Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN), DAÜ’nün bir devlet üniversitesi olsa bile, üst makamlardan izin alma ihtiyacı duymadan bilimsel çalışma yapabilmesi ve yayın hazırlayabilmesi gerektiğini kaydetti.Sendika, üniversitenin, bu anlamda, DAÜ’ye gelen taleplere dün de, bugün de, yarın da olumlu cevap vermesi, hatta bu konuda liderlik yapması gerektiğini belirtti.DAÜ-SEN’den yapılan yazılı açıklamada, “Toplum olarak çok büyük bir acı yaşıyoruz. Çocuklarımızı, öğretmenlerimizi ve çocuklarımızın velilerini kaybettik. Toplum olarak yastayız” denilerek, bir kez daha hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine, sevenlerine ve bu büyük acıyı yüreklerinde hisseden herkese sabır dilendi.Kayıplara neden olanın depremler değil depremlerde yıkılan binalar olduğu ifade edilen açıklamada, bilimsel doğrulara uygun olarak tasarlanan ve inşa edilen binaların büyük depremlerde dahi yıkılmasının pek olası olmadığı belirtildi.“İhmali olan herkesin yargılanması ve cezasını çekmesi hem kamu vicdanı hem de adalet için son derece önemli”Açıklamada, Gidenleri geri getirmese de Adıyaman’daki İsias Oteli’nin yıkılmasında ihmali olan herkesin yargılanması ve cezasını çekmesinin, hem kamu vicdanı hem de adalet için son derece önemli olduğu vurgulandı.Başlatılan ve başlatılacak yargı süreçlerinde bilirkişi raporlarının önemli olacağına işaret edilen açıklamada, “Bu raporların hazırlanmasında hem Türkiye’deki hem de Kıbrıs’taki yetkili makamlara büyük rol düşmektedir. Ancak bununla beraber veya ayrıca meslek odalarının ve üniversitelerin de bilirkişi raporları hazırlaması mümkündür; hatta gereklidir” ifadeleri kullanıldı.Deprem sonrası, arama kurtarma çalışmaları sırasında, devlet otoritesinden bağımsız olarak bilirkişi raporu hazırlama ihtiyacı ortaya çıktığı, iş insanları tarafından bu yönde KTMMOB ve DAÜ’den talepte bulunulduğu ifade edilen açıklamada, KTMMOB’nin bu talebe karşılık verdiği, DAÜ’nün ise resmi izin alınmadığı gerekçesiyle aile yakınlarının talebini geri çevirdiği iddiasına dikkat çekildi.“DAÜ bir devlet üniversitesi olsa bile, üst makamlardan izin alma ihtiyacı duymadan bilimsel çalışma yapabilmeli ve yayın hazırlayabilmelidir” denilen açıklamada, üniversitelerin bilim yuvası olması ve bilimsel çalışmaların devlet otoritesinin iznine bağlanmadan yapılması gerektiği kaydedildi.
-“DAÜ rektörlüğü talebe olumlu cevap vermeliydi”Açıklamada, “DAÜ rektörlüğü kamu otoritesinin izni olup olmamasına bakmaksızın, imkanlar çerçevesinde bu bilimsel raporlamanın hazırlanmasını bağımsız ve objektif olarak gerçekleştirmeli ve talebe olumlu cevap vermeliydi. Bunun yanında devlet otoritesi de, bu çalışmanın yapılabilmesi için doğrudan DAÜ’den ve KTMMOB’den talepte bulunmalıydı” ifadeleri kullanıldı.Bilimsel çalışmaların sadece adalet arayışı için değil, yaşamları korumak için de başvurulması gereken çalışmalar olması gerektiği belirtilen açıklamada, “Bu büyük acı sonrasında, bilimsel çalışmalar ışığında hareket etmeyi ve benzeri kayıpların ve acıların oluşmasını engellemeyi başarmalıyız” denildi.Yaşanılan coğrafyada deprem ve benzeri doğa olaylarının yarattığı tehditler bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, üniversiteler ve meslek odalarının bu tehditlerin ortadan kaldırılması için yapılacak bilimsel çalışmalar anlamında kapısı çalınacak en önemli kuruluşlar olduğu kaydedildi.“Özellikle devlet üniversiteleri güvenilir bilimsel çalışmaların yapılması ve raporların sunulması anlamında hayati öneme sahiptir” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Devlet doğrudan üniversitelerden hizmet talep etmeli, inşaat sektörünün bilimin ışığında hareket etmesini sağlayabilmelidir. Üniversiteler ise bilimsel çalışmalarında özgür olabilmeli, kamu otoritesinden bağımsız, toplum yararına hareket etmeyi başarabilmelidir. Üniversitelerin temel amacı, gerek eğitim, gerekse araştırma ve geliştirme faaliyetleriyle, bilimin ışığıyla topluma hizmettir.”