Meclis Genel Kurulu toplantısında hükümet programının görüşülmesi devam ediyor.

Görüşmeler sırasında CTP Milletvekili Doğuş Derya da kürsüye çıktı. Derya, hükümet programını çerçeveleyen ruh haline değinerek, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine referandum muamelesi yapıldığını; müdahale ile seçildiğini söylediği Ersin Tatar’ın ve parti politikalarının, devlet politikası gibi sunan bir ideolojik arka planla karşı karşıya olunduğunu savundu.

“Demokrasiyi bu kadar yaralayan müdahale süreçlerine daha önce şahit olunmadı, bunu koalisyon vekilleri de dile getirdi” diyen Derya, bu şekilde toplumsal iradenin yara aldığını söyledi.

“İki devletli çözüm”den bahseden Türkiye’nin, Kıbrıslı Türkler adına değil, Kıbrıslı Türkler ile birlikte konuşması gerektiğini söyleyen Derya, “Kıbrıslı Türk toplumunun geleceği ve iradesi bir müzakere kuponu değildir” dedi.

Derya, Türkiye’nin enerji denkleminden dışlanması kabul edilebilir olmasa da bunun bir gerginlik politikası, savaş gemisi diplomasisi zeminine çekilmesinin yanlış olduğunu söyledi. AB ve ABD’nin Türkiye’ye karşı giderek yükselen bir yaptırım stratejisi uygulayacağını anlatan  Derya, Türkiye’nin daha fazla yalnızlaşmaması için Kıbrıs sorunu konusunda açılım getirecek federal çözüme ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Derya, federasyonun 50 yıldır değil, sadece eski Cumhurbaşkanları Talat ve Akıncı’nın dönemlerinde  görüşüldüğünü söyledi, iki devlet konusunda söylenenlerin Rum lider Anastasiadis sanki çözüm istiyor da Kıbrıs Türk tarafı istemiyor gibi bir görüntü yaratılmasına neden olduğunu ileri sürdü.

Maraş meselesinin başından itibaren, Kıbrıs Türk makamlarının dışlandığı bir süreç olduğunu iddia eden Derya, Kıbrıslı Türkleri uluslararası hukuk açısından yalnızlaştıracak adımlar yerine daha akıllıca adımlar atılması gerektiğini söyledi.

Ülkenin gündeminde olmayan bazı konuların gündeme ithal edildiğini söyleyen Derya, yüzde 10 baraj konusuna değinerek, temsili demokraside belirli bir toplumsal kesim Meclis’te temsil edilemezse totaliter yönetim halinin ortaya çıktığını ifade etti, yüzde 10 barajının buna yol açacağını anlattı.

Doğuş Derya, siyasetin kamu faydası için yapıldığı durumlarda, eğer küçük parti örneğin “Yeşiller” gibi bir partiyse iktidar partilerinin çevre konusundaki adımlarını denetleme konusunda önemli olacağını söyledi.

Vatandaşlık politikasının ülke ihtiyaçlarına uygun şekilde ırk, dil, din, cinsiyet ayrımı yapmadan belirlenmesi gerektiğini anlatan Derya, İçişleri Bakanlığı altında sosyal entegrasyon bürosu kurulmasına ihtiyaç duyulduğunu, ülkede artık farklı dilleri konuşan kişilerin de vatandaşlık hakkı elde ettiğini söyledi.

Beyaz kimlik konusunun da ele alınması gerektiğini ifade eden Derya, ülkenin kaldırabileceği nüfusa ulaştığını kaydetti.

Mavi kimlik politikalarının ırkçılığa neden olduğunu söyleyen Derya, KKTC vatandaşları bir yabancıyla evlendiğinde o kişi vatandaş olabilecekken, kuzeyde yaşayan Rumların evlendiği Kıbrıslı Rum ve Maronitlerin mavi kimlik alamadığını, 30 günde bir sınırı geçmek zorunda kaldığını anlattı.

Maraş’ın Kıbrıs Türk turizmine katılacağının dile getirildiğini ifade eden Derya, buna “dark tourism” denmesinden utandığını söyledi, bir toplumun acı ve gözyaşları üzerinden turizm satılamayacağını kaydetti.

Bütün dünya küresel ısınma, gıda kıtlığı gibi konuları konuşurken, KKTC’de gündemin inşaat olduğunu anlatan Derya “İmar Planı rant hesapları ile ertelendi, tarımsal arazilere önem verilmedi” dedi.

Her şeyin çıkar çevrelerinin ihtiyaçlarına göre şekillendirildiğini söyleyen Derya, bakan atarken kriter aranmazken üst düzey yöneticilerde kriter aranmasından bahsedildiğini kaydetti.

Derya teşvik sisteminin gelişmeye çalışan ve istihdam yaratabilecek alanlara yönlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Şiddete müdahale birimlerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Derya, gıda güvenliği ile ilgili teşkilatlanmanın tamamlanması gerektiğini kaydetti.

Derya Vakıfların Ekonomi ve Enerji Bakanlığına neden bağlandığını sordu.

Kıbrıslı Türklerin hakkı olan aşıların gelmesi için Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın adım atması gerektiğini dile getiren Derya, pandemiyle ilgili kararların sürekli değiştiğini, neyin neden yapıldığının da açıklanmadığını anlattı.

Hükümet programında yaşlı bakım evi konusunda bir plan görmediğini kaydeden Derya, kreş ve yaşlı bakım evleri konusunda adım atılması gerektiğini dile getirdi.

Derya, kadına yönelik şiddetin engellenmesi için gerekenin yardım vererek sadaka kültürü oluşturmak değil, sosyal destek mekanizmaları kurulması olduğunu anlattı.