Filmde, Marx’ın Paris ve Brüksel’deki günlerinin, Komünist Manifesto’yu yayımlamasının, aristokrat eşi Jenny von Westphalen ve Komünist Manifesto’yu beraber yazdığı arkadaşı Friedrich Engels ile ilişkilerinin ele alınacağı belirtildi.

50 yıl sonra Haitili yönetmen Raoul Peck, senaryoyu birlikte yazdığı Pascal Bonitzer ile birlikte komünizmin kurucularının hayatını bir kez daha sinemaya taşıyor. Belçika, Fransa ve Almanya ortak yapımı olan filmin 2016 yılının yaz ayında gösterime gireceği söyleniyor. İnternet sitesinde filmin özeti şöyle verilmiş:

“26 yaşındaki Karl Marx, eşi Jenny ile birlikte sürgün yoluna düşer. Marx 1844 yılında Paris’te bir sanayicinin oğlu olarak Britanya işçi sınıfının acılı doğumunu araştırmış Friedrich Engels ile tanışır. Gösterişli kıyafetler giymeyi seven Engels, Karl Marx’ın yeni dünya görüşündeki eksik parçayı tamamlar. Birlikte sansür, polis baskısı, isyanlar ve siyasi kalkışmalar arasında modern çağ boyunca gelişecek olan işçi hareketine önderlik edeceklerdir.”

Filmin yönetmeni Peck, bir söyleşisinde “Film geleneksel yaşlı ve sakallı devrimci ikon karikatürüne başvurmaktan kaçınarak, 20. yüzyıl ve sonrasının dünyasına sıra dışı bir etki yapan genç ve iddialı aydınların olgunlaşmasını anlatıyor” demiş.

Peck, şimdiye kadar Haiti‘deki adaletsizliğe dikkat çeken belgesel ve kurgusal filmler yapmanın yanısıra, Lumumba (2000) filmiyle Kongolu ulusal devrimci önder Patrice Lumumba‘nın hayatını, Kara Nisan (2005) filmiyle Ruanda soykırımını ve Sınıf Mücadelesi Üzerine Nezaketsiz Düşünceler (2001) filmiyle de emperyalizmin dünya üzerinde yarattığı yoksulluğu anlatmıştı.

 

 

 

Dusunbil.com