İngiltere'de çok sayıda erkeğin cinsel ilişki sırasında öldürdükleri kadınlar için 'sert seks' savunmasını kullanması, buna karşı bir kampanya grubunun kurulmasına yol açtı.

Buna Rıza Gösteremeyiz (We Can't Consent To This) adındaki grup, 59 davada erkek sanığın 'oynadıkları seks oyunun yanlış bir dönemece girmesiyle partnerlerinin hayatını kaybettiği' savunmasını kullandığına işaret ederek bu konuda kanunlarda gerekli değişikliğin yapılması gerektiğini savunuyor.

'Sert seks' mazaretinin yasalarda yer almaması için milletvekillerine baskı yapan gruba Guardian gazetesi ve kadınlara yönelik yayın yapan Grazia dergisi de destek veriyor.

Özellikle Yeni Zelanda'da seyahat ettiği sırada cinsel partneri tarafından boğularak öldürülen İngiliz Grace Millane'in davası İngiltere'de büyük ses getirmiş durumda.

22 yaşındaki genç kadını öldüren erkek zanlı, Grace Millane'in seks sırasında 'boğulmak' istediğini ve bu yüzden Millane'i yanlışlıkla öldüğünü söyleyerek bunu cinayet davasında bir mazaret olarak öne sürdü.

Grinin Elli Tonu'nun etkisi

Grinin Elli Tonu kitabı ve filmi ile, sekste BDSM (hakimiyet, itaat, sadizm ve mazoşizm) akımı daha popüler bir hale geldi.

Millane'in hayatını kaybetmesi ile bu akım özellikle İngiltere'de tartışmaya açıldı.

İngiltere'nin eski baş savcılarından Harriet Harman, Millane'in cinayetinin ardından, cinayet gerçekten de kazara gerçekleşse bile erkeklerin 'cinsel ilişki sırasında kazara ölümün gerçekleştiği' mazaretini kullanamaması için kanunların değişmesi için yapılan kampanyanın öncülerinden.

İşçi Partisi milletvekili Harman, 'kadınların şiddet istediği için hayatını kaybettiği' savunmasının yapılmaması gerektiği görüşünde.

Konuyla ilgili görüşleri sorulan İngiltere Başbakanı Boris Johnson da bu konuda Harman'a katıldığını ve kanunların net olmasını sağlayacaklarını aktardı.

Seks sırasında şiddet yaygın mı?

En son olarak BBC adına yapılan bir araştırma, İngiltere'de 40 yaşın altıdaki üç kadından birinin rızaya dayalı cinsel ilişki sırasında istemedikleri halde "tokatlama, boğma, havasız bırakma, ağız kapama ve tükürme" gibi şiddet eylemlerine maruz kaldıklarını ortaya çıkarmıştı.

Ankete katılanların yüzde 20'si -isteyip istemediklerinden bağımsız olarak - bu davranışlara maruz kaldıkları için korktuklarını ya da kötü hissettiklerini söyledi.

Savanta ComRes adlı kamuoyu araştırma şirketinin İngiltere'de yaşları 18 ile 39 arasında değişen 2002 kadınla yaptığı araştırmada, "tokatlama, boğma, havasız bırakma ve tükürme" eylemleri sıralanarak "Rızaya dayalı cinsel ilişki sırasında bunlara hangi sıklıkla maruz kaldınız?" sorusuna katılımcıların yüzde 8'i "Her zaman", yüzde 12'si "Çoğu zaman" ve yüzde 22'si de "Bazen" diye yanıt verdi.

Sonuçları yorumlayan "The Centre for Women's Justice" adlı kadın kuruluşu, "Şiddete, tehlikeli ve aşağılayıcı eylemlere rıza göstermeleri için kadınlar üzerindeki baskı artıyor. Bunun en olası nedeni aşırı pornografinin kolay erişilebilir olması, normalleştirilmesi ve yaygın olarak tüketilmesi olabilir" açıklamasını yaptı.

Women's Aid adlı başka bir kadın kuruluşunun Başkan Yardımcısı Adina Claire de "Cinsel ilişkiye rıza göstermek, tokatlama ya da boğma girişiminin ciddiyetini azaltmaz" dedi.

'BDSM'de eğitim önemli'

Patolog Dr. Stuart Hamilton, boğmanın çok tehlikeli olabileceğini, beyne giden kan akışının kesilmesi olasılığının bir kişinin bilincini kaybetmesine yol açabileceğini söylüyor.

Nottingham Hukuk Fakültesi'nde sadomazoşizm hakkında ceza hukuku dersi veren Dr. Samantha Pegg ise önerilen kanun değişikliği ile uygulamada büyük bir değişiklik olmayacağı düşüncesinde.

Pegg, "insanların öldürülmeye rıza gösteremeyeceğini" belirterek sanığın kanunda değişiklik olsa bile öldürmeye niyeti olmadığı savunmasını kullanabileceğini söylüyor.

Kendi BDSM deneyimlerinden yola çıkarak konuyla ilgili yazılar yazan gazeteci Rebecca Reid ise BDSM dünyasına girmeye karar veren insanların bu konuda daha iyi eğitim alması gerektiğini vurguluyor.

Reid, BDSM daha bu kadar yaygınlaşmamışken güvenli uygulamaların yaratılması için büyük çaba harcandığını, ancak şimdi bu uygulamaların daha genele yayılmasıyla bu konuda eğitim almayan çiftlerin kendilerini tehlikeye attığını belirtiyor.

Kaynak: BBC Türkçe