DP Genel Başkanı Ataoğlu, Turizm Bakanı Üstel’in daveti üzerine bugün gerçekleştirilen toplantıda turizm sektörünün yeniden canlanması için görüşlerini ilettiklerini söyledi.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Fikri Ataoğlu, turizm sektörünün yeniden ayağa kalkması için yapılan çalışmalar kapsamında Turizm Bakanı Ünal Üstel’in daveti üzerine görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi.

Davete teşekkür eden Ataoğlu, “Tüm partilerin görüşlerinin alınması böyle bir dönemde gerçekten mutluluk verici. Bu kapsamda DP olarak görüşlerimizi Turizm Bakanı Üstel’e ilettik” dedi.

Daha aydınlık gelecek adına, turizmin yeninden canlanması ve daha büyük ivme kazanması için yapılacak çalışmalara her zaman destek vermeye hazır olduğunu ifade eden Ataoğlu, Covid-19 salgınından en çok etkilenen sektörün turizm olduğunu belirtti.

Ataoğlu, insanların salgına karşı güvensizliği, bulaş korkusu ve yönetimlerin içe kapanmasıyla birlikte turizm olgusunun tam normalleşme dönemine kadar rafa kaldırıldığını söyleyerek ekonomilerin çöküş sürecinde girdiğini ancak salgın devam etmesine rağmen tüm ülkelerin normalleşme çabalarına başladığını kaydetti.

Normalleşmeye yönelik takvimlemenin bile bir yol haritası olmadığından her ülkenin kendi dinamikleri esasında uygulamalar gerçekleştireceğini belirten Ataoğlu, “KKTC’nin üretme yönündeki sıkıntısı ve ekonomik girdilerin çoğunluğunun neredeyse hizmet sektörlerinden elde edilmesinden dolayı, sıkıntının boyutu daha büyüktür. Öyle ki, turizmin normalleşme sürecine girip eski randımanına kavuşması yönünde en gerçekçi tarih Nisan 2021 olarak öngörülmektedir” dedi.

Ataoğlu, Nisan 2021’e dek geçecek süreci, turizm dinamiklerinin gelir getirmesinden çok devamlılığının sağlanması yönünde değerlendirmek gerektiğini ifade etti.

Temmuz 2020-Nisan 2021 dönemi ile Nisan 2021 dönemlerini ayırarak değerlendirmeler yapılması önerisinde bulunan Ataoğlu, birinci dönem için tedbir nitelikli kararlara, ikinci dönem için ise stratejik kararlara ihtiyaç duyulacağını vurguladı.

Öneriler

Ataoğlu, DP’nin bu yaklaşımla turizmin ele alınması görüşünde olduğunu söyledi ve önerilerini sıraladı:

A.Geçiş Dönemi (Temmuz 2020-Nisan 2021)

1. Geçiş döneminde ilk icraatın ana dayanağı sektörün ayakta tutulması ve Post-Corona dönemine hazırlanması olmalıdır.

Bu esasta, Turizm ve Seyahat Acenteleri ile Konaklama sektörünün vergi, istihdam, sosyal sigorta ve diğer giderlerine yönelik ivedi bir destek paketi gündeme getirilmelidir. Bu paketin esasını, kurulacak Turizm Koordinasyon Konseyi ele almalı ve Hükümetin de sözkonusu paketi en geç 15 Haziran’da deklare etmesi gerekmektedir.

2. Turizm Koordinasyon Konseyi’nin gözetiminde hazırlanacak ve 10 ayı kapsayacak bir “Geçiş Dönemi Teşvik Politikaları” oluşturulmalı ve Hükümete sunularak hayata geçirilmelidir.

Teşviklerde temel yaklaşım Geçiş Döneminde ortaya çıkması muhtemel zorlukların aşılmasına yönelik bir sistem mantığı olmalıdır.

3.Sektör temsilcileri ve turizm konusunda bilirkişilerden oluşan bir Turizm Koordinasyon Konseyi oluşturulmalıdır. Bakanlık ve Hükümetten bağımsız oluşturulacak Konsey, siyasi partilerin görüşleri çerçevesinde hayata geçirilecek ve 6 kişiden oluşturulacaktır. Konseyin görevi Hükümete turizm ilke ilgili konularda “resmi danışmanlık” yapmak olmalıdır.

4. Geçiş Döneminde ilk hedef “yerli turist” olmalıdır. Bu hususta halkı turistik faaliyete ikna edecek girişimlerin başında “erken rezervasyon” mantığındaki fiyat politikaları, Konsey tarafından dile getirilecek güvenlik ve hijyenin sağlandığına yönelik açıklamalar ve Devletin de fiyat politikalarını hayata geçirecek sübvansiye desteği esas olmalıdır.

5. Türkiye’nin uçuşlara ilk KKTC’den başlayacağı varsayılarak(Haziran başı) özellikle Türk turistin talep ettiği turistik ürünler güçlendirilmeli ve desteklenmelidir.

Özellikle Casino turisti ve Girne Bölgesi’ne yakın duran Türk turisti tekrar –az da olsa- adaya kazandırabilmek için belli başlı vurgular etrafında çabalar gerekmektedir.

• KKTC’nin küresel salgından en az etkilenen ülke olduğu,

• Konaklama koşullarının salgını tetiklemeyeceği,

• Casino ve tesislere istihdama yönelik ciddi destekler verilmeli,

• Türkiye medyası, ilk 2 madde kapsamında reklam ve PR için kullanılmalı.

6. Ekim itibarı ile başlaması muhtemel Türkiye orijinli toplantı gruplarına yönelik olarak Antalya Bölgesi’nin de rekabet yaratacağı düşünülerek ciddi bir teşviklendirme politikası hayata geçirilmeli.

7. Post-Corona Dönemi için özellikle Avrupa orijinli turistin adaya getirilmesi yönünde tur operatörlerinin yapacağı girişimlere tam destek verilerek, Devlet ve Konsey destekli bir plan hayata geçirilmelidir.

Avrupalı tur operatörlerinin ikna edilmesi hususunda yapılacak bu girişimler için verilecek destek ve motivasyon , Post-Corona Dönemi için ilk uygulama olacaktır.

8. Geçiş Döneminde az sayıda da olsa başlaması muhtemel havayolu seferlerinin, yoğunluk taşımayacağı sebebi ile pahalı olabileceği öngörülmelidir. Bu noktada özellikle Ercan vergilerine yönelik olarak alınacak indirim tedbiri özellikle Türk Turistin tercihine alternatif olabilecektir.

9. Türk turistin, Casino müşterileri haricinde özellikle Genç kitlenin adaya ucuz maliyetli tatiller için gelmesi sağlanmalıdır. Bu noktada düşük maliyetli turizme yönelik olarak, özellikle 18-30 yaş gurubu kitlenin cezbedilmesi ve motive edilmesi için çabalar ve çareler üretilmelidir.

10. Geçiş Dönemi için yapılacak her türlü reklam ve PR çalışmalarında esas faktör olarak sosyal medya alınmalıdır. Bu hususta, profesyonel bir yaklaşım temel olmalıdır.

B-Post-Corona Dönemi (Nisan 2021 - +)

1.Post-Corona Dönemi için ciddi bir analiz ile birlikte bir strateji oluşturulmalıdır. Turizm Koordinasyon Konseyi bu stratejiyi hayata geçirmelidir.

2.Yeni dönemle birlikte başlayacak ve minimum 31 Aralık 2022’ye dek sürecek bir Teşvik Sistemi hayata geçirilmelidir. Teşvik sisteminde çarter seferlerin desteklenmesinin yanı sıra, yeni turizm modeline uygun turizm ürünleri için, münferit turizm için ve erken rezervasyon modelleri için çok ciddi bir teşvik desteği yer almalıdır.

3.Yeni bir dönemin yaşanacağı dikkatlerden kaçırılmadan salgından en az zarar gören ve en çok zarar gören kitleler belirlenerek, turizm ürünleri oluşturulmalıdır ki, KKTC’ye gelen turist profilinin ağırlıklı olarak 60 ve üzeri yaş grubu olduğu unutulmadan, bu kitlelerin yeniden turistik faaliyete başlayacak en son grup olacağı da göz önünde tutulmalıdır. Buna karşın salgından an az zarar gören genç kitlelerin turistik faaliyetini motive edecek turizm ürünleri hayata geçirilmelidir.

4.Turizm anlayışında meydana gelecek en temel değişim konaklama ve yeme-içme alışkanlıklarında etkin olacaktır. Büyük tesislerde konaklama ve açık büfe mantığı ile her şey dahil sistemlerinin değiştirilmesi motive edilmeli, yatak-kahvaltı sistemi ile butik tesislerde konaklama sistemi ise desteklenmelidir.

5.Online rezervasyon sistemlerinin ciddi bir sübvansiye ile hayata geçirilmesi gerekmektedir. Modern turistin kendi insiyatifinde oluşturacağı turizm paketi ve şehir turizmi mantığı öne çıkarılmalı, desteklenmelidir.

6.Turizm Koordinasyon Konseyi tarafından uzmanlara dayalı oluşturulacak bir sertifikasyon sistemi hayata geçirilmelidir. Buna göre salgından en az etkilenen ülke olduğu yönünde ciddi bir reklam ve PR atağı tüm kanallardan Avrupalı turiste empoze ve enjekte edilmelidir.

7.Uluslararası medyanın KKTC’ye yönelik kaynağı yerel medya olduğu gerçeği bilinmelidir. Bu noktada Konsey inisiyatifinde salgından etkilenmenin olmadığı ve salgının bittiği esasındaki bir güvenlik vurgusunun yer alacağı bir sertifika modelinin konaklama tesisleri ve sahillere verilmesi ve bu haberlerin yerel medya ve sosyal medya aracılığı ile dış dünyaya iletilmesi ciddi bir yaklaşımdır.

8.Yeni düzende sağlık ve tarım öne çıkacak en temel sektörler olacaktır. Turist beklentilerinin de bu yönde olacağı ise kaçınılmaz bir gerçektir. İşte bu gerçek ışığında, gelmesi muhtemel yabancı turistin güvenini kazanmak amacı ile yeni Sağlık ve Tarım politikalarının turizm ile birlikte hareketinin sağlanması gerekmektedir. Bu esasta, turiste sağlık sigortasının ve organik tarım politikasının anlatılacağı reklam ve PR yaklaşımları en az turizmin kendisi kadar önemli olacaktır.

9.Turizm sektörünün dijitalleşmesi yönünde çok ciddi bir destek ve motivasyonun oluşturulması gerekmektedir. Gelecek zamanların, dijitalleşen bir anlayış etrafında hayat bulacağı aklıdan çıkarılmamalıdır.

10.Devletin mevzuatı ivedilikle ele alınarak, Post-Corona dönemine yönelik olarak ele alınmalı, yatırım destekleri yeni anlayışlar etrafında yeniden değerlendirilmeli ve KKTC Turizmi yeni döneme mevzuatlar çerçevesinde de hazırlanmalıdır”.