Türkiye çok ciddi bir savaşta...

Hatta Libya’yı da Suriye’nin yanına koyarsak, iki ciddi savaşta...

Ekonomik gidişatın pek iyi olmadığını söylemek, yanlış bir yorum olmaz...

Türk Lirası çok ciddi değer kaybı yaşıyor...

Kıbrıs’ın Kuzey kesiminde, gelecekle ilgili çok ileri seviyede bir belirsizlik söz konusu...

Son derece saçma bir cumhurbaşkanlığı seçim süreci yaşanıyor...

Neden saçma?

Çünkü, ülkede hiç sorun yokmuş gibi davranılıyor...

Hiç bir sorun yok; kim daha Türkiyeci?

Bir bu var!

Akıncı öyle demişti; Tatar böyle savunmuştu; Özersay şunu anlatmıştı; Erhürman ortadaydı; Arıklı şuradaydı!

İşsizlik inanılmaz boyutta artıyor.

Nüfus politikası çuvalladı.

İhracat rakamları yerlerde sürünürken, dövizin TL karşısındaki değer kazanması ile birlikte, ithalat rakamları roket hızıyla artıyor; haliyle dış ticaret açığı büyüdükçe büyüyor!

Peki, hizmet sektörü bu açığı kapatabilir mi?

Turizm mi?

Çok sancılı!

Turizmde alacağı teşvik parasını alamayan tur operatörleri, seyahat acenteleri ve oteller sıkıntılı!

Uçak seferleri pahalılıktan sancı çekiyor.

Bir tek “kumar” çalışıyor, o da tek başına yetmiyor...

-*-*-

Kısacası, Kuzey Kıbrıs’ta durumlar iyi değil.

Yollar tamir bekliyor; para yok.

Bir çok bölgede sokak veya anayolların aydınlatma lambaları yanmıyor.

Girne’de turizm limanı da yat limanı da dökülüyor.

Mağusa’dakinin bakımı yapılamıyor.

Ercan’da devam eden inşaatın bitip bitmeyeceği üzerine neredeyse bahis yapılmaya başlandı.

Türkiye’den ülkeye su taşıyan borular parçalandı; tamir edileceği söyleniyor ama vatandaşın açıkçası pek umudu yok!

-*-*-

Derken hastanede ciddi büyüklükte bir yangın çıktı.

Hastanenin çok önemli bir bakıma muhtaç olduğu gerçeğinin ötesinde, yeni hastane inşaatının elzem olduğu da kendini iyice gösterdi.

Üstüne, üç vatandaşımız, yangın nedeniyle yaşanan kaostan sonra, yeterli yoğun bakım hizmeti alamadıkları için yaşamlarını yitirdi.

-*-*-

Rum tarafı, 29 Şubat günü tek taraflı olarak yedi sınır kapısından dördünü kapattı.

Üçünde koronavirüs önlemi diyerek, geçişleri yavaşlattı.

Güney Kıbrıs’ta çalışan onlarca, hatta yüzlerce Kıbrıslı zor durumda kaldı.

Moraller bozuldu.

-*-*-

Rum tarafı, kendi vatandaşlarının, Kuzey’de daha ucuz olan benzin – mazot, tütün ürünleri ve meyve – sebze alımından ciddi rahatsızdı; koronavirüs, sadece mazeretti.

Ama bir hafta veya beş gün, fark etmez, geçişler azalınca, gelirlerimiz de haliyle azaldı.

-*-*-

Gelelim sonuca...

Daha önce de bu sayfada dile getirdiğimi hatırlıyorum; genelde yurt dışında ama özelde Londra’da yaşam süren Kıbrıslı Türklere, tarihin hiç bir döneminde, şu anda olduğu kadar ihtiyaç olmamıştır.

Özellikle yaz dönemindeki tatillerini şimdiden ayarlayacak olan Londra’daki vatandaşlarımızdan ricam, bu konuda dikkatli olmaları...

Evet, “KKTC’ye uçak bilet fiyatları çok pahalıdır” eleştirisini kabul ediyorum...

Evet, “İstanbul’da uçaktan inmek ve koskocaman havaalanında saatlerce bekleyip, yeniden binip seyahat etmek, doğrudan seyahat edebilmekten çokd aha zordur”...

Ama, her şey göze alınmalıdır.

Bu yıl Londralı kardeşlerimiz, kesinlikle tatillerini KKTC’de geçirmelidir.

-*-*-

Eğer şimdiden rezervasyonlarını yaparlarsa, süper kaliteli otellerde, kendilerine ait evlerde, ama sonuçta kendi vatanlarında tatil keyfini yaşarken; Sterlin’in TL karşısındaki avantajının da güzelliğini tadacaklar.

-*-*-

Larnaka Havaalanı hatta Baf Havaalanı üzerinden de Kuzey Kıbrıs’a gelişlerin mümkün olduğunu belirtmek lazım.

-*-*-

KKTC’nin her yıl katıldığı Berlin Turizm Fuarı iptal edildi.

Sebep, koronavirüs...

Bu da gösteriyor ki, yaz tatilinde, KKTC’ye gelişlerde sıkıntılar olabilir.

Bunu tersine çevirmek, sizin elinizde!

-*-*-

Buralarda, Kuzey Kıbrıs’ta gidişat iyi değil.

Siyaset iyi değil.

Maraş belirsizliği ya da çıkışı; ayrı bir hengame...

Yukarıda da belirttiğimiz gibi; herkesin moralleri bozuk...

Adına milliyetçilik ya da yurtseverlik diyebilirsiniz...

Vatan sevgisi ya da...

İşte o vatanın, size her zamankinden çok ihtiyacı var...