Mağusa deyince aklımıza neler geliyor? Tarih, kültür, sanat, miras, değerlerimiz, anılarımız…. Listeyi o kadar çok şeyle doldurabiliriz ki. Peki Mağusa bu saydıklarımızla hak ettiği şekilde temsil edilip, yaşatılıyor mu? İçimizdeki aidiyet duygusu, suriçinin coşkusu ne durumda? Bu soruları düşündüğümüzde bana göre Mağusa açısından pek çok eksiklik mevcut. Mağusa sanatsal, gastronomi ve türlü etkinliklerle adını daha çok duyurarak marka kent olma yolunda ilerlemeli. Hep birlikte kentimize tarihimize, kültürümüze sahip çıkarak Mağusa’yı hak ettiği yere getirerek yaşatmalı, geliştirmeli ve markalaştırmalıyız.

 

1 Kasım günü Antik Mağusa Vakfı olarak bir ilki gerçekleştirdik. “Antik Mağusa 1. Surlariçi Festivali”. Vakıf olarak bu festival bizim için bir ilkti ; ilk denemeydi de denebilir..Fakat günün sonunda büyük bir mutluluk  yaşadık. Mağusa’da bir hayalimizi gerçekleştirdik.

 

Suriçi bizim çocukluğumuz, geçmişimiz, anılarımız….ilk adımları ,ilk hayalleri, dostlukları, sevgiyi, mutluluğu,acıları yaşadığımız, paylaştığımız, bizi bir tutan vazgeçilmez değerimiz. Yıllar geçtikçe suriçi terk edildi, kaderine bırakıldı . Herşey değişime uğradığı gibi bizler de kendimizi yeni ufuklara açtık ve yeni yerleşim yerlerine taşındık. Fakat bu suriçini kaderine terk edip unutmak demek miydi? Sanırım bizlerin en büyük yanılgısı bu oldu. Bunu fark ettiğimizde de aslında neler kaybediyor olduğumuzu anladık. Biz masum çocukluğumuzu, anılarımızı kaybetmek üzereydik. Ve bu farkındalıkla zaman bizi öyle bir yere getirdi ki hepimiz Mağusa’mızı bir yerinden tutup canlandırmaya, farkındalık yaratmaya, kentimiz için bir araya gelip çalışmaya başladık.

 

“Antik Mağusa Vakfı” bu duygularla kuruldu. Vakfın kuruluş amaçlarından biri suriçinin tanıtılması, kültür ve sanat faliyetleriyle adını duyurması, Mağusanın markalaşma yolunda ilerlemesine katkı koymaktır.

 

Dünyanın pek çok yerinde festivaller olduğu gibi ülkemizde de oluyor. İster panayır deyin ister festival; ne derseniz deyin ama göz ardı etmememiz gereken gerçek de halkımız gerek ekonomik gerekse sanatsal olarak bu etkinliklerden maddi manevi geri dönüşüm elde ediyor. Kadınlarımız her etkinlikte bir şekilde ekonomik katkı sağlıyor. Bence en önemli noktalardan biri de bu… Dün gerçekleştirmiş olduğumuz festivalimiz baştan sona kadar kültürel faaliyetlerle dolu dolu geçti. Stantlarımızda Kıbrıs’a ait yiyecek ve el işleri satıldı. Hayır kurumları sattıklarıyla derneklerine katkı sağladılar. GMB Halk Dansları Topluluğu, Karadeniz Kültür Derneği,  Ada ışığı çocuk korosu , Otello Çoksesli Korosu ve Daü müzik öğretmenliği bölümü öğrencileri, Yetenek Sizsiniz’e katılan Stüdyo 21 grubu , Daü yabancı öğrenci kulüplerinin performanslarıyla Mağusa suriçinde çok kültürlü ve çok güzel anlar yaşandı. Her şey muhteşem ötesi gerçekleşti. Gelip geçen turistler etkinliklerimizi izlediler ve alkışladılar. Bu bizim için bir ilkti , kendi eksikliklerimizi görme açısından da vakıf için çok önemliydi.

 

Suriçini canlandırmak istiyorsak bu tür etkinlikleri daha sık yapmalıyız. Biz dün sadece çarşı meydanıyla sınırlı kaldık. Belki de Mağusa’daki tüm insanların suriçini tanımalarını sağlayacak etkinlikler yapmalıyız. Gençlerimize aidiyet duygusunu kazandırarak, çocukluğumuzun anılarını canlandırarak, Mağusalıyım derken gururla geçmişimizi, değerlerimizi yaşatarak, halkımızı kalkındırıp geleceğe umutla bakarak, en önemlisi de kentimize olan, insanlarımız arasında olan sevgi bağını güçlendirerek Mağusa’yla bir bütün olarak çalışmalarımıza tüm hızıyla devam edeceğiz.

 

Hiçbir şey için geç değil..biz hep birlikte el ele başaracağız…