Yine bir uçak yolculuğu ve yine bir yazı… Kalabalık bir grupla, gururla dönüşe doğru bekleyiş…

Neden gurur ve neden kalabalık diye soracaksınız. Hemen açıklayayım. Sebebi “Otello”…

Uzun yıllardır KKTC olarak tanınmayı bekledik ve bekliyoruz.  Kıbrıslı Türklerin de çok iyi şeyler ortaya koyabileceğini Dünya’ya haykırmak istiyoruz. Belki de Dünya olarak yapılan en büyük yanlışlardan biri olan insan ve din ayrımcılığını iliklerimize kadar hissettiğimiz canımız memleketemizden; KKTC’yi tanıtmak adına birçok hediye ve tanıtıcı reklamla yollara düşüyoruz.

Bir tek biz; bir tek KKTC olarak; hediyelerimiz yanımızda, bayrağımız arkamızda,  “bizimle tanışmak ister misiniz” dercesine göz bebelerine bakıyoruz....; Emeğimizin  karşılığı olan sesimizle, müziğimizle kültürümüzü tüm salona yayıyoruz. Koro festivalinde insanlar ayakta; alkışlar havada ve KKTC Otello Çoksesli ekibi 25 farklı ülkenin huzurunda…

Ben bir eğitimciyim. Eğitim yazılarının yanında; bu gibi yazılara da yer vermenin farkındalık dersi; kültür eğitimi olduğuna inanıyorum. Hayatımızda yaşadığımız her bir an; her bir deneyim bizim için bir ders. Her ders ise bir kazanım. İyi veya kötü ders yoktur. İyi veya kötü öğreten; öğretici; anlatma vardır.

Biz ekip olarak ülkemizi en iyi şekilde tanıttık. Dersimiz olan sorumluluğu ve benim diyebilmeyi yaşadık ve yaşattık. Deneyim kazanmanın yanı sıra; kazandırdık.

Peki hepimiz; her birey bunu yapabiliyor mu? Birlik olmayı; ülkesine bir şeyler kazandırmayı çıkarsız olarak gerçekleştirebiliyor mu? Politikamız ve politikacılarımız(üstüne alınmaması gerekenler de var) “benim memleketim” “benim insanım” diyebilmeyi başarabiliyor mu?

Açıkçası benim kafamda soru işaretleri var.

Okuldaki “ülkemi tanıyorum ve tanıtıyorum” etkinliklerine ağırlık verilmeli…

Ben merkezcilikten kurtulup “biz” diye hareket edilmeli…

Ülkemizin içinde bulunduğu durum görmezden gelinerek, “biz iyiyiz, biz güzeliz” mantığıyla değil “biz ne yapabiliriz” sorusuyla hareket edilmeli ( iyi ve güzel bir durum içinde olmadığımızı siz de biliyorsunuz) …

Ülkemizi tanıtıcı yurt dışı etkinliklerinin takibi yapılmalı; basın konusu devlet tarafından verilen destekle (grupların yanında bir basın danışmanı) sağlanmalı…

45 kişilik grupla “Otello Çoksesli Korosu” üzerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirdi. İhtiyaçımız olan 45 bin ve hatta daha fazlasının birbirine destek ve ilgiyle geleceğimiz ve ilerisi için birleşebileceğini umut ediyorum.

Dünya’nın KKTC’ye yönelik yaptığı ayrımcılığı ortadan kaldırmak istiyorsak; öncelikle “biz” yani Kıbrıslı Türkler kendi kendisine: kendi insanına yaptığı ayrımcılığı kaldırmak zorunda. O bunu yaptı; şu şunu yaptı deyip suçlayıcı ve çözüm önerisi olmayan konuşmaları yapmanın modası çoktan geldi de geçiyor.

Söze değil, icraata ihtiyacımız var arkadaşlar!

Kendinize iyi bakın. Birlikle kalın!