Rogers, PCR testlerinin hastalığın var olup olmadığını yapıldığı an için verdiğini ifade etti. 

Rogers açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: 

“Virüs alan bir kişinin semptom göstermesi 2 ila 14 gün içinde olabiliyor. Hastalık genelde ortalama olarak 5-6 gün içinde belirti gösteriyor. Hastalığın kuluçka süresi 14 güne kadar sürebildiği için, test yapıldığı zaman kişide yeterli miktarda virüs birikmediyse sonuç negatif çıkabilir. Belki üç, belki beş gün sonra pozitife dönebilir. Yeni tip koronavirüsün bulaşıcılığı çok fazla. Her birey hastalığı farklı şekilde geçiriyor. Kimi yoğun bakım ihtiyacı duyan solunum zorluğu yaşarken kimi asemptomatik olabiliyor. Özellikle Türkiye’de son zamanlarda vakaların artmasıyla, Parti olarak gelenlerin bir karantina süreciyle ülkemize girmelerini tercih ettiğimiz yönünde açıklamalarımız olmuştu. Geldiğimiz noktada, test kapasitemiz göz önünde bulundurularak ülkeye giriş yapacak yolcu sayısı kısıtlandı. Günlük PCR kapasitesi 600 olduğu için uçuş ve gemi ile gelebilecek yolcu sayısı 600 olarak belirlendi.  Bu aynı zamanda vaka sayısının hızla artabileceğini düşünerek alınmış bir önlemdir. Bu süreçte kontrollü gidilmesi, sağlık kapasitesini bir anda aşabilecek bir bulaş riskine karşı temkinli adım atmak önemliydi.  Çift PCR ile de ülkeye pozitif vaka girme riskini azaltmaya yönelik önlem alındı.  Tabii ki göz ardı etmememiz gereken bir nokta da şudur ki; çift PCR riski azaltan ama tamamen yok etmeyen bir yöntemdir. Kuluçka süresinde olan veya uçakta Covid19 kapan bir kişinin ülkemize geldiğinde PCR testi negatif çıksa da ülkemizde olduğu süreçte pozitifleşebilir. Bu da hepimizin dikkat etmesi, kendini ve çevresini koruması gerektiği anlamına geliyor.”

“EKONOMİK ÇARKLAR DÖNMELİ AMA MERKEZDE HALK SAĞLIĞI OLMALIDIR”

Bütün ülkelerin açılıma gittiğini anlatan Rogers, KKTC’deki kapanma sürecinin sağlık altyapısını hazırlamaya yönelik olduğunu söyledi. 
Ekonomik ve sosyal sebeplerle kapalı kalma halinin sürdürülemeyeceğinin de altını çizen Genel Sekreter, test sayısının artırılmasının, vakaların hızla belirlenip izole edilmesinin ve temaslı takip sisteminin önemine dikkat çekti; hasta olan kişilerin tedavisi için altyapı kadar sağlık çalışanı sayısının yeterliliğinin de hayati önem taşıdığını aktardı. 

“BÜYÜK GÖREV SAĞLIK BACAĞININ OLACAK”

Rogers şöyle konuştu: 

“Sağlık ve ekonomi dengesi kurulurken halk sağlığı merkezde olmalıdır. Ekonomik çarklar da bir şekilde dönecek. Yine büyük görev sağlık bacağına düşecek. Ülkenin uzman hekim ve hemşire envanterinin çıkarılması önemlidir. Kaç yoğun bakım uzmanımız, kaç yoğun bakım hemşiremiz, kaç enfeksiyon hekimimiz var?  Vaka sayısının artması halinde nasıl bir yol izleneceği, kamu ve özelin nasıl birlikte çalışabileceği, hangi uzmanlardan salgınla mücadelede destek alınacağı, pandemi merkezleri olarak hangi binaların kullanılabileceği şimdiden planlanmış olmalıdır. Pandemi hastanesi olarak yeni bina yapılacaksa da yapılana kadar kullanılacak alanlar hızla kararlaştırılmalıdır. Sürekli gözlem yapmak, vaka artışlarını bilimsel şekilde ve yakından incelemek, vaka sayılarında artış olursa belki geri adım atarak bazı önlemleri tekrar almak önemli olacak. Birçok bilinmezi olan bu hastalıkla mücadele ederken bir ileri iki geri şeklinde bir açılım gerekebilir.”