- ÖZEL HABER -


 “Ben bu sporu kazanmak için yapmıyorum, sevdiğim için yapıyorum. Sevdiğim için de kazandığımı düşünüyorum. O mindere çıktığımda hırs dışında bu spora olan sevgim vardı.
Bu sanatta kaybetmezsin çünkü sonuç ne olursa olsun, öğrendiğin sürece hep kazanırsın…”

“Kendimi Kuzey Kıbrıs’ta keşfettim diyebilirim. Adada geçirdiğim on yıllık sürecin sonunda orada başladığım kariyerimin bana göre olmadığını anladım. Kendimi fitness ve Jiu Jitsu ile ilgili bir kariyere yöneltmeye karar verdim.”

 

Tanem DERVISH

Las Vegas’da 25 Ağustos’ 2017’de düzenlenen Wold Master Turnuvası’na katılan Kıbrıslı Mustafa Djemal, Londra’da bulunan ünlü Roger Gracie HQ Akademisi Adına yarışarak, Master 1 Mavi Kuşak Orta Ağır Sıklette dünya şampiyonu oldu. 25 kişinin arasında bulunan Mustafa Djemal beş zorlu mücadele sonunda rakiplerini pes ettirerek altın madalyanın sahibi oldu.
Bu şampiyonluğun ardından Mustafa Djemal’ı özel eğitimler verdiği spor salonunda ziyaret eden North Cyprus UK, hem şampiyon hakkında merak edilenleri sordu hem de keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

NCUK: Öncelikle röportajımıza sizi tebrik ederek başlamak istiyoruz ve ilk sorumuzu yöneltiyoruz. Kısaca sizleri tanımayanlar için Mustafa Djemal kimdir? Bizlere biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

1985 Londra doğumluyum. Aslen Kuzey Kıbrıslıyım. Yirmi yaşıma kadar Londra ‘da yaşadım. 20 yaşımdan sonra Kuzey Kıbrıs’a yerleşme kararı aldım. On yıl kadar orada yaşadım ve polis olarak görev yaptım. Bu 10 yıllık sürenin içerisinde çok güzel insanlarla tanıştım ama en önemlisi Jiu Jitsu ile tanışmam oldu.

NCUK: Eğitim hayatınızı nerede geçirdiniz? Tamamını Londra’da mı geçirdiniz?

Kuzey Kıbrıs’ta Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne gittim. Orada Mimarlık ve İngilizce Öğretmenliği üzerine eğitim gördüm. Üniversite eğitimimi tamamlamadım. İki sene üniversiteye devam ettikten sonra bölümün de bana göre olmadığını fark ettim.

NCUK: Daha evvel Londra’da Jiu Jitsu ile ilgilenmiyor muydunuz?

Kendimi Kuzey Kıbrıs’ta keşfettim diyebilirim. Adada geçirdiğim on yıllık sürecin sonunda orada başladığım kariyerimin bana göre olmadığını anladım. Kendimi fitness ve Jiu Jitsu ile ilgili bir kariyere yöneltmeye karar verdim.

NCUK: Bu kararı kaç yaşınızda verdiniz?

Otuz yaşımda verdim.

NCUK: Henüz üç yıl önce bu spora yönelmiş olmanıza rağmen sadece iki yıl içerisinde dünya şampiyonluğu kazandınız öyle mi?

Evet öyle oldu. Kendi sikletimde şampiyon oldum. Bu kısa süreç içerisinde özveri ile çalıştım ve beslenmeme de çok dikkat ettim. Fakat Jiu Jitsudan önce de sahip olduğum bir altyapı vardı. Uzun süre Muay Thai yaptım ve fitness ile uğraştım. Bu yüzden Jiu Jitsu yaparken hızlı yol alabildim.

NCUK: Aile üyeleriniz nerede? Sizinle beraber Londra’da mı yaşıyorlar?

Aile üyelerimden bazıları Kuzey Kıbrıs’ta yaşıyor. Yeğenlerimin neredeyse tamamı orada. Ara sıra yanlarına gidiyorum. Annem, babam ve kardeşlerim Londra’da yaşıyor.

NCUK: Ailenizde veya çevrenizde sizi örnek alan birileri var mı?

Var tabi. Özellikle ailemde spora başlamasına neden olduğum kişiler var. Çevremde de başarımdan ötürü çok fazla tebrik mesajı alıyorum. Bunlar çok güzel şeyler, mutlu oluyorum.

NCUK: Peki şöyle diyebilir miyiz; sizi Jiu Jitsu sporuna iten şey girdiğiniz bölüme ilginiz olmadığını anlamanız ve yön değiştirmek istemeniz oldu. Bu doğru bir açıklama olur mu?

Aslında hayır. Şöyle anlatayım; benim Mağusa’da Fitness Factory isminde sürekli gittiğim bir salon vardı. Oraya gidip fitness ve ağırlık üzerine çalışıyordum. O salonda Selman Özcan isminde Jiu Jitsu dersleri veren bir hocam vardı. O zaman mavi kuşaktı şimdi mor kuşak. Onun ısrarı üzerine Jiu Jitsuya yöneldim. İlk başlarda pek istemedim çünkü daha çok Muay Thai yapıyordum fakat kendimi dövüş sporlarında rahat hissettiğim için bu dalda da rahat olabileceğimi düşündüm ve denemeye karar verdim.  Bu sporu denediğimde çok sevdim ve denemekten öteye geçerek öğrenmeye karar verdim. Sevince de kendimi adadım.

NCUK: Bu spora ilk girişiminizi Kuzey Kıbrıs’ta yaptıktan sonra Londra’ya geri dönme kararını nasıl verdiniz?

Benim Londra’ya geri dönme nedenlerimden birisi Jiu Jitsu. Çünkü burada gelişebilmem için daha fazla imkan vardı. Roger Gracie akademisine yazıldım ve eğitimime orada devam etmeye başladım.

NCUK: Bu akademi başka dövüş sanatlarının eğitimini de veriyor mu? Yoksa sadece sizin ilgilendiğiniz dövüş sanatıyla mı alakalı çalışmalar gerçekleştirmekte?

Kick box, Judo ve güreş gibi sporların da eğitimi veriliyor fakat ağırlıklı olarak Jiu Jitsu eğitimi veriliyor diyebilirim.

NCUK: Peki, eminim bu elde ettiğiniz başarının arkasında büyük bir sabır, özveri ve düzenli çalışma saatleri var. Ortalama günde kaç saat çalıştınız?

Günde iki veya üç saat düzenli olarak çalıştım. Haftanın altı günü desem daha doğru olur. Genelde pazarları kendime ayırdım. Dört gün Jiu Jitsu çalışıyorum, iki gün ağırlık çalışıyorum. Hazırlanırken dengemi böyle bulabildim. Normalde ikisini bir arada yapmak zor oluyor. Ağırlığı sadece Jiu Jitsuya yardımcı olabilmesi açısından ekliyorum.

NCUK: Beslenme alışkanlıklarınız nelerdir?

Benim biraz değişik bir beslenme düzenim var. Belli bir açlık süreci geçirdikten sonra yemeye başlıyorum.

NCUK: Bunun size kattığı şeyler nedir? Neden böyle besleniyorsunuz?

Bu beslenme şeklini performansım adına benimsedim. Vücudumun yağ tutmasını engelliyorum ve insanoğlunun doğal beslenme şeklinin bu olduğuna inanıyorum. Atalarımıza kadar geriye gidersek beslenme şekli hep avlanmayla geçmiş. İnsanlar günde sadece bir öğün yiyebilirlerdi. Doyana kadar yerlerdi ve ertesi gün yine aynı sistemde avlanarak doyarlardı.

NCUK: O zaman bu beslenme şekli bu sporun gerektirdiği bir durum değil. Sizin kendiniz için uygun gördüğünüz bir yol diyebiliriz değil mi?

Aynen öyle. Ben sadece kendime performans olarak faydasını gördüğüm için bu yolu seçtim ve bu şekilde devam ediyorum. Kolay bir beslenme alışkanlığı olmadığının farkındayım fakat birkaç arkadaşımı da bu düzene alıştırdım ve onlar da faydasını gördüklerini söyledi.

NCUK: Sizden eğitim alanlar uzmanı olduğunuz bu spor dalıyla mı ilgileniyorlar yoksa başka dallarla mı  ilgilenmek istiyorlar?

Jiu jitsu konusunda daha çok kendime odaklandım. Siyah kuşağa kadar kendimi eğitmek istiyorum. Daha çok fitness alanında kişiye özel dersler veriyorum. 

NCUK: Nedir bu kuşak sıralaması? Kaç tane kuşak var?

5 tane kuşak var. Beyaz, mavi, mor, kahverengi ve siyah. Siyah kuşağa ulaşmak sekiz veya on yıl alabiliyor.

NCUK: Bundan sonraki kariyerinizde spor dışında başka bir şey uğraşmak ister misiniz yoksa hep bu spor dalında mı devam etmeyi tercih ediyorsunuz?

Benim uzun vadede tek hayalim kendi akademimi kurmak. Onun dışında zamanın ne getireceğini tabi bilemeyiz. Ama şu an sadece sporla devam etmek istiyorum.

NCUK: Bu başarıdan sonraki hedefiniz nedir? Başka dövüş turnuvalarında kendinize hedef koyduğunuz başarılar var mı?

Genelde katılabildiğim her müsabakaya katılmaya gayret ediyorum. Bunlar genelde maddiyatla da alakalı.

NCUK: Bu alanda size bir sponsor desteği olsa çok daha avantajlı olursunuz ve daha çok ve büyük başarılar elde etme şansını elde edersiniz değil mi?

Kesinlikle öyle. Bu konuda sponsor olan şirketlerin desteğiyle başarıların büyümesi çok büyük bir ihtimal olacaktır.

NCUK: Size bu şampiyonluğu getiren ne oldu? Bir tek bu alanda değil, genel olarak hayatta kazanmakla ilgili düşünceniz nedir?

Ben bu sporu kazanmak için yapmıyorum, sevdiğim için yapıyorum. Sevdiğim için de kazandığımı düşünüyorum. O mindere çıktığımda hırs dışında bu spora olan sevgim vardı. Bu sanatta kaybetmezsin çünkü sonuç ne olursa olsun, öğrendiğin sürece hep kazanırsın…

NCUK: Bizlere bu röportaj şansını verdiğiniz için çok teşekkür ederiz ve tekrar sizi tebrik ederiz. Başarılarınızın devamını diliyoruz.

Ben teşekkür ederim.