Yazar Bülent Dizdarlı, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın Kıbrıs’ı “apse” olarak nitelendirmesine sert tepki gösterdi. Dizdarlı, bu benzetmenin sıradan bir ifade olmadığını vurgulayarak, kullanılan dilin Kıbrıs açısından ciddi mesajlar içerdiğine dikkat çekti.
Dizdarlı, Kıbrıs’ın tarih boyunca farklı siyasi ve jeopolitik yakıştırmalara maruz kaldığını anımsatarak, “Akdeniz’in fahişesi”, “yüzmeyen uçak gemisi”, “Afrodit’in aşk adası” gibi tanımlamalara şimdi bir yenisinin eklendiğini ifade etti. Son olarak “apse” benzetmesinin literatüre girdiğini belirten Dizdarlı, bu benzetmenin tıbbi anlamına dikkat çekti.
“Apse, bedenin bir yerinde kronikleşmiş bir enfeksiyonun oluşturduğu, ağrılı ve yaşam kalitesini düşüren bir yapıdır. Tedavisiz bırakıldığında hayati risk dahi oluşturabilir” ifadelerini kullanan Dizdarlı, Barrack’ın bu sözleriyle Ortadoğu’yu iyileşmeye başlayan bir bedene benzettiğini, Kıbrıs’ı ise bu bedenin içinde kalmaması gereken bir ‘olgu’ olarak sunduğunu kaydetti.
Barrack’ın, “yeni Ortadoğu dizaynının mimarlarından biri” olarak anıldığını vurgulayan Dizdarlı, bu nedenle yapılan benzetmenin son derece önemli olduğunun altını çizdi. Paylaşımında asıl tehlikenin söylenenlerle sınırlı olmadığını belirten Dizdarlı, “Vücutta bir yerde apse varsa, tedavisi için yarılıp boşaltılması gerekir. Peki ama neşteri kim tutacak?” sorusunu yöneltti.
Dizdarlı, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlara açık bir çağrıda bulunarak, “Bu apse tedavi edilirken neşteri biz mi tutacağız, yoksa başkalarının bıçakla gelmesini mi bekleyeceğiz?” ifadeleriyle paylaşımını tamamladı.