NORTH CYPRUS UK-ÖZEL

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli, 2014 yılında yürürlüğe giren Özel Hayatın Gizliliği Yasası’nın hazırlanırken basın özgürlüğü gözetildiğini ifade etti.

Polisin nereden bunu vazife edinip gazetecilere soruşturma başlattığının anlaşılır olmadığını söyleyen İncirli, yasanın uygulanmasında hukukun üstünlüğünün esas olduğunu ve Polis Teşkilatı’nın da yasaya göre davranmak zorunda olduğunu kaydetti.

CTP Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli bugün Radyo Mayıs’ta Meltem Sakin’in sunduğu programa katıldı.

İncirli: 2014’ten önce özel hayatın gizliliği korunamıyordu

Programda, Meltem Sakin “Özel Hayatın Gizliliği Yasası” tahtında 3 gazetecinin 6 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacakları hatırlattı ve CTP’nin de bu konuda birtakım eleştirilere maruz kaldığını söyledi.

Sakin’in konuyla ilgili sorusunu yanıtlayan Sıla Usar İncirli, CTP’nin ilgili yasaya sonuçlandırdığı 2014 yılında önce ülkemizde özel hayatın gizliliğinin hiçbir şekilde korunamadığını söyledi.

Yasadan önce isteyenin istediğini kaydedebildiğini, dinleyebildiğini ve bu kayıtları ifşa edilebildiğini aktaran İncirli, bunun özel hayatın gizliliğini çok ciddi tehdit altına soktuğunu dile getirdi.

Sıla Usar İncirli, dünyaya bakıldığında özel hayatın gizliliğinin ne kadar mahrem ve korunması gerektiği ile ilgili çok önemli uluslararası antlaşmalar ve çalışmalar olduğunu işaret etti ve CTP ülkedeki bu eksikliği görüp, 2014 yılında yasa çalışmasını yaptı. Eğer bu yasa çalışması yapılmamış olsaydı özel hayatın gizliliği ile ilgili çok büyük insan hakları ihlali olacaktı” dedi.

İlgili yasanın hayat bulmaması halinde içinde bulunduğumuz iletişim çağında, kaydetmenin, video ve ses kaydı almanın bu kadar kolay olduğu günlerde özel hayatın gizliliği ile ilgili insan hakkını korumanın pek mümkün olmayacağını belirten İncirli şöyle devam etti:

“Yasanın hazırlandığı günlerde basın özgürlüğü ile ilgili basın örgütleri endişelerini dile getirmişlerdi. 2014 yılında Medya Etik Kurulu Başkanlığı yapan Prof. Dr. Süleyman İrvan basın özgürlüğü ve gazetecilerin kendi görevlerini yapabilmeleri ile alakalı olan alanlarda bu yasa ile ilgili sorunlar yaşayabileceklerini işaret etmişti. Bu işaretleri değerlendiren o dönemin Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi Başkanı olan Tufan Erhürman bu önerileri dikkate alarak yasada değişiklikler yapmıştı”.

Son gelişen olayda, Yenibakış Gazetesi’nin vatandaşlıkların usulsüz olarak dağıtılması ile ilgili olarak bir yozlaşmayı ortaya çıkaracak bir yayın yaptığını kaydeden Sıla Usar İncirli, özellikle toplumun çok duyarlı olduğu vatandaşlık konusunda, böyle bir yozlaşmayı ortaya çıkaracak olan bir yayın söz konusu ise, bunun basının görevleri arasında olduğunu ve basının bunu halkla paylaşmasının görevi olduğunu söyledi.

“Polisin ne yaptığı anlaşılır değil”

“Dolayısıyla ben gazetecinin yapmış olduğu çalışmanın özellikle çok da hassas olunan bir konuda kamuoyuyla paylaşılmasının bir mahsuru olduğunu düşünmüyorum” şeklinde konuşan İncirli, yasanın yapılırken basın özgürlüğü konusu gözetilerek yapıldığının altını çizdi.

Polisin nereden bunu vazife edinip gazetecilere kovuşturma ve soruşturma başlattığını gerçekten anlamış değilim diye konuşan Sıla Usar İncirli şu şekilde devam etti:

“Yasa oradadır. Bu yasanın uygulanmasında hukukun üstünlüğü esastır. Polis Teşkilatı yasaya göre davranmak zorundadır. Bu gibi konularda bir girişim yapmadan hükümetin de keyfi davranmasını kabul etmek kesinlikle mümkün değildir. Bu durum siyasi ve keyfi bir şekilde manipüle edildi. Kesinlikle doğru bulmuyorum. CTP olarak her zaman yeni üretilen yasalarda uygulama konusunda aksaklıklar varsa düzeltilmesi konusunda elimizden geleni yapmaya hazırız”.