3. Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, KKTC’nin 40. kuruluş yıldönümünü kutladı.

Eroğlu, mesajında; “Ne mutlu bizlere ki Cumhuriyetimizin, Devletimizin 40’ncı yaşını kutluyor, geleceğe umutla , güvenle bakabiliyoruz” dedi.

Derviş Eroğlu şöyle devam etti:

“Ama unutmamalıyız ki; Devlet olgusuna ulaşmamız kolay olmadı.  Dolayısıyla yolumuza emin adımlarla yürüyebilmek için geçmişimizi, verdiğimiz mücadeleyi, nerde, nereye nasıl geldiğimizi iyi bilmeli, gereken dersleri mutlaka çıkarmalıyız.

KKTC’nin ilanına neden gerek duyuldu iyi bilmemiz lazım. Rumlar, 4 Mart 1964’ten itibaren Birleşmiş Milletler gibi tarafsız olması gereken bir uluslararası kuruluşu işlerine öyle geldiği için kendilerine destek veren BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi ülkelerin de katkısı ile aleyhimize çalışan bir örgüt haline getirdiler. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 13 Mart 1983’te Rum tarafının isteği ile 253 sayılı kararı aldı. Kararda açıkça Rum Devleti’ne dönüşen, silah zoru ile kovulduğumuz sözde Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ada genelindeki egemenlik hakkı olduğu iddia edilmekteydi. Kararda ayrıca bizim yegane güvencemiz olan, Kıbrıs’ın Yunan olmasını engelleyen Türk Silahlı Kuvvetleri ‘işgal gücü’ olarak nitelenmekte ve geri çekilmesi talep edilmekteydi. Söz konusu kararda daha da ileri gidilerek, Rumlar tarafından yıkılmış olsa da kurulan ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ ortaklık Devleti’nin Kıbrıs Rum ve Türk halklarından yani iki halktan oluştuğu göz ardı edilerek ‘Kıbrıs Cumhuriyeti halkı’ deyimi kullanılıyor, bize çözüm olarak var olan Rum Devleti’ne azınlık olarak katılmak dayatılıyordu.

Bunu asla kabul edemezdik. İşte bu noktada benim de üyesi olduğum, bundan dolayı gurur duyduğum Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi, önce 17 Haziran günü Kıbrıs Türkü’nün  self-determinasyon (kendi kaderini tayin etme) hakkı olduğuna dair bir karar aldı.”

Karakaya: Adalete inanmak istiyorum Karakaya: Adalete inanmak istiyorum

Eroğlu, Rumların tahriklerini sürdürmeleri sonrasında ise, halktan gelen yoğun talep de dikkate alınarak, rahmetli Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın önerisi ve girişimi ile 15 Kasım 1983’te Mecliste “Bağımsızlık Bildirgesi”nin açıkladığını ve KKTC’nin ilanı kararını oy birliği kabul ettiklerini kaydetti.

“Devletimizi kurmamız, egemenliğimize sahip çıkmamız, sıfır noktasından bir ekonomi yaratmamız tarihteki en büyük başarımızdır” diyen Eroğlu, şöyle devam etti:

“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanı Kıbrıs Türkü’nün tarihinde yaptığı en doğru harekettir. Bu Devlet şu anda, uluslararası alanlarda , ve yapılan her türlü görüşmede, en büyük gücümüzdür. KKTC, kazandığımız tüm hakların mührü,  vazgeçilmezliğinin kalesidir. Rumların istediği koşullarda bir anlaşmayı kabul etmek zorunda değiliz. 24 yıla yakın süre UBP Genel Başkanı, 19 yıla yakın bir süre Başbakan, 5 yıl da Cumhurbaşkanı olarak en üst düzeyde sorumlu mevkilerde görev yaptım ve şunu biliyorum ki, Rumlar federasyon derken Türk askerinin olmadığı, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün son bulduğu,  Maraş ve Güzelyurt dahil şu andaki topraklarımızın üçte birinin kendilerine verildiği, egemenliğimizin lafta kaldığı, önemli kararları bizim oyumuza ihtiyaç duymadan alabilecekleri, Avrupa Birliği ve organlarının alacağı kararla ortadan kaldırılabilecek bir mülkiyet sisteminin kurulacağı bir yapıyı kastediyor. Hala, KKTC Devleti’ne, egemenliğimize dört elle sarılacak yerde ‘ federasyon tek çözüm’ şeklidir diyerek hata yapanlar Rumların bu niyette olduğunu halkımızın dikkatinden kaçırmaya çalışmamalıdır. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Türkiye 2020 seçimlerinden sonra çok doğru bir yol izleyerek KKTC’nin egemen eşitliği ile Rum Devleti ile eşit uluslararası statüsünü kabul edilmeden iki Devletli çözüm için masaya oturulmayacağını tüm dünyaya ilan ettiler. Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan geçen yıl ile bu yıl BM Genel Kurul toplantılarında yaptığı konuşmalarda BM’ye KKTC’yi resmen tanıması çağrısında bulundu; KKTC tanınmadan masaya oturulamayacağının altını çizdi. Bu siyaset devam etmeli, asla geri adım atılmamalıdır. Bizim önceliğimiz Rumların peşine takılıp sürüklenmek değil, Devletimizi güçlendirmek, yüceltmek, ülkemiz şeffaflıkla, açıklıkla, dürüstçe iyi idare etmek, sorunlarımızı asgariye indirmektir. Bizim yapmamız gereken sanatta, bilimde, sporda, ekonomide, kısacası her alanda ileri ülkeler seviyesini yakalamak için birlik beraberlik içinde çok çalışmak herkesin konuştuğu aksaklıklarımızı, eksikliklerimizi gidermektir. Bu duygu ve düşüncelerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 40’nncı  kuruluş yıldönümünü candan kutlar, Cumhuriyet Bayramımızda , aramızda olmayan merhum özgürlük ve varoluş mücadelemiz lideri Doktor Fazıl Küçük’ü,  Devletimizin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, bugünlere gelmemizde emeği olan tüm siyasilerimizi, tüm Anavatan Türkiye Devlet ve Hükümet yetkililerini,  aziz şehitlerimizi rahmetle  anar, bugünleri bize bahşeden  gazilerimizle , mücahitlerimize,  Türk Silahlı Kuvvetleri’ne minnet ve şükranlarımı sunarım.”