Bilgisayar başında boş sayfaya dakikalarca baktım. Yeni yılla ilgili bir yazı yazacağımı tüm gün boyunca kafamdan geçirmiştim ancak harfleri sayfaya dökerken duygu yüklü düşünceler bir anda ellerimin kilitlenmesine, 2016’nın gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçmesine neden oldu.

Korku filmlerini oldum olası sevemedim. Ancak gözümde canlanan film hiç de komediye benzemiyordu. Savaşın ortasında kalmış küçücük çocuklar vardı. Mesleğim icabı çocuklarla aramda olan bağ sebebiyle sadece bu sahne bile içimin erimesine yetiyordu…

Bazen sadece “derdiniz ne?” ey insanoğlu! Diye bağırmak geliyor içimden. Ama kime, nereye?

Nazım Hikmet  “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...” diyor. Ne kadar da güzel söylemiş o zaman; ve bu zamana ne kadar da çok yansımış kardeşlik “hasretimiz”, birliğimiz, beraberliğimiz, sevgi isteğimiz…

Umutları yeşertecek bir yıl olur musun 2017? Kardeşlik ve sevgi hasretimizi yeşertir misin? Ama öyle az yağmur verip sonra bulutunu çekerek değil. Öyle bir yağmur ver ki yemyeşil olsun etraf. Rengarenk çiçekler açsın içimizde. Toprak kokusunu sevgi kokusuyla birleştirerek.

Her şeye rağmen inanıyorum. Siz de inanın. Birlikte yeşertelim etrafı. Kendi kendimizin yağmur bulutu olalım önce. Sonra birleşelim, birlikte yağalım tüm dünyaya. Kucaklayarak, “bana ne” cilikten kurtularak…

Çocukları gülümseterek…

Her gün bir iyilik yaparak…

Dostluğun önemini bilerek…

Severek…

Gerçekten isteyerek…

Çok büyük duygusallıkla yazdığım bu ayki yazımda hepimizin tüm iyi ve güzel dileklerinin 2017 ruhunda buluşmasını temenni ediyorum…

Kendinize ve Dünya’mıza iyi bakın

Sağlıkla, neşeyle kalın.. Barış dolu bir yıl….