Güney Kıbrıs’ta İngilizce olarak yayınlanan Cyprus Mail gazetesi, görüş yazısında, “Erhürman’ın seçilmesinin, Hristodulidis’in Kıbrıs sorununa ilişkin söylemine meydan okuduğu” yorumunda bulundu.
Gazete, son beş yıldır, Ersin Tatar'ın izlediği politikadan dolayı Kıbrıs sorunu konusundaki kontrolün Kıbrıs Rum tarafında olduğunu öne süren gazete, bu durumun, siyasi iletişimle ilgili yeteneği tartışılmaz olan Nikos Hristodulidis'in seçilmesinden sonra daha da belirgin bir hal aldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı olarak Hristodulidis, AB'nin Kıbrıs görüşmelerine katılımını ve BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs temsilcisi atamasını sağlamak için çaba harcadığını ve bu gerçekleştiğinde görüşmelerin derhal başlatılması çağrısında bulunduğunu kaydeden gazete, Türk tarafının iki devletli çözüm tezinde esneklik göstermemesi nedeniyle süreçte ilerleme sağlanamadığını öne sürdü.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Yunanistan ve Türkiye'nin de davet edildiği genişletilmiş toplantılar düzenlediğini, ancak bu toplantıların da sonuçsuz kaldığını kaydeden Cyprus Mail, güven artırıcı önlemlerin uygulanmasına yönelik adımların da hayata geçirilemediğini belirtti. Gazete, bu başarısızlığın, sadece Tatar'ın esnek olmamasından kaynaklanmadığını vurguladı.
Tufan Erhürman'ın seçilmesinin ardından durumun değişmeye başladığını yazan gazete, Ada’ya dönen BM Genel Sekreteri’nin kişisel temsilcisi Maria Holguin liderlerle yeniden görüşmelerde bulunduğunu hatırlattı.
Makul ve esnek bir tavır sergileyen Erhürman’ın ilk röportajda, müzakerelerin "sadece görüşme olsun diye" yapılmasına inanmadığını söylemesinin de gerçek sonuca ulaşmanın yollarını hiçbir zaman önermeyen Hristodulidis'e yönelik olduğunu yazan gazete, Erhürman’ın görüşmeler için bir zaman çizelgesi olması gerektiği yönündeki önerisinin de mantıklı olduğunu bildirdi. Yazıda “Erhürman ayrıca, New York ve Cenevre'deki geniş formatlı (5+1) konferanslarını haklı olarak "anlamsız" olarak nitelendirdi. Böyle bir konferansın tekrar düzenlenmesinin, geçişler gibi önemli bir konuda anlaşmaya varıldığını duyurmak için olması gerektiğini söyledi. Kısacası, Erhürman, Kıbrıslı Rumların müzakerelerin yeniden başlaması yönelik isteğin, 'Türk uzlaşmazlığı nedeniyle engellendiği' yönündeki Hristodulidis'in söylemine meydan okuyor. Erhürman, yapıcı bir tutum sergiliyor, sadece müzakerelerin yeniden başlamasını desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda sürecin başarılı olmasını sağlayacak yöntemler de öneriyor. Belki de bu nedenle, Hristodulidis’'in görüşlerini savunan bazı gazeteciler, yeni Kıbrıs Türk liderine saldırarak onu uzlaşmazlıkla ve müzakereler için koşullar belirleyip sonuçlarını önceden belirlemeye çalışmakla suçluyor” değerlendirmeleri yapıldı.
Hristodulidis’in Erhürman’la karşı karşıya kaldığı için rahatsız göründüğünü yazan gazete, bu rahatsızlığın “Kıbrıs sorununu dış dünyaya, seçildiğinden beri yaptığı gibi, artık serbestçe anlatamayacağının farkına varmasından” kaynaklandığını belirtti.
Gazete, “Hristodoulides için, müzakereler başlamadan garantilerin kaldırılmasını ve askerlerin çekilmesini talep ederek yaptığı gibi, müzakereler için yeni koşullar belirleyerek sonuç odaklı bir süreci engellemenin yolları vardır” ifadelerini kullandı.
Cyprus Mail, “Hristodulidis, elbette görüşmelerde garantilerin kaldırılmasını ve askerlerin çekilmesini talep etmelidir, ancak bu, karşılıklı tavizlerin bir parçası olarak sadece müzakereler yoluyla sağlanabilecek bir şeydir. Eğer görüşmelerde bu sağlanamazsa, anlaşmayı imzalamamamız tamamen haklı sebeplere dayanacaktır. Ancak süreç başlamadan önce Erhürman'ın bunu kabul etmesini talep etmek, görüşmelerin yeniden başlamasını engelleme girişimi olarak görülebilir ve Hristodulidis’in söylemini alay konusu haline getirir” değerlendirmesinde bulundu.