KKTC’de en büyük hastalıktır…

Aslında pardon ama sadece KKTC’de değil ki; Londra’daki Kıbrıslı Türk toplumu içinde de ciddi hastalıktır bahsedeceğim…

-*-*-

Efendim, bir kişinin siyasi görüşlerini beğenmeyebilirsiniz…

Bundan daha doğal ne olabilir ki!

Herkes, herkesin siyasi görüşlerini beğenmek zorunda olamaz!

Değildir de!

Demokrasi olmaz bu durumda…

-*-*-

Ama KKTC’de veya Londra’daki toplumumuz içerisinde, birinin siyasi görüşlerini beğenmemek, o kadar doğru bir tepki ortaya çıkarmaz…

Hemen açıklayayım…

Görüşlerini beğenmediğimiz bir kişi mi var?

Var!

O görüşleri asla vurmayız!

Kesinlikle hedefte kişi var…

-*-*-

Adam “yaşasın sosyalizm” der; sen “bu adam değil” dersin…

Oysa ne alaka!

Kişiden size ne!

Adamın yöneticiliğini beğenmezsiniz; “Rumcudur, haindir, faşisttir, komünisttir” diye kötüleriz…

-*-*-

Geçenlerde de yazdım…

Hükümeti, başbakanı, her hangi bir bakanı eleştirmek herkesin, her oy verenin veya her vatandaşın hakkıdır.

Mesela sağlık politikasını beğenmezsiniz, ilgili bakanı da, başbakanı da eleştirebilirsiniz…

Mesela yollar bozuktur, evet ilgili bakan sorumludur ve evet başbakan da sorumludur…

Eleştirebilirsiniz…

Eleştireceksiniz de…

-*-*-

Ama Başbakan katıldığı bir “kültür ve dans” gecesinde, sahneye çıkıp geleneksel bir halk dansını başarıyla sergiledi diye eleştirirseniz, bunun adı sadece ve sadece “çekememezlik ve Kıbrıslılık” olur…

-*-*-

Evet Başbakan Tufan Erhürman’ın hükümetini, yöneticiliğini hiç sevmeyebilirsiniz…

Ama, sevgili Zorlu Cezaroğlu’nun dediği gibi, Tufan hoca, “bu ülkenin başına gelen en iyi insanlardan biridir ve belki de en iyisidir…”

-*-*-

Mart ayının son üç gününde yine yağmur biraz fazla yağdı, ortalık dağıldı…

Suçlu sanki hükümetmiş gibi sosyal medya paylaşımları ile doldu ortalık…

Efendim elbette eleştireceksiniz…

Ama önce geçmiştekileri ele almalısınız…

Alt yapıyı mahvettiler…

Ve akabinde de şimdiki hükümeti vurabilirsiniz…

-*-*-

Şunu unutmamak lazım:

Bir: Fazla yağışın sorumlusu hükümet olamaz…

İki: Altyapısızlığın tek sorumlusu da şu andaki hükümet değildir…

Evet eleştirin ama iyi hesaplayın dozajını…

-*-*-

Geçenlerde bir kardeşimizden öyle iki yorum işittim ki; “aha biz buyuz” demeden edemedim…

Adam 30 saniye arayla iki farklı yorum yaptı ve ne dedi biliyor musunuz?

Lütfen dikkatli dinleyin:

Yorum 1: “… Taşkent, Haspolat bölgesindeki su baskınlarının tek sorumlusu hükümettir”…

Yorum 2; “… Bölgedeki yağmurlar, Hala Sultan Camii’nin bereketidir”…

Hastayım insanımıza!

-*-*-

Kötü bir şey oldu...

Evet... Çok kötü bir şey...

Ama doğal afetin sorumlusu hükümet olamaz kardeşim...

Hele Tufan hoca hiç olamaz...

Ve kötü şeyleri hükümete yazmak çok kolay da, “bereketi” camiye yazmak da ayrı bir keyif...

-*-*-

Başbakan Erhürman’ın eleştirildiği dans meselesine geri dönelim dilerseniz...

Başbakan geçmişte halk oyunu oynadı...

Çok iyi bildiği bir dansımızı, çok alakalı bir gecede, bir folklor akşamında sahneye taşıdı...

Bundan daha doğal, bundan daha güzel ve bundan daha alkışlanası bir şey olamazdı bu ülkede...

Ama gelin görün ki, bunu da eleştirdi Kıbrıslı...

-*-*-

Üzücü bir olay.

Üzücü bir şey.

Bu şekilde olmamalıyız.

Değişmeliyiz.

Evet, eleştireceğiz, eleştirmeliyiz.

Ama hatalı olan görüşleri, hatalı olan icraatları...

Da adam dans etti yahu...

Medeni cesaret.

Harika bir şey.

Bu kötü günlerde; moral veren bir tavır.

Ve kesinlikle bravo...