Sahur ve iftar arasında geçen uzun sürede sindirim kanalının aktif halden inaktif hale geçmekte ve bu da bağırsak hareketlerinde belli oranda azalmaya yol açmaktadır. Uzun süren açlığın ardından iftarla birlikte hızlı ve yüksek miktarlarda gıda tüketiminin mide ve bağırsaklarda şişkinlik ve gaz problemleri yaratabilir. İftar sonrası yoğun gıda tüketimi ve bu tüketimin akşamın ilerleyen saatlerine rastlaması, sahurda da yine beslenmenin devam etmesi kaliteli uykunun zarar görmesine de neden olabilir.

Porsiyon miktarlarını fazla artırmadan ve yenilenlerin içeriğinde bulunan maddelere (yağ, karbonhidrat, protein, vitamin, mineral) dikkat ederek ve en önemlisi de pişirme yöntemlerinden sağlıklı olanları seçerek, ramazanı daha dinç ve daha ağüklı bir şekilde geçirmemiz mümkündür. Dikkat edilmesi gereken ilk nokta sahur ve iftarda yeterli sıvı alımıdır. Sıvı tüketimini artırmak için iftarda ilk yemek olarak çorba tercih edilebilir. Gün içinde susuz kalınacağından iftar ile sahur arasında sıvı ihtiyacı çok iyi karşılanmalıdır. En az 2-2.5 litre su içilmeli, ayran, taze sıkılmış meyve ve sebze suları, çorba, komposto gibi içeceklerle sıvı alımı artırılmalıdır. Bir anda fazla miktarda yemek yemenin vücuda yükleyeceği yükü azaltmak için iftar 2 öğüne bölünmelidir. İftarda hızlı ve fazla yemek tüketilmemeli, yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yemek yenmelidir. İftar ile sahur arasına küçük ara öğünler eklenmeli, böylece hem fazla miktarda yemenin vereceği olumsuzluklar engellenmeli hem de yavaşlayan metabolizmaya destek olunmalıdır.

Sindirim sisteminde meydana gelen değişiklikler sonucunda görülen kabızlık, şişkinlik ve gaz problemlerini doğru beslenerek aşmak mümkündür. .Sağlığımızı korumak ve bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için bu yararlı ve zararlı bakteriler arasında pozitif denge kurmamızı sağlayan ise prebiyotikler ve probiyotikler. Prebiyotik maddeler, sindirim sistemi boyunca vücutta emilmeden kalınbağırsağa gelen ve kalınbağırsaktaki yararlı bakterilerin gelişimini ve aktivitelerini olumlu yönde etkileyen maddelerdir. Probiyotikler bağırsak floramızda bulunan yararlı bakterilerdir. Probiyotikler ve prebiyotikler, tıbbi olarak daha etkili olmaları için bir arada kullanılmakta ve buna da sinbiyotikler adı verilmektedir.

 

Sindirim Sistemine Dost Besinler

 

Yağsız Et Ve Et Ürünleri: Et seçimlerinizde yağsız tavuk, balık, ve diğer yağsız et türlerinden birini seçmeye özen gösterin. Yağların sindirimi hem uzun hemde güçtür, bu yüzden yağsız veya yağı azaltılmış iyice çiğnenmiş et ürünleri sindirim güçlüğü problemi yaratmayacaktır.

 

Tam Tahıllı Ürünler : Kepekli ekmek,yulaf, buğday, kepek içeren besinler gibi tam tahıl kaynakları zengin lif içerikleri sayesinde sindirime yardımcıdır.

 

Zencefil: Bu akıllı baharat bulantı, kusma, gaz sorunları , iştahsızlık ve sancı giderici olarak binlereyıldır kullanılmakta, Ancak ölçüsünü kaçırmamak gerek, günde 2-4 gram fazla tüketilen zencefil mide ekşimelerine yol açıyor.

 

Yoğurt: Bağırsaklarımızda sindirime yardımcı olan bakteriler bulunuyor, bunların büyük bir kısmıda yoğurtta yer alıyor. Satın alınan yoğurdun etiketbilgilerineokumaya özen gösterin.

 

Muz: Vücudun kaybettiği elektrolit ve potasyumu yerine koyma gücüne sahiptir. Bu meyve aynı zamanda sindirimi kolaylaştıran lifli besin açısından da fayda sağlıyor.

 

Sindirimi Zorlaştıran Besinler

 

Yağlı Ve Kızartılmış Yiyecekler: Mide asidi, reflü ve mide ekşimesine yol açabilen ağır yağda kızartılmış yiyeceklerden sindirim sistemi sağlığını korumak için uzak durmak gerekiyor.

 

Acı Biber: Baharatı bol yiyecekler, yemek borusunu tahriş etmenin yanı sıra mide ekşimesi ve yanmaya neden olabiliyor.

 

Kahve, Çay Ve Gazli İçecekler: Mide asidini tutarak ishal ve kramplara yol açabiliyor. Bu tür kafeinli içecekler reflüsü olan kişilere ciddi sindirim güçlüğü yaratıyor.

 

Mısır: Lif bakımından zengin olan mısır, beslenme de sağlıklı bir seçim olarak dikkat çekmekte ancak mısırda bulunan selüloz isimli madde çözünmez lif kaynağıdır, bu nedenle bazı kişilerde sindirim problemleri yaratıyor. Mısır yerken iyice ve uzun süreli çiğnemek problem yaşamayı önlüyor, aksi halde öğütülmemiş mısır tanelerigazsorunlarına ve karın ağrılarına yol açabiliyor.

 

 Et seçimlerinizde yağsız tavuk, balık, ve diğer yağsız et türlerinden birini seçmeye özen gösterin. Yağların sindirimi hem uzun hemde güçtür, bu yüzden yağsız veya yağı azaltılmış iyice çiğnenmiş et ürünleri sindirim güçlüğü problemi yaratmayacaktır.

 

Tam Tahıllı Ürünler : Kepekli ekmek,yulaf, buğday, kepek içeren besinler gibi tam tahıl kaynakları zengin lif içerikleri sayesinde sindirime yardımcıdır.

 

Zencefil: Bu akıllı baharat bulantı, kusma, gaz sorunları , iştahsızlık ve sancı giderici olarak binlereyıldır kullanılmakta, Ancak ölçüsünü kaçırmamak gerek, günde 2-4 gram fazla tüketilen zencefil mide ekşimelerine yol açıyor.

 

Yoğurt: Bağırsaklarımızda sindirime yardımcı olan bakteriler bulunuyor, bunların büyük bir kısmıda yoğurtta yer alıyor. Satın alınan yoğurdun etiketbilgilerineokumaya özen gösterin.

 

Muz: Vücudun kaybettiği elektrolit ve potasyumu yerine koyma gücüne sahiptir. Bu meyve aynı zamanda sindirimi kolaylaştıran lifli besin açısından da fayda sağlıyor.

 

Sindirimi Zorlaştıran Besinler

 

Yağlı Ve Kızartılmış Yiyecekler: Mide asidi, reflü ve mide ekşimesine yol açabilen ağır yağda kızartılmış yiyeceklerden sindirim sistemi sağlığını korumak için uzak durmak gerekiyor.

ACI BİBER : Baharatı bol yiyecekler, yemek borusunu tahriş etmenin yanı sıra mide ekşimesi ve yanmaya neden olabiliyor.

 

Kahve, Çay Ve Gazli İçecekler : Mide asidini tutarak ishal ve kramplara yol açabiliyor. Bu tür kafeinli içecekler reflüsü olan kişilere ciddi sindirim güçlüğü yaratıyor.

 

Mısır : Lif bakımından zengin olan mısır, beslenme de sağlıklı bir seçim olarak dikkat çekmekte ancak mısırda bulunan selüloz isimli madde çözünmez lif kaynağıdır, bu nedenle bazı kişilerde sindirim problemleri yaratıyor. Mısır yerken iyice ve uzun süreli çiğnemek problem yaşamayı önlüyor, aksi halde öğütülmemiş mısır tanelerigazsorunlarına ve karın ağrılarına yol açabiliyor.