Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türk tarafının Güven Artırıcı Önlemler içinde Maraş’ı görüşmeye hazır olduğunu ancak bunu, zaten yasal ve açık olan Mağusa Limanı’na karşılık olarak değil de ambargoların kaldırılması gibi önerilerle birlikte ele almaktan yana olduğunu söyledi. Eroğlu, “Liman yasal ve açık. Bizim üzerinde durduğumuz, başta ulaşım olmak üzere diğer ambargoların kaldırılmasının gündeme gelmesidir. Dolayısıyla bu konuyu tartışacağız” dedi. Londra’da temaslarda bulunan Cumurbaşkanı Derviş Eroğlu, 15 Haziran’da Sarastro Restaurant’ta kahvaltılı basın toplantısı düzenledi. Ağırlıklı olarak Londra’da görev yapan Türk gazetecilerin katıldığı toplantında, KKTC Londra Temsilcisi Oya Tuncalı, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Hasan Güngör ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Göktürk Ötüken de hazır bulundu.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, bir soru üzerine İngiliz hükümeti koalisyon ortağı Liberal Demokrat Parti’nin başkan yardımcısı Simon Hughes’un, Ercan Devlet Havaalanı üzerinden KKTC’ye gelmesinin, Kıbrıs gerçeklerini bildiğini göstermesi bakımından oldukça anlamlı ve önemli olduğunu söyledi.
Bazı yabancı siyasilerin, Kıbrıs'ta iki ayrı devlet varlığını görmezden geldiğini ve Kıbrıs Türkü’nü yok saydığını kaydeden Eroğlu, “Bir yandan da bize anlaşın diyorlar. Bir devletle bir toplumun oturduğu bir masadan nasıl sonuç çıkacak?” dedi.

“Maraş’ı görüşmeyi kabul ediyoruz”

Eroğlu, “1 Temmuz sonrasındaki 6 aylık dönemde görüşülmesi önerilen GAÖ arasında ne var? Maraş ile ilgili öneri hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusunu yanıtında, “Maraş'ı, Güven Artırıcı Önlemler içinde görüşmeyi tabi kabul ederiz ancak o konuda bizim de önerilerimiz olacak. Bunları birleştirerek değerlendirebiliriz” dedi.
Rum tarafının Maraş’ın BM gözetiminde açılmasına karşılık Gazimağusa Limanı'nın yasal olduğunu kabul etmeyi önerdiğine işaret eden Eroğlu, “Liman yasal ve açık. Bizim üzerinde durduğumuz, başta ulaşım olmak üzere diğer ambargoların kaldırılmasının gündeme gelmesidir. Dolayısıyla bu konuyu tartışacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı Alexander Downer'in önümüzdeki günlerde adaya geleceğini ve 22 Haziran'da saat 14.30'da kendisini ziyaret edeceğini söyledi.

“Özersay’ın istifasının müzakerelere menfi etkisi olmaz”

Eski Özel Temsilci Kudret Özersay’ın ayrılmasının müzakerelere yansımasının olup, olmayacağının sorulması üzerine, Eroğlu, “Hayır, olmaz.… Müzakerelere olumsuz, menfi etkisi olmaz. Kıbrıs konusunda çok tecrübeli arkadaşlarımız var. O arkadaşlarımızla o açığı hemen kapattık” dedi.

Eroğlu, şöyle devam etti:

“Neticede kendisi özel temsilcimdi. Kendisi ayrıca akademisyendir. Çalışkan, faydası olan bir arkadaştı. ‘Toparlanıyoruz’ diye bir hareket başlattı. Takdir edersiniz ki Cumhurbaşkanlığı özel temsilcisi pozisyonunda olan bir kişinin böyle bir hareket başlatması ve bunu yaparken de bütün siyasi partileri hedef alan açıklamalar yapması uygun olmazdı. Kendisi bu harekette olmayı tercih etti, bizim özel temsilciliğimizden ayrılmak istedi. Bize de söyleyecek bir şey kalmadı. Tercihim benimle beraber çalışmaya devam etmesi şeklindeydi. Ama o, o yolu tercih ettiğine göre, bize de ‘kolay gelsin’den başka bir şey söylemek düşmüyor.”

Eroğlu, daha önce de Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile II. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın heyetlerinde de yer alan Özersay’ı, devlette devamlılık ilkesinE bağlı olduğu için kendi ekibine aldığını söyledi.

“Ucu açık müzakerelerle devam edilemez”

“Yeni masada Türk tarafının yeni şartlarının ne olacağına ilişkin soruya yanıtında, ucu açık müzakerelere devam edilemeyeceğini söyleyen Eroğlu, yeni masada, AB'nin ambargolarla ilgili bir şeyler yapması ve 5’li zirvenin olup olmayacağının da karara bağlanması gerektiğini ancak Güney Kıbrıs’taki seçimlerde başkanlığa kimin seçileceğinin de önemli bir faktör olacağını belirtti. Eroğlu, Kıbrıslı çözüme kendisinin de hayır demediğini ancak yöntem konusunda da mutabakatın gerektiğini kaydetti. Eroğlu, “Ama Rum Tarafı, çok taraflı toplantı istemiyor, zaman limiti kabul etmiyor... Ucu açık süreç olamaz. Kaç ay içinde bu sorunu çözebiliriz ? Eğer biz çözemezsek, çok taraflı toplantı olacak mı? Çünkü biz 100 sene daha masada oturamayız" dedi.

Straw’un açıklamaları

İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw gibi bazı İngiliz siyasilerin, Kıbrıs'ta alternatifleri gündeme getirmesine dikkat çeken Eroğlu, şöyle devam etti: "Eğer anlaşma olmazsa, ne olacak? O zaman mevcut statüko, gerçek duruma gelecek. Dünya bu tabloyu şimdi görmezden gelse de, Rum uzlaşmazlığı, dünyanın görüşünü değiştirecektir. Mevcut iki ayrı yapının devamının, en güzel çözüm olacağını teyit edeceklerdir diye düşünüyorum. Sayın Straw da bunu kastediyor. Ama bizim için şu an gündemimizde, BM parametrelerinde çözüm arayışı vardır. Tartışmadığımız konu kalmamıştır. Bana göre ne Hristofyas ne de yeni gelecek lider, anlaşma arzusunda değildir. Hem tanınmış devlet, hem AB üyesi, hem de dönem başkanlığına hazırlanıyorlar. Onların yerinde olsam ben de aynı davranırdım”

“Esas suçlu BM ve AB”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bu durumu Rumlar’ın başlatmış olabileceğini ancak esas suçlunun, onları onaylarken Türk tarafını suçlayan BM ile AB olduğunu söyledi. Eroğlu, “Türk tarafını uzlaşmazlıkla suçlayacaklarına, yaptıkları hataları nasıl telafi edeceklerini düşünseler ve bu gayret içine girseler, Kıbrıs Sorunu çözülür" dedi. Bir soru üzerine garantör bir devlet olarak İngiltere’nin seyirci gibi durmayıp, daha aktif olması gerektiğini kaydeden Eroğlu, Straw’ın açıklamalarının ve Hughes’ün KKTC ziyaretinin olumlu hareketler olduğunu söyledi.

Kilise ve eğitim

Cumhurbaşkanı Eroğlu, başka bir soru üzerine, bu yönde karşılıklı mutabakat olmasına rağmen, Rum tarafının eğitim sistemini değiştirmediğini ve değiştirmemekte direndiğini söyledi. Kilisenin, bu değişikliğe şiddetle karşı çıktığını kaydeden Eroğlu, “Türk düşmanlığı aşılayan kitaplar hala okutulmakta…Türk düşmanlığı aşılayarak, gelecek nesilleri bir anlaşmaya hazır hale getirmeyi değil, Türk düşmanlığı ve anlaşmamayı çocukların beynine yerleştirmeye çalışıyorlar” dedi. Eroğlu, Güney Kıbrıs’taki aşırı milliyetçi hareketlere dikkat çekerek, bu gibi gelişmelerin ileride çözüme engel olabileceği gibi, yan yana yaşamanın şartlarını da zorlaştıracağını söyledi.

Ekonomik kriz ve Hrisostomos’un açıklamaları

Başka bir soruyu yanıtında, Yunanistan’daki ekonomik krizin Güney Kıbrıs’ı da etkilediğini söyleyen Eroğlu, ekonomideki bu kötü gidişatın Kuzeye Kıbrıs’ı, özellikle müzakereleri etkilemeyeceğini belirtti. Eroğlu, “Eskisi gibi katı bir tutum içinde değilmiş gibi olmayabilirler ancak uzlaşmaya karşı koydukları dirençte bir değişiklik olacağına inanmıyorum” dedi. Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum Başpiskopos Hrisostomos’un “çoğunluk azınlığı yönetir” yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, ortaya konulan görüşlerin Kıbrıs Rum halkının büyük çoğunluğuna hakim olduğunu söyledi. Eroğlu, Rumların Annan Planı’na da uniter devletten vazgeçmemek adına hayır dediğini kaydetti. Güney Kıbrıs’taki seçimlerle ilgili bir soruyu yanıtında, Hristofyas’ın ard arda yaşanan olaylardan dolayı halk desteğini büyük oranda yitirdiğine işaret eden Eroğlu, gücünü yitiren bir liderin aday olmamasının normal olduğunu söyledi.

“Güneyin en büyük destekçisi Yunanistan değil Rusya…”

Eroğlu, Güney Kıbrıs en büyük destekçisinin Yunanistan değil, Rusya, Fransa ve Çin gibi devletler olduğunu söyledi. Rusya’nın bir fiil hareketleriyle, veto silahıyla Rum’un davasına büyük katkı sağladığını kaydeden Eroğlu, BM Genel Sekreteri’nin Rumların uzlaşmazlığı karşısında sürecin sona ermesi yönünde rapor yazsa dahi Rusya ve benzeri ülkelerin veto silahıyla karşı karşıya kalacağının bilincinde olduğunu belirtti.