Alzheimer Derneği, Diyaliz ve Böbrek Hastaları Derneği, Evrensel Hasta Hakları Derneği, Kıbrıs Türk MS Derneği, Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası, Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası, Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası, Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası, Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası ve KKTC Kamu İşçileri Sendikası ortak açıklama yaptı.

Açıklama şöyle:

"Değerli basın emekçileri ve sevgili halkımız,

Bugün hasta dernekleri ve kamu sağlık çalışanları olarak ülkemizde yaşayan on binlerce bireylerin sağlık hizmeti aldığı Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin önündeyiz.

Yıllar içerisinde kamu sağlık merkezlerine insan iş gücü ve fiziki alt yapı açısından yeterli yatırımlar yapılmadığı için sağlık hizmetleri devlet eliyle zayıflatılmaktadır.

Bunu en iyi hizmet alan biz hastalar ve hizmet veren sağlık çalışanları biliyoruz.

Son 6 aydır Covid-19 ve diğer hastaların tedavilerinin aksatılmadan yürütülebilmesi için uyarılar yapıyor ve hükümet edenlerin bu uyarıları dikkate almasını bekliyoruz. Ne var ki bu bekleyiş yönetenler gibi rahat koltuklarında oturarak beklemeye benzemiyor.

Sorunları çözmek için sorunların varlığını kabul etmek gerekir.

31 Mart 2020 tarihinde hükümetin aldığı ani bir kararla ülkemizdeki sağlık sisteminin amiral gemisi olan Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin pandemi hastanesine dönüştürülmesiyle birlikte birçok hastanın tedavisi kesintiye uğramıştır.

Toplumsal bilincimiz ve sağlık çalışanlarımızın yoğun özverisi sayesinde 1. dalga atlatılmış ancak Covid-19 sürecinde tedaviye erişimimiz engellenmiştir.

Bununla birlikte Covid-19 ve diğer sağlık hizmetlerinin yeterli organizasyonu yapılmadan, eksiklikler giderilmeden ve Covid hastalarının tedavisi için ayrı merkezler oluşturulmadan ülkemiz 1 Temmuz 2020 tarihinde yeniden açılım sürecine girmiştir. Halkımızın sağlığını riske sokacak bu uygulama bizleri tedirgin etmektedir.

Hepimizin bildiği gibi 22 Temmuz 2020 akşamı yeni çıkan Covid vakaları nedeniyle karantina servisi dolmuş ve Sağlık Bakanlığı üroloji servisindeki hastaların tahliye edilmesini emretmiş, ancak hastaların ve sağlık çalışanlarının karşı çıkması nedeniyle servis boşaltılmamıştır.

Zengin ve fakir demeden herkesin tedavi imkanına sahip olabileceği, tedavisi sonrası yüklü bir faturayla karşılaşmayacağı,  devletin korumak ve geliştirmekle yükümlü olduğu yerlerdir devlet hastanelerimiz.

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi ise binlerce hastanın yaşama tutunabilmesi için tek adrestir.

Sizler halkın hastanelerinden vazgeçmiş olabilirsiniz ancak bizler vazgeçmiyoruz!

Evet salgın vardır ve ona göre hazırlıklar aylar öncesinden yapılmalıydı.

Dünya Sağlık Örgütü’nün kriterlerine uygun ayrı bir pandemi hastanesi oluşturulmalıydı.

İdare zaten risk grubunda olan Covid dışı kronik hastaları salgın sırasında unutmuştur. Servisler işgal edilip karantina merkezine dönüştürülmüş, tedaviler aksamış, birçok hastalar zarar görmüş ve hayatları riske atılmıştır.

Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi pandemi hastanesi olmamalıdır!

MS hastaları, Thallesemi hastaları, kanser hastaları, böbrek hastaları, diyabet hastaları, kalp hastaları, tansiyon hastaları, Alzheimer hastaları, diş hastaları ve hastanede tedavi görmesi gereken herkes aylardır güvensizlik duygusu ve kaygı içerisinde yönetenlerin uzmanlara kulak vermesini ve Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’ne gerekli iyileştirmeler yapılarak temiz hastane olarak kesintisiz sağlık hizmetine devam etmesini bekliyorlar. Bizlere yaşatılan bu korku ve kaygı gittikçe yerini hayal kırıklığı ve öfkeye bırakıyor.

Yaşamın kaynağı olan sağlık hakkı bir devletin gözetmesi gereken en temel haktır!

Tedaviye erişememek, ilaç bulamamak, sağlık çalışanlarının ve hastaların kendi servislerinden koparılması ve bunun karşılığında sadece tutarsız siyasi polemikler işitmek artık katlanılmaz olmuştur.

Burada dile getirdiklerimiz gündemin küçük bir detayı değil; bugünümüzün ve geleceğimizin hangi değerler üzerine inşa edileceğinin belirleyicisi olacak sorunlardır.

Ne yazık ki hastanemizin durumu halkın ihtiyaçları göz ardı edilerek alınan kararlarla belirsizliğini korurken, toplum olarak bedeli çok ağır olabilecek bir kaosun içine sürükleniyoruz. Bizler bu tehlikenin herkes tarafından anlaşılıp yanlışların düzetilmesi için bir kez daha çağrı yapıyoruz.

Tüm kararlar bilimsel zeminde ve halkın ihtiyaçları gözetilerek alınmalıdır.

Coivd-19 hastalarının tedavileri için Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği kriterlere uygun tam donanımlı merkezler daha fazla zaman kaybetmeden oluşturulmalıdır.

Nöroloji Servisi derhal karantina servisi olmaktan çıkarılmalı ve gerçek sahibi olan nöroloji hastalarına geri verilmelidir.

Ayaktan tanı merkezinde yürütülen Diş Hekimliği hizmetleri hasta ve çalışan güvenliği gözetilerek düzenlenmelidir.

Ekonomik krizle birlikte ülkemizde yaşayan herkesin nitelikli kamusal sağlık hizmetlerine olan ihtiyacının artacağı göz önünde bulundurularak devlet hastanelerinin eksiklikleri ivedilikle giderilmelidir.

Bilinmelidir ki eşit, erişilebilir kamusal sağlık hizmetini sağlayamayan hiçbir görüş, hiçbir karar, hiçbir politika ve politikacı halkın nazarında meşru ve muteber değildir!