Saydam Tarih ve Eğitim Vakfı’nın (SAYTEV) katkılarıyla düzenlenerek Eski Eserler ve Müzeler Dairesi’nin kullanımına kazandırılan, St. Barnabas İkon ve Arkeoloji Müzesi Süreli Sergi Salonu’nda, “Kral Tepesi Fısıldıyor” isimli sergi, 18-24 Mart Müzeler Haftası kapsamında düzenlenen törenle açıldı.

Kaleburnu’ndaki Kral Tepesi’nde gerçekleştirilen kazılarda elde edilen ve arkeologlar tarafından bir “hazine” olarak nitelendirilen 3 bin 200 yıllık kalıntıların yer aldığı sergi, 6 ay boyunca ziyarete açık olacak.
Doğu Akdeniz bölgesinde, Geç Tunç Çağı’na ait yerleşim birimlerinde çıkarılan en kapsamlı ve en zengin tarihi eser topluluğu olarak kabul edilen kalıntıların yer aldığı serginin açılış törenine çok sayıda kişi katıldı.
Serginin açılış kurdelesini Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Yeniboğaziçi Belediye Başkanı Katip Demir ve Saydam Tarih ve Eğitim Vakfı adına Avukat Münevver Saydam Kınaoğlu kesti.


SAYTEV’in amaçları
SAYTEV adına kurucu üye, Avukat Münevver Saydam Kınaoğlu konuşmasında, vakfın tarih bilincini yaymak ve ülke mirasını korumak adına kurulduğunu dile getirdi.
Saydam Kınaoğlu, her bireyin toplumdan aldığının bir bölümünü yine toplumun ihtiyaçlarını karşılamak doğrultusunda geri vermesi gerekliğinden hareketle Saydam ailesi olarak kendi çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakmak istediğimiz kültürü SAYTEV aracılığıyla aktarmak istediklerini söyledi.
Her birey kendi mücadelesini verdiğinde, değiştirmesi gereken yanlış kalıpların kendiliğinden değişeceğini ve bu değişiminde toplumdaki sosyal ve ekonomik refahı sağlayacağını bildirdi.


Kızılduman: İlk ve tek uluslararası proje
Doğu Akdeniz Üniversitesi Doğu Akdeniz Kültür Mirasını Araştırma Merkezi adına konuşma yapan Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, kral tepesi kazısının bugüne kadar yapılmış ilk ve tek uluslarası proje olduğunu belirterek, 10 farklı ülkeden bilim insanı, akademisyen ve öğrencilerin katıldığını söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Bülent Kızılduman, proje çerçevesinde yapılan çalışmalar neticesinde Kaleburnu, Kuruova ve Dipkarpaz köyleri içerisinde kültür mirasının envanterine yönelik olarak arkeolojik yüzey araştırması, aynı zamanda bölgedeki su altı kültür mirasının araştırılmasına yönelik olarak su altı arkeolojisi yüzey taraması ve Kaleburnu köyünde Kral Tepesi mevkiinde, Kral Tepesi arkeolojik kazı çalışması yapıldığını bildirdi.


Azimli: Eserlerin bakımları ve sergilenmeleri yapılamadı
Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Fuat Azimli de, 2004 yılında bölge sakinlerinin “Kral Tepesi” denilen alanda yürüyüş yaparken tarihi eserlerin rastgele bulunduğunu, ardından da kazı çalışmaları başlatıldığını ifade etti.
Kazılarda MÖ 1200 yılına ait bir yerleşim yeri açığa çıkartılmaya başlandığını dile getiren Fuat Azimli, sergide Genç Tunç Çağı’na ait 3200 yıllık eserlerin bir bölümünün sergilendiğini kaydetti.
Müdürlüklerine bağlı depolarda sergilenmeyi bekleyen çok önemli eserlerinin mevcut olduğunu ifade eden Azimli, kurtarma kazısı yapıp eserleri ortaya çıkarmak kadar bu eserleri düzgün bir şekilde ziyaretçiler için sergilemenin de önemli olduğuna değindi.
Fuat Azimli, 4 yıl önce müdürlükleri tarafından açılan Koruma ve Konservasyon Merkezleri’ne geçen süre içinde istihdam yapılamadığını ve depolarında bulunan eserlerin bakımı ve konservasyonu yapılamadığını kaydederken eserlerin depolarda bekletildiklerinde yakındı.
Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’nun geçtiğimiz günlerde koruma ve konservasyon laboratuarına en kısa sürede personel istihdam edileceği müjdesini verdiğini anlatan Azimli, yeni müzeler için de çalışmalarının devam ettiğini açıkladı.


Ataoğlu: Tarihi eserlerimiz hayat bulacak
Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu da törende yaptığı konuşmada, tesadüf sonucu bulunan eserlerin sergide hayat bulacağını kaydetti.
Ülkenin tarihi zenginliklerine değinen Bakan Ataoğlu, farklı bölgelerde yapılacak yeni kazılarda birçok tarihi eserin daha hayat bulacaklarını ve sergileneceklerine bildirdi.
Tarihi eserleri yeni nesillere tanıtmak gerektiğine vurgu yapan Ataoğlu, Tarihi Eserler Dairesi'nin ambarlarında bulunan tarihi eserlerin istihdam edilecek personelle hayat bulacağını ifade etti.
Fikri Ataoğlu eski eserlerimizin yurt dışından da tanıtımlarının yapılarak ilgi çekmelerinin sağlanacağını anlatırken, amaçlarının eşsiz güzelliklerdeki eski eserlerimizi gören turistlerin bu güzelliği kendi ülkelerinde de dile getirmeleri olduğunu söyledi.