Geçtiğimiz hafta sonu kardeşim gibi çok sevdiğim ve uzun zamandır görüşemediğim Sayın Levent Altınayı ziyaret etmek için Oxford’a gittim. Sayın Levent Altınay ile turizm işletmesi konusunda doktoramızı hemen hemen ayni yıllarda tamamlamıştık. Levent, şimdi Profesör Levent Altınay olarak akademi hayatında kalıp, kariyerini bu alanda geliştirirdi. Ben ise, doktoramı bitirdiğim dönemlerde; kardeşim Dimağ Çağıner ile tanıştıktan sonra, onun cesaretlendirmesi ve destekleri yanında; ülkemizin en başarılı İşadamlarından babası (benim de gururla baba dediğim) Sayın Ünal Çağıner’in; hem Dimağ’a hem de bana girişimci olma ruhunu aşılaması ile iş hayatına atılmış oldum. Sayın Levent Altınay şimdilerde dünya literatüründe Turizm ve Konaklama alanında Startejik İşletme ve Girişimcilik konularında çok büyük bir isim haline geldi. Bana da her zaman bu konuda fikirler veriyor. Geçtiğimiz yılda, akademik ve İdari alanda oldukça önemli olan ‘Tourism Management’ dergisinde yayınlanan makalemiz ‘KKTC’de Turizm Politikası ve Siyasi Politika’, referans olarak çok geniş bir ilgi topladı.  Bu hafta sonu Levent ile yine KKTC turizm poltikalarını  gözden geçirme fırsatı bulduk. Oldukça keyifli bir hafta sonu oldu. Oxford’un ne kadar gizemli ve güzel turstik öğrenci merkezi olduğunu bir kez daha gördüm. Devamlı bir şekilde köşe yazılarımda yazdığım gibi, KKTC hükümetleri, TURİZM’İ CİDDİYE almaz ise, ülke ekonomisinin sonunun hüsran ile biteceği oldukça açıktır.


Yine kardeşim gibi çok sevdiğim, Doğu Akdeniz öğretim görevlisi Profesör Vedat Yorucu, North Cyprus UK magazinde yazı yazmaya başladı. Sayın Vedat Yorucu’nun Ekonomi konusunda her zaman yorumlarının ve tezlerinin doğru çıktığını bizzat izledim. Onun ile de doktora yıllarından beridir birlikteyiz. Bu haftaki yazısını yayına gönderirken bana da email olarak attı. Yazısını okurken, gerçekten duygulanmamak elde değildir. KKTC ekonomisi bu kadar da kötü bir yola girmelimiydi? KKTC ekonomisi neden bu kadar kötü bir yolda hareket ediyor
? Sayın Vedat Yorucu’nun  yapmış olduğu değerli yorum ve belirlemelerine bir ekleme de ben yapmak istiyorum. KKTC’de malesef seçim kazanarak iktidara gelen yönetimler, bir ada ülkesinde, ekonomik hayat damarı olan TURİZM BAKANLIĞINI devamlı bir şekilde futbol tabiriyle ‘TAÇA’ atıyorlar. 


Koalisyon hükümeti kurulduğu zaman, öncelikle en fazla oyu alan parti, Turizm Bakanlığını, koalisyonun küçük ortağına veriyor. Tamamen tek partili bir hükümet kurulduğu zaman ise, yine Turizm Bakanlığı, en son göz önüne getirilen bir Bakanlık oluyor. Hatta acaba kim Turizim Bakanı olacak diye de hiç merak edilmeyen bir bakanlık halindedir
? Evet, BAŞBAKANLIK düzeyinde yönetilmesi gereken bir BAKANLIK, malesef bizim memleketimizde EN ÖNEMSİZ BAKANLIK olarak elden ele dolaşıyor. Ben, bu kadar yıllık deneyimden sonra, buna kaanat getirmiş durumdayım. Düşünün ki, ülkenin ekonomik özgürlüğünü kazandıracak Turizm Bakanlığı’nın reklam ve tanıtım yapmaya bütçesi yoktur. Bugün 2012 yılında, İngiltere gibi yurtdışına 55 milyon insanını tatile gönderen bir ülkede, KKTC Turizm Bakanlığı £1 pound bile, İngiliz gazetelerinde reklam yapamamıştır...Malta İngiltere’de 3 milyon Pound, komşumuz Güney Kıbrıs 5 milyon Pound reklam yaparken, KKTC sadece 1 Pound, sakın 1 pound’un önüne milyon koymayı unuttum sanmayın ülkemizin reklamını yapmamıştır....


Sayın Bakanımıza sorduğumuz zaman bütçede para kalmadı diyor.
Bütçe’de para kalmamışsa neden ekstra bir bütçe çıkarılamıyor?. Malta Turizm Örgütü tanıtım ve reklam bütçeleri sadece turizm fonlarına bağlı değildir. Malta’da her zaman Meclis düzeyinde turizm bütçesindeki reklam ve tanıtım harcamları artırılarak onaylanıyor. Koalisyon ve İktidar, turizm konusunda Mecliste el ele hareket ediyorlar. Devamlı bir şekilde de ekstradan turizm ve tanıtım için başka bütçeden para aktarılıyor. Malta, turizm sektörünün durduğu anda, tüm sektörlerinin çökeceğinin çok farkında....


Bundan dolayı BAŞBAKANLIK düzeyinde ve ayni zamanda bir TURİZM ÖRGÜTÜ ile yönetiliyor.  KKTC’de de, Profesör Levent Altınay kardeşimin de söylediği gibi, artık turizm tanıtım ve pazarlama politikalarının, ülkeye turizm yatırımı yapan TURİZM GİRİŞİMCİLERİ ve DEVLET ile birlikte yapılması, STARTEJİK bir önem arzetmektedir. Bu da ancak, bir an önce tüm SEKTÖRLERİ içerisine alacak bir TURİZM ÖRGÜTÜNÜN ivedilikle hayata geçirilmesi ile gerçekleşebilir. Böyle bir örgütün de direkt olarak Başbakan’a bağlanması gerekmektedir. Turizm politikalarının ülkeyi yöneten en yetkili mevki ile yürütülmesi ülke turizmizin başarılı olmasını sağlayacaktır....


Turizm bir ada ülkesinin, MİLLİ DEĞERLERİNDEN biridir. TURİZM ada ülkelerinde Ekonomik KALKINMANIN tek ANAHTARIDIR