Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Sağlık Bakanlığı’nın ülke kategorilerini daha sık güncellemesi ve İngiltere örneğinde olduğu gibi bazı özel düzenlemelere gitmesinin faydalı olabileceğini söyledi.

Özersay, turizm sektöründe faaliyet gösteren paydaşlarla görüştüklerinde İskandinav ülkeleri, İsviçre ve İsrail ile ilgili olarak bu ülkelerden Güney Kıbrıs'a gelişlerde uygulanan kuralların aynısını uygulama yoluna gidilmesi istenci ile karşılaştıklarını belirtti.

Özersay açıklamasında şu cümlelere yer verdi:

Dünyada yaşanan gelişmeler nedeniyle her ülke için turizm sezonu denilebilecek tarih aralıklarında da kaymalar oldu. Bu nedenle “turizm sezonu bitti, olan oldu bu saatten sonra ülkeye giriş kuralları değişse ne olur, değişmese ne olur” dememek, daha iyisini değişen şartlarda bulmaya, ülkeye gelişleri sağlıkta RİSKİ ARTIRMADAN KOLAYLAŞTIRMAYA çalışmak gerek.

--Nasıl ki Türkiye ve Birleşik Krallık bizim açımızdan özel bir konumda olduğu için konulan genel kuralların dışında bu ülkelerden gelecek aşısını yaptırmış olan yolcular daha farklı bir uygulamaya tabi tutulabildi, ülkenin ekonomik menfaatleri dikkate alınarak ve turizmin paydaşlarıyla konuşularak bu durum başka ülkeler için de geçerli kılınabilmelidir. Bu açıdan Sağlık Bakanlığı’nın ülke kategorilerini DAHA SIK GÜNCELLEMESİ ve İngiltere örneğinde olduğu gibi bazı özel düzenlemelere gitmesi faydalı olabilir. Örneğin sektörde faaliyet gösteren paydaşlarla görüştüğümüzde İskandinav ülkeleri, İsviçre ve İsrail ile ilgili olarak bu ülkelerden GÜNEY KIBRIS'A GELİŞLERDE UYGULANAN KURALLARIN AYNISINI UYGULAMA yoluna gidebilmemiz gerekir. Yani aşılı olan ve bu ülkelerden gelecek olan yolcuların önceden PCR testi yaptırmaları, hatta ülkemize güney Kıbrıs üzerinden gelmeleri halinde ilaveten bir de kapıda hızlı test yaptırmaları kaydı ile ülkemize girişleri karantina şartı olmaksızın mümkün kılınabilir.

--Geçen sürede yaşanan tecrübe gösterdi ki Avrupa’da bazı ülkelerde PCR testi yaptırmak ülkemizde olduğu gibi kolay ve erişilebilir değil, hatta bazen gerçek bir eziyet. Hem önceden randevu almak hem de 150/200 Euro gibi bedeller ödeyerek yaptırmak gerekebiliyor. Bu çerçevede aşısını yaptırmış olan yolcuların ülkemize girişte ve takip eden günlerde hızlı test ile takip edilmesi yöntemi de düşünülebilir. Bu uygulama sonucunda rakamlar üzerinden yurt dışından gelişlerde pozitif vaka sayıları yakından ve günlük bazda takip edilerek bu uygulamanın devamı veya sonlandırılması yoluna gidilebilir. Yani değişen şartlarda, çıkan pozitif vakaların kaynağını doğru tespit ederek tedbirler, önlemler bu vakaların kaynağına uygun olarak akıllıca tasarlanmalı ve sürekli olarak şartlara göre adapte edilebilmelidir.

--Turizmde alınan kararların bir gecede duyurulup ertesi sabah uygulamaya konulmasının son derece anlamsız ve sektöre zarar veren bir hali olduğu akıldan çıkarılmamalı. Nihayetinde insanlar bir yere tatile gideceklerinde bunu önceden planlamak isterler, hatta planlamak zorundadırlar. Bilet satın aldıktan sonra kuralların değişmesi herkesi perişan eder. Bu nedenle turizm konusunda, seyahatleri etkileyebilecek kararların alınmaları ertesinde HEMEN DEĞİL BELİRLİ BİR SÜRE SONRA YÜRÜRLÜĞE KONULMASI gerekir. Maalesef bu konuya yeterince önem verilmediği için son haftalarda ciddi bazı iptaller yaşanıyor.

--Yaptığımız tüm uyarılara ve çağrılara rağmen maalesef hala daha KULLANICI DOSTU bir internet sitesi ülkemiz açısından mevcut değil. Ülkemize hangi ülkeden hangi koşullarda nasıl gelineceğini ÇOK BASİT, ANLAŞILIR ŞEKİLDE tarif eden bir online platform hala oluşturulabilmiş değil. İnsanlar daha ziyade YIĞMA BİLGİYİ okuyup, ayrıştırmak zorundadır. Evet bilgi oradadır ve istedikten sonra bakılıp bulunabilir ama sadece bunun zor alması bile bazı yabancıların ülkemize gelmeyi tercih etmemesi sonucunu doğurabilir ve kaybeden ülke ekonomisi olur.

Özetle dünyada ve ülkemizde ekonomide ciddi bir daralma yaşanırken, alım gücü ciddi şekilde düşerken, pahalılığı herkes iliklerine kadar hissederken ülke ekonomisine ciddi katkısı olan turizmin salgın kurallarına dair ihtiyaçlarını mutlaka dikkate almak lazım. Ülke ekonomisini biraz olsun canlandırmak istiyorsak hem ülke içinde hem de yurt dışından insan hareketliliğini sağlamamız şart. Bu da turizm sektöründe emek verenlere KARANLIKTA YÜRÜYÜN demekle olmaz, olabildiğince ÖNGÖRÜLEBİLİR bir durum yaratarak olur.

Her şeye rağmen bu krizden zaman içinde olabildiğince az hasarla çıkış mümkündür, yeter ki NİYET OLSUN…