanı, kurultay tarihi, meclis başkanı, hükümet ortakları ve hükümet partilerinin kendi içindeki kavgalarla uğraştığına işaret eden Özersay, “Bu durumlardan dolayı vatandaşın gözünde ülkeyi yönetemedikleri algısı oluştu” ifadelerini kullandı.

Her yıl yeni yılda harçlara yapılan zamların bu yıl yapılmamasını istediklerini ifade eden Özersay, “Hükümet önce ‘Memura hayat pahalılığını ödemek için zam yaptık’ dedi ardından hayat pahalılığını dondurduklarını ve buradan gelecek 100 milyon TL’nin reel sektöre verileceğini söylediler. Bu para nerededir?” diye sordu.

Hükümetin aldığı kararlarla, bir önceki hükümet döneminde alınan kararların benzediğinden bahseden Özersay, “Bir önceki hükümet döneminde ekonomi bu kadar kötü değildi. Bu nedenle alınan kararlar bu kez yaraya merhem olmaz. Ekonomi bizim dönemimizden daha kötü durumdadır. O nedenle bizim aldığımızdan daha farklı karar alınmalıdır” ifadelerini kullandı.

Reel sektörün borçlandırılmak istendiğini ve pul parasının alınmayacağını dile getiren Özersay, “Bizim dönemimizde ile şimdiki dönem farklı çünkü faizler arttı. Esnaf, aldığı borcu ödemeye çalışıyor. Borcun borçla ödenmesi isteniyor” dedi.

Hükümetin özel sektöre ‘gidin borçlanın’ demek yerine sektörün ayakta durmasını sağlayacak adımlar atması gerektiğine dikkat çeken Özersay, “Sosyal Sigorta primleri, borçlar ve faizler konusunda destek olunmalı. Hükümet, memurun maaşını ödemek için borçlanmak yerine önce özel sektörün ayakta durması için borçlanmalı. Özel Sektör için 3 ay sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımları yapılabilir” ifadelerini kullandı.

Özel sektörün ayakta durması durumunda memurun ödenebileceğini savunan Özersay, “Hayat pahalılığını ödemeyip 100 milyonu özele vereceğim demek acaba bir masal mıydı kaynak yok muydu? “ diye sorguladı.

Özersay, reel sektör için iç veya dış borçlanma yapılabileceğini ayrıca tasarrufa gidilerek kaynak da yaratılabileceğini ancak bunlarla ilgili bir planının olması ve mutlaka paylaşılması gerektiğini savundu.

Reel sektöre destek için yaratılabilecek kaynaklardan bahseden Özersay şöyle konuştu:

“Türkiye’nin vereceği borç ve hibe ile kaynak yaratılabilir ancak ortada mali protokol yok o nedenle para gelmeyecek. İç borçlanmaya da gidilebilir ancak muhalefetle görüşüp plan hazırlanmalıdır Özel sektörün yeniden ayağa kalkması için tasarruf yaparak kaynak yaratabilir.

Borçlanılmaya gidilecekse mutlaka bunun ödeme planı, paranın nerede ve nasıl kullanılacağı ile ilgili bilgi paylaşılması gerektiğinden bahseden Özersay, “Borçlanılan paranın çar çur edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

13’ncü maaş konusunda hükümetin popülist davrandığını anlatan Özersay, “13’ncü maaş ödemesinin aciliyeti ne idi? Bu para özele verebilirdi ve sektör 2 ay nefes alırdı” diye konuştu.

Geçmiş hükümet döneminde milletvekili ve bakanların maaşlarından yüzde 50 kesinti yapıldığını ve salgın fonuna yatırıldığını hatırlatan Özersay, “Geçici bir süre ileride ödemek kaydıyla kamu maaşlarından kesinti yapılabilir. Böylece kaynak yaratılabilir” ifadelerini kullandı.