Ülke parsel parsel satılırken, devlet aygıtı resmen özel işlerin takipçisi durumuna düşürülmüşken bizler ikincil bile olmayacak derecede konularla resmen uyutuluyoruz.
Tıpkı Eski Roma’da işler kötü gittiği zaman köle ve başkaldıran askerlerin Arenalarda gladyatör kıyafetleri içinde birbirini öldürürken duyulan heyecan ve atılan naraların bir benzeri bizim ülkemizde yaşanıyor.
Tek fark köle ve başkaldıran eski askerlerin yerine, bolca kullanılıp esas suçluların gizlemesi gerektiği için harcanması gereken ufak çaplı suçlular var.
Suçun büyüğü, küçüğü olmaz, herkes cezasını çeksin bunda hemfikiriz ama;
Geçmişten günümüze milyonlarca Dolar, milyonlarca Euro, binlerce dönüm devlet arazisi gitmişken, sahte vatandaşlıklar havada uçmuşken,
300-500 dolar, bastiş, kulaklık, 5-10 bin tl maaş artışı kazanımı elde edenlerin yakayı ele vermelerinden aldığımız haz aslında tam da istenen.
Evet tüm suç işleyenler yakalansın, bedelini ödesin de,
Ülke avucumuzun içinden alınırken hepimiz buradaydık, kimin ne yaptığını sağır sultan biliyorken, ayrıntılar ile uğraşmak yerine konuyu mahkemelerde çözmeye çalışmak yerine;
Halk Ayağa kalksa, demokrasilerin en güçlü yargı organı olan seçim ile bu işi kökten temizlese daha iyi olmaz mı ?
Sadece hükümetin değiştiği seçimlerden bahsetmiyorum, bu çarpık anlayışların yerle bir edileceği seçimi kast ediyorum.
Ama bunu bir türlü yapamıyoruz çünkü hepimizin bu kokuşmuş düzenden hala beklentisi var.
Neyse ben de görevim olan çöp, su gibi işlere bakayım, durduk yere kimse ile kötü olmayım.
Üstte yazılanlar sadece hükümetler için değil, düzenin her bir köşebaşını tutan ve içinde bulunduğumuz çöküş halinin gerçek sorumluları için…
