Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in “Kutlu Adalı cinayeti” ve “KKTC'nin adının geçtiği uluslararası kara para ve uyuşturucu ilişikleriyle” ilgili iddialar konusunda polisin ve savcılığın harekete geçmesi için bir başvurunun gerekmediğini ama Halkın Partisi’nin baskı unsuru olmak amacıyla için her iki konuda da polise ihbar dilekçesiyle başvurduğunu söyledi.

Ayrıca hem İçişleri Bakanlığı’na hem de polise ikinci bir dilekçe verdiklerini ve “Cinayetin geçtiği tarih belli, o aralıkta muhaceret kayıtlarına bakın, sözü edilen kişiler ülkeye giriş çıkış yaptı mı bize söyleyin” dediklerini belirten Özersay, “Bizim ihbar dilekçesi vermemizden sonra polisin hareket etmeme şansı yoktur. Bu kadar yeni itirafa ve delillere rağmen hareket edilmezse, polise dava açmayı düşünebiliriz” dedi.

Polis ve başsavcının sonuç almak için konuyu ileriye taşıması gerektiğini ifade eden Özersay, Başbakan Ersan Saner'in sonuca gidilmesi için meclisteki konuşmasında güvence vermediğini, Saner’in güvence vermesinin önemli olduğunu vurguladı. Özersay, “Hükümet gerekli güvenceyi vermezse dosya havada kalır" diye ifade etti.

Kudret Özersay Haber Kıbrıs Web TV'de yayınlanan Markaj programına katılarak, Ali Baturay'ın sorularını yanıtladı.

"Baskı unsuru olsun diye başvurduk"

 Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in gündeme getirdiği “Kutlu Adalı cinayeti” ve “KKTC'nin adının geçtiği uluslararası kara para ve uyuşturucu ilişikleri” ile ilgili iddialar olduğunu anlatan Kudret Özersay, doğal olarak polis ve savcılığın bunları gündemine alması ve harekete geçmesi gerektiğini, harekete geçmesi için birilerinin başvurmasına gerek olmadığını ama baskı unsuru olması için her iki konuda da polise ihbar dilekçesiyle başvurduklarını söyledi. Özersay, “Bizim ihbar dilekçesi vermemizden sonra polisin hareket etmeme şansı yoktur” dedi.

Kudret Özersay, bu kadar yeni itirafa ve delillere rağmen hareket edilmezse, polise dava açmayı düşünebileceklerini belirterek, "Salı günü hem İçişleri Bakanlığı’na hem de polise ikinci bir dilekçe verdik. Cinayetin geçtiği tarih belli, o aralıkta muhaceret kayıtlarına bakın, sözü edilen kişiler ülkeye giriş çıkış yaptı mı bize söyleyin. Cinayetten önce başarısız olunan dönem de ele alınmalıdır. Muhaceret kayıtlarına bakılmalı. 1990'dan bugüne muhaceret kayıtları var. Hangi sahte kimliklerle giriş yapıldığı da tespit edilebilir" dedi.

"Daha önceki komiteler sonuç alamamıştı"

Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili mecliste daha önce iki kez araştırma komitesi kurulduğunu ancak sonuç alınamadığını anlatan Özersay, "Daha önce kurulan komite gibi olmasın diye uyarı yaptık. Eğer öyle olacaksa hiç başlamayalım dedik. Daha önce polis ve askerden evrak gelmeyince rapor bile yazılmadı. Evraklar verilmiyorsa orada bir şey var demektir" diye konuştu.

"Polis ve savcı sonuç almak için konuyu ileriye taşımalı"

Özersay, “TBMM'deki Susurluk soruşturmasındaki raporlar mahkemede dayanak olarak kullanıldı. Polis ve savcı sonuç almak için konuyu ileriye taşımalı. Hükümet gerekli güvenceyi vermezse dosya havada kalır" diye ifade etti.

"Eski başbakanın hesapları araştırıldı"

 Daha önceki komitede yer alan Serdar Denktaş'ın soruşturmayla ilgili 'bize devam ettirmeyin denildi’ dediğine dikkat çeken Özersay, "Bu bir kötü örnekti. İyi örnek ise eski başbakanın Hüseyin Özgürgün’ün banka hesaplarının üzerine gidilmesidir. Takibi yaptık siyasi iradeyi ortaya koyduk. Polis ve savcı görevini yaptı. Meclis dokunulmazlığını kaldırdı. Alnı açık vatandaş ülkeye gelemiyor" dedi.

"Saner, güvence vermedi"

 Başbakan Ersan Saner'in sonuca gidilmesi için meclisteki konuşmasında güvence vermediğini, Saner’in güvence vermesinin önemli olduğunu ifade eden Özersay, "Konunun takipçisi olacağız. Türkiye üzerine düşeni yaparsa ve çözerse biz de geri kalmamalı ve üzerine gitmeliyiz" diye konuştu.