Gürcafer, tedbirleri gevşeterek herhangi bir açılıma gidilmesinin büyük risk olduğunu vurgulayarak, böylesi bir hatanın vebalinin çok büyük olacağını ve tüm sorumluluğun hükümette olacağını söyledi. Açıklama şöyle:

“Tüm dünyayı sarmalayan ve ülkemizde de kendini gösteren Korona virüs salgınının etkilerini sarsıcı bir şekilde hissetmekteyiz. Virüs adeta tüm dünya düzenini alt üst etmek istercesine hızla yayılmaktadır.

Bu salgın karşısında dev ekonomiler bile aciz duruma düşmekte, en gelişmiş sağlık altyapısına sahip ülkeler bile yetersiz kalmaktadır.

Güçlü ülkelerle kıyaslama yaptığımız zaman KKTC olarak içerisinde bulunduğumuz durum, diğer ülkelere kıyasla sevindiricidir.

Ülkemizde yayılmasına çok fırsat vermeden kapanma kararı alınmış olması, ayrıca izolasyon kurallarına uyum noktasında toplum olarak göstermiş olduğumuz performans, virüsle mücadelede elde edilen başarı bakımından en önemli etken olmuştur.

Ancak, geçen sürede sağlık alt yapımızdaki eksikliklerin yeterince giderilmediği, giderilme çalışmalarına devam edildiği ve olası bir salgında sağlık altyapımızın çökebilme olasılığının hala daha yüksek risk taşıdığını gerek sağlık bakanlığımız gerekse bilim kurulu ve diğer bilim insanlarımızla yapmış olduğumuz görüşmelerden tespit etmiş bulunmaktayız.

Hal böyle iken, tedbirleri gevşeterek herhangi bir açılıma gidilmesi büyük risk içermektedir.

Tam anlamıyla hazır olmadan gerçekleşecek bir açılım, önünün alınması hususunda umut verici noktaya gelmiş olduğumuz virüsle mücadelede tüm çabaları çöpe atıp bizi bir felakete sürükleme riski taşımaktadır.

Böylesi bir hatanın vebali çok ağır olur. Bir tek insanımızın bile hastalanmasına veya can kaybına uğramasına yönelik zaafiyet içerisinde  olmamalıyız.

Unutulmamalıdır ki, bazı sektörlerin açılması yönünde karar verecek olan hükümet can güvenliği bakımından da sorumluluğu üzerine alacaktır.

KTİMB olarak sağlık altyapımızın güçlendirilmesi hususunda elimizden gelen katkıyı koymaya, Sağlık Bakanlığı yetkililerimizle birlikte çalışmaya hazır olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isteriz.

Bu noktada yapılması gereken, bir plan program çerçevesinde sağlık alt yapımızı ay sonuna kadar güçlendirmeyi hedeflemek, sağlık altyapımızın olabildiğince iyileşmesine müteakip,  bilahare açılımı planlamak olmalıdır.

Unutmamak gerekir ki firmalarımızın ve firma çalışanlarının yeni koşullara göre adaptasyon amaçlı eğitime de ihtiyaçları olacaktır.

Açıkça ifade etmek isteriz ki, sağlık alt yapısı olarak hazır değiliz ve bu nedenle 17 Nisan diye telaffuz edilen tarihte açılabilmemiz mümkün değildir.

Keşke dememek için bir süre daha evde kalalım.”