Ekonomist Derviş Kemal Deniz, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’de faizlerin geçen hafta yeniden düşürüldüğünü, ABD ve Avrupa’da ise faizlerin artırılmakta olduğunu vurguladı.

Türkiyede beklentinin farklı, Avrupa ve ABD de beklenti farklı olduğunu işaret eden Deniz, ancak ortada ortak bir durum olduğunu, onun da pahalılık olduğunu ifade etti.

Avrupa ülkelerinin pahalılığa karşılık kendi açılarından riskli ancak halk kitleleri açısından rahatlatıcı önlemler alma planları içerisinde olduklarını anlatan Derviş Kemal Deniz, “Avrupa ülkeleri ve ABD 2024 e kadar yaşanacak ve pahalılığı yaratabileceği ekonomik durgunluğa karşı gerek işletmelere gerekse kişilere direk mali katkı yapma ve vergi oranlarında düşüşe gitme kararları üretmek üzerinde çalışmaktadırlar” dedi.

Deniz, bizim derdimizin KKTC olması nedeniyle önümüzde yaşanacak krizler ve en önemlisi pahalılığın yaratacağı talep azalması karşısında gerek işletmelerin gerekli faaliyeti yapamaması, gerekse şahısların alım güçlerinin her geçen gün azalmasına karşı KKTC hükümetinin plan ve program hazırlayıp yürürlüğe koyması gerektiğine dikkat çekti.

Siyasette istikrar ve ekonomi yönetiminde doğru kararların verildiği bir ortama süratle ihtiyacımız olduğunu ifade eden Deniz,  siyasetteki istikrarın sadece içteki işletmeleri rahatlatmayacağını, yabancı sermayenin istikrarlı bir ortamda yatırım yapmasına da olanak sağlayacağını aktardı.

Derviş Kemal Deniz, acilen halkı rahatlatacak bir programın açıklanması gerektiğini, yoksa geç olacağını söyledi.

İşte ilgili paylaşım:

Türkiyede faizler geçen hafta yine düşürüldü.

Bunun etkileri düşük maliyetli krediye daha kolay ulaşılması, piyasaya para akımının devamı, döviz kurlarının artması ve ihraç malları ile turizm hizmetlerinin daha rekabet edebilir bir duruma getirilip artırılmasıdır.

Türkiye dışında gerek Avrupa ülkelerinde gerekse Amerika Birleşik Devletlerinde faiz artırılmakta ve krediye ulaşım zorlaştırılmaktadır.

Bu durumda faiz artışı ile birlikte piyasaya akan para hacmi azaltılacağından talep de azaltılmış olacaktır.

Bu ülkelerde petrol ve gaz fiyatlarının artması ve tedarik zincirindeki aksamalar fiyatların yükselmesine yani enflasyonist durumun oluşmasına yol açmaktadır.

Enflasyonist durum da en çok orta ve düşük gelirli insanları ve işletmeleri etkilemektedir.

Türkiyede beklenti farklı, Avrupa ve ABD de beklenti farklı.

Ancak ortada ortak bir durum var.

Pahalılık.

Pahalılığa karşılık Avrupa ülkeleri kendi açılarından riskli ancak halk kitleleri açısından rahatlatıcı önlemler alma planları içerisinde.

Avrupa ülkeleri ve ABD 2024 e kadar yaşanacak ve pahalılığı yaratabileceği ekonomik durgunluğa karşı gerek işletmelere gerekse kişilere direk mali katkı yapma ve vergi oranlarında düşüşe gitme kararları üretmek üzerinde çalışmaktadırlar.

Bizim derdimiz KKTC olduğundan önümüzde yaşanacak krizler ve en önemlisi pahalılığın yaratacağı talep azalması karşısında gerek işletmelerin gerekli faaliyeti yapamaması, gerekse şahısların alım güçlerinin her geçen gün azalmasına karşı KKTC hükümetinin plan ve program hazırlayıp yürürlüğe koymasıdır.

Bu da işletmeler için vergi indirimi şahıslar için direk mali katkı proramlarını içeren bir paket ile olur.

Paket hazırlanır sonra da kaynak bulmak için seferber olunur.

Siyasette istikrar ve ekonomi yönetiminde doğru kararların verildiği bir ortama süratle ihtiyacımız vardır.

Siyasetteki istikrar sadece içteki işletmeleri rahatlatmaz , yabancı sermayenin istikrarlı bir ortamda yatırım yapmasına olanak sağlar.

Acilen halkı rahatlatacak bir programın açıklanması gerekir.

Yoksa geç olacak.