PARLAMENTODAKİ 650 MİLLETVEKİLLİĞİ İÇİN 191’İ BAĞIMSIZ TOPLAM 3 BİN 304 ADAY YARIŞIYOR

 

Birleşik Krallık’ta erken seçim için oy kullanma işlemi başladı.

 

İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda’dan oluşan Birleşik Krallık’ta halk, parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası ve yeni hükümeti belirlemek üzere sandık başına gitti.

 

İktidardaki Muhafazakar Partinin lideri ve Başbakan Theresa May’in 18 Nisan’da açıkladığı erken seçim kararıyla girilen seçim yarışında 68 siyasi parti yer alıyor.

 

Parlamentodaki 650 milletvekilliği için 191’i bağımsız toplam 3 bin 304 aday yarışıyor.

 

İngiliz parlamentosu, seçimle gelen Avam Kamarası ile atanan ve sadece sınırlı denetleme yetkisi bulunan Lordlar Kamarası'ndan oluşuyor. Avam Kamarası üyeleri 5 yılda bir seçiliyor. Ülkede seçim sistemi dar bölge ve çoğunluk esasına dayanıyor. 650 seçim bölgesinde en fazla oy alan aday parlamentoya giriyor.

 

Muhalefetteki İşçi Partisi, İskoç Ulusal Partisi (SNP), Liberal Demokrat Parti ve Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) seçimde iktidar partisinin dikkate değer rakipleri arasında yer alıyor.

 

Yaklaşık 47 milyon seçmenin bulunduğu ülkede oy verme işlemi yerel saatle 22.00'de sona erecek. Seçim sonucunun, gece yarısından sonra netleşeceği tahmin ediliyor.

 

En son 2015’de yapılan genel seçimde seçmenlerin yaklaşık 24 milyon 500 bini sandık başına gitmiş, yaklaşık 6 milyon 500 bini ise posta yoluyla oyunu kullanmıştı.

 

Son seçimde oyların yüzde 36,9’unu alan Muhafazakar Parti 330 milletvekili çıkarırken, oyları yüzde 30,4’te kalan İşçi Partisi 232 milletvekili kazanmıştı. UKIP yüzde 12,6 oyla 1, Liberal Demokrat Parti yüzde 7,9 oyla 8, SNP yüzde 4,7 oyla 56 ve Yeşil Parti yüzde 3,8 oyla 1 milletvekilini parlamentoya sokabilmişti.

 

MAY YARIŞA ÖNDE BAŞLAMIŞTI

 

Seçimin ilan ediliği tarihte anketler, iktidardaki Muhafazakar Partiyi, ana muhalefetteki İşçi Partisinin 20 puan önünde gösterirken ilerleyen haftalarda bu fark yüzde 3'e kadar düştü. Son anketlerin tek başına hükümet kurmak için gerekli 326'yı bulamayabileceğini göstermesi üzerine Başbakan May'in ilk anketlere göre parlamentodaki milletvekili sayısını 70 artırarak 400'e kadar çıkarma umudu da zayıfladı.

 

Siyasi gözlemcilerin başlangıçta şans tanımadığı İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'in son anketlerdeki performansı seçim sürecinin en çok dikkati çeken yönlerinden biri oldu. "Aşırı solda" olduğu için İşçi Partisinin şansını zayıflattığı ileri sürülen Corbyn, son anketlere göre, seçimde milletvekili kaybetmek bir yana milletvekili sayısını yaklaşık 30 daha artırabilir.

 

MUHTEMEL SENARYOLAR

 

Siyasi gözlemciler, iki parti arasındaki farkı bu kadar düşük gösteren anketlerin kullandığı yöntemleri sorguluyor. Genel olarak anketler, 2015 seçiminde ve geçen yıl yapılan Avrupa Birliği (AB) referandumundaki performansları dolayısıyla güven vermiyor.

 

2015'te anketler, bir koalisyon hükümeti öngörürken David Cameron liderliğindeki Muhafazakarlar tek başına iktidar olmuştu. Referandum ise AB'de kalma yönündeki oyların az farkla önde çıkacağını öngören anketlere karşın çok daha az farkla ayrılma yönünde olmuştu.

 

May liderliğindeki iktidar partisinin, az farkla da olsa tek başına hükümet kuracak çoğunluğa erişeceği tahmin ediliyor. Öte yandan erken seçim kararını ilan ederken gerekçesini parlamentoya daha büyük bir çoğunlukla dönerek ABD'den ayrılma (Brexit) müzakerelerinde masaya güçlü şekilde oturmak olarak açıklayan May'in koltuğu sarsılabilir.

 

Siyasi gözlemcilere göre May, başlangıçta hayal ettiği ezici çoğunluğu kazanamaması halinde ülkeyi gereksiz yere erken seçime götürmekle suçlanacak ve başbakanlığı sorgulanacak. Böyle bir durumda May'in karşısına Brexit sürecinde başı çeken Dışişleri Bakanı Boris Johnson'ın rakip olarak çıkması güçlü ihtimal olarak görülüyor.

 

Ülkedeki başlıca anket şirketlerinin bulgularının ortalaması, dün itibarıyla Muhafazakar Partiyi yüzde 43'te, İşçi Partisini ise yüzde 37,2 oy oranında gösteriyordu.

 

İSTİKRAR VAADİNE TERÖR GÖLGESİ DÜŞTÜ

 

Seçim kampanyasını "güçlü ve istikrarlı liderlik" sloganıyla yürüten May, seçmene alternatifinin ancak İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn öncülüğünde "bir kaos koalisyonu" olacağı mesajını verdi. Ancak May'in istikrar vaadi, 22 Mayıs'ta Manchester'da ve 3 Haziran'da Londra'da yaşanan terör saldırıları nedeniyle sarsıldı.

 

May, 2010-2016 yıllarında içişleri bakanlığı yapması ve son bir yıldır da başbakanlık makamında oturması nedeniyle saldırıların önlenememesinin sorumlusu olarak görülüyor. May, özellikle bakanlık döneminde kendisine bağlı polis ve istihbarat servislerinin kadrolarında ve bütçelerinde gittiği kesintiler nedeniyle baskı altında kaldı.

 

TERÖR CORBYN'İ DE VURABİLİR

 

İktidar partisini "ayrıcalıklı azınlık" için çalışmakla suçlayan Corbyn ise seçim kampanyasını "azınlık değil çoğunluk için" sloganıyla yürüttü. May'in kampanyasında kendisini hedef almasına ve kampanyayı şahsileştirmesine karşın Corbyn, kendi kampanyasını daha çok halkın gündelik sorunları üzerine inşa etti.

 

Corbyn'in kampanyasında yılda 9 bin sterlini bulan öğrenci harçlarını kaldırmak, sağlık sistemine ilave bütçe ayırmak, yüksek gelirlileri vergilendirirken düşük gelirlilerin aldıkları hizmetlere yatırım yapmak, demiryollarını ve enerji şirketlerini kamulaştırmak gibi vaatler öne çıktı.

 

Terör saldırıları, Corbyn'in kampanyasını da olumsuz etkiledi. Corbyn'in geçmişte İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA), Hamas ve Hizbullah gibi örgütlerle ilgili sözleri iktidar partisi tarafından İşçi Partili liderin teröre destek verdiği yönünde propaganda malzemesi yapıldı.

 

UKIP

 

Terör saldırılarının oyunu olumlu etkileyebileceği tek parti ise aşırı sağcı UKIP olarak görünüyor. UKIP, ülkenin Brexit sürecinde Muhafazakar Partinin aldığı sert tutumla kendisinden rol çalması nedeniyle kaybettiği oyları yeniden çekebilir.

 

Son anketlerde oyu yüzde 12'lerden 3'lere kadar gerileyen UKIP'in, terör saldırılarına tepki oylarını çekmesi halinde Muhafazakar Partinin beklediği oy oranında ilave düşüş görülebilir.