Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmada, sanatçı Metin Akpınar ile ilgili yargıya çağrı yaptı ve "Bunlar sanatçı müsveddesi, yargıya hesabını versinler" dedi.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) 2018 Yılı Mali Genel Kurulu'nda konuşan Erdoğan'ın gündeme getirdiği program Cuma akşamı Halk TV'de yayınlandı.

Uğur Dündar tarafından sunulan Halk Arena'sı programına konuk olan Metin Akpınar, "Bu kutuplaşma ve karmaşadan kurtulmamızın tek çaresi demokrasidir. O noktaya ulaşabilirsek kavga gürültü olmadan bu işin içinden çıkarız" demişti.

Akpınar bu değerlendirmesini, "Ulaşamazsak ise belki lideri ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki de başka liderlerin yaşadığı kötü sonları yaşayabilirler" sözleriyle sürdürmüştü.

Aynı programın diğer konuğu Müjdat Gezen ise "Recep Tayyip Erdoğan, sen bizim vatanseverliğimizi sınayamazsın, haddini bil" demişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Pazar günü Akpınar'ın bu sözleri için yargıya çağrı yaptı ve şöyle konuştu:

"Beni ipe götüreceklermiş. Bunu sanatçı görünümü altındaki müsveddeler yapıyor. Senin her yerin sanatçı olsa ne yazar. Biz bu yola farklı çıktık. Senin haddine mi? Biz şehadete inanmış insanlarız. Biz bunların bedelini rahatlıkla ödemeye hazır insanlarız. Bunlar sanatçı müsveddesi, yargıya hesabını versinler. Bunun bedelini ödeyecekler. Bu ülkenin cumhurbaşkanını ipte sallandıracaksın. Şimdi git yargıda bedelini öde" dedi.

Erdoğan konuşmasının bu bölümünde 2013 yılındaki Gezi olaylarına da değindi ve şu değerlendirmeyi yaptı:

"O günleri şöyle bir hatırlayın. Burayı Fransa zannettiler, burayı Hollanda zannettiler, yanıldılar. Biz 15 Temmuz'da da nasıl yanıldıklarını kendilerine gösterdik. Sen belki tanklar arasında kaçar gider Bakırköy Belediyesi'ne sığınırsın ama biz bulunduğumuz yerde dimdik, milletimizle el ele, omuz omuza durur ve bu tür terör eylemini, darbe eylemini evelallah pes ettiririz. Esnafımızın dükkanlarını yağmaladılar, İstiklal Caddesi'nde neredeyse dükkan bırakmadılar, polisimize kurşun sıktılar, caddeleri, iş yerlerini, insanlarımızın vergileriyle alınan o belediye otobüslerini yaktılar, yıktılar. Bunlar mı vatansever? Bunlar mı milliyetperver?

"Bunların arkasında duranları siz nasıl savunuyorsunuz? Sen ana muhalefetin başı olsan ne yazar, olmasan ne yazar. Bunlarda vatanseverlik yok, milliyetperverlik yok. Olmuş olsa çıkıp bunları teşvik, tahrik etmezlerdi. 'Siz ne yapıyorsunuz' derdi. İstanbul'da Başbakanlık ofisini bombalamaya gelenleri savunan, kalkıp iş makineleriyle beraber yollarımızı ne yazık ki kanallar açmak suretiyle bozanlar, bunlarla beraber olanlar bu milleti seven olabilir mi? Güneydoğu'da o kanalları açanlar, o hendekleri açanlar neyse ana muhalefetin başı da aynen odur, hiçbir farkı yoktur.".

Kaynak: BBC Türkçe