İş hayatına bisikletin üzerinde sandüviç satarak başlayan Saffet Enver Anibal, büyük zorluklar ve zahmetlerle kurduğu Anibal Restorant’ta, müşterilerine lezzet dağıtmaya devam ediyor. Lefkoşa’nın Çağlayan Bölgesinde bulunan iş yerinde ziyaret ettiğimiz yılların kebap ustası Saffet Anibal, bu günlere nasıl geldiğini anlattı.

 

Bisikletle başladım

Aslen Lefkoşalı olan Saffet Anibal 1942 yılında eski Lale Camisi yanında bulunan evde dünyaya geldi. Büyüyene kadar çeşitli işlerde çalışan Anibal ilk olarak 1954 yılında arkadaşlarının da teşviği üzerine kendi işini yapmaya başaldı. Anibal sözlerine şöyle devam etti; “Ben Gençlik Gücü’nde futbol oynardım ve orada çok iyi arkadaşlarım vardı, onlar beni iş yapmam konusunda teşvik ettiler, ben de sandüviççilik yapmaya karar verdim. 1954 yılında gidip veresiye bir bisiklet aldım, kullanacağım malzemeyi de allah rehmet eylesin Hayri ve Kemal Avkıran kardeşler aldılar ve bana sermaye yaptılar. Ben bisikletimle sinemaların önüne gider sandüviç ve kola satardım, işlerim de iyi giderdi. Bu dönemlerde arkadaşlarım beni hiç yalnız bırakmadı ve hep yanımda oldu. Daha sonra bir sandüciç arabası aldım ve işimi yine sinemaların önünde devam ettirdi. Zafer Sineması açılacağı zaman hemen yan tarafında bulunan küçük bir dükyan aldım ve burada çorba, ciğer ve sandüviç satmaya başladım. Sinemalar saat 14.00 başlar – 22.00’ye kadar devam ederdi, burada da işlerim çok iyi gitti ve yan tarafta bulunan bir dükyanı daha alarak işyerini büyüttüm. Bu dükyanı aldıktan sonra önce kebap ve fırın kebabı, daha sonra ise şeftali kebabı yapmaya başladım. Bu arada Bolu’ya gittim ve dönerin nasıl yapıldığını öğrendim, geri dönünce de döner de satmaya başladım”

 

Bir yıl mecburi ara

“1974 yılındaki savaş döneminde 2 ayağımdan ve omuzumdan vuruldum, mecburi olarak da yaklaşık 1 yıl çalışamadım. Ardından devlet bana şu anda iş yaptığım yeri verdi ve tam 40 yıldır burada iş yapıyorum. Benim bilhassa söyleyeceğim halkım beni hiçbir zaman yalnız bırakmadı, sevenlerim hep bana destek oldu, hepsine teşekkür ederim. Bu arada ben kebap işine girerken sermayeyi rahmetli Kemal Macila koymuştu, o da nur içinde yatsın. Burada da işlerim hep iyiydi”

 

Günde 18 saat çalışıyorum

“Bizim işimiz kolay değil, müşterinin ne zaman geleceği ne zaman ne isteyeceği belli değil. Ben her gün saat 04.00’te burayı açarım saat 22.00’de de kapatırım, bu yaklaşık 45-50 yıldır böyle gidiyor. Ocağın başından hiç kaçmam ve burada sattığım kebapların tamamını da ben kendi ellerimle hazırlıyorum. Bu güne kadar hiçbir kimse ben Anibal’dan kebap aldım ve hasta oldum şikayeti ile gelmedi, herşeyi en iyi malzeme ile yapmaya özen gösteriyorum. Her türlü insanla yıllardır iç içeyim hiçbiri ile de kavga etmedim. Bu arada bu güne kadar ne sigara, ne kahve ne de çay içtim. Ben sadece Cumartesinden Cumartesine viskimi içerim o kadar”

 

Veresiye ne alırım ne de veririm

“Ben iş yaşamımda belli prensiplerim vardır, ben ne veresiye bişey alırım ne de veresiye veririm. Hayatım boyunca hiç çek defterim olmadı ve hiç kullanmadım, kredi kartım yok. Yani herşeyi nakit para ile yürütürüm”

Kapatmanın zamanı geliyor

“İşlerimiz eskiye oranla çok kötüdür, ama sağolsunlar benim daimi müşterilerim yine buraya geliyorlar ve beni yalnız bırakmıyorlar. Anlayacağın eskisi gibi olmasa da para kazanıyorum. Artık yaşlandım ve biraz da sağlık problemlerim çıktı bunun için birkaç yıl daha çalışıp artık burayı kapatmayı düşünüyorum. Zaten bu güne kadar hiç kimse kazandığını beraber götürmedi, onun için dinlenmenin zamanı geldi sanırım”