Londra’da yaşam süren Kıbrıslı Türkler, örgütlenmeye başladıkları 1955’li yıllardan bu yana, Kıbrıs’ta yaşam süren soydaşlarının en büyük destekçisi olmuştur.

Ve ne yazık ki, o günden bu yana, Kıbrıs’taki soydaşları tarafından çoğunlukla “yolunacak kaz” gibi görülmüş hatta bir çoğu yolunmuştur.

Bu bir gerçektir ve gerçeklerden koşarak ya da uçarak kaçmamız mümkün değildir.

***

Gerek Kıbrıs’taki toplumumuz, gerekse yöneticilerimiz, 1955’lerden beri gerekli yasal veya pratik düzenlemeleri yapıp, Londra’daki toplumu ciddi anlamda kucaklamayı da hiç başaramamıştır.

Londra’dan Kıbrıs’a geri dönüş hep başarısız olmuştur.

***

İşte şimdi, belki de her zamankinden daha çok, Londra’daki topluma ihtiyaç duyulur hale gelinmiştir.

Londra’daki iş insanlarının yatırımlarına; Londra’daki toplumun tatilini bir şekilde Ada’da geçirmesine, hiç bir zaman olmadığından daha çok ihtiyaç duyulmakla birlikte; bir de meselenin başka ve ürkütücü yanı vardır.

***

Bu ürkütücü yan, Kıbrıs’taki Kıbrıslı Türklerin, tükenmemek, yok olmamak, varlıklarını sürdürmek adına Londra’ya olan ihtiyacıdır.

Kıbrıs’taki Kıbrıslı Türk nüfusu her geçen gün, çeşitli sebeplerle azalmaktadır.

Kıbrıslı kimliğin korunması adına, Londra’daki güce çok büyük ihtiyaç söz konusudur.

***

Peki seçme seçilme hakkı?

Başbakan Ersin Tatar’ın Londra ziyaretinde gündeme gelen bu konu çok önemlidir.

Londra’daki vatandaşların, seçme seçilme hakkının yasal ve pratik sıkıntıları aşılırsa, “ne ya Kraliçe’nin korumasında bizim geleceğimize mi karışacaklar?” sorusunun da yumuşatılması kaçınılmazdır.

***

Ama bundan da öteye, mesele “varlık” meselesidir.

Ve ilk aşamada yapılması gereken, tatil ayarlamalarıdır.

Var olan uçak şirketleri ile yaz tatilinin şimdiden ayarlanması, bir önemli adımdır.

Larnaka’dan gelişler de elbette avantajımızadır.

Şu ya da bu şekilde, Londra’daki vatandaşlarımızın, tıpkı eskiden olduğu gibi severek ve isteyerek, heyecan duyarak Kuzey Kıbrıs’a gelmelerinin sağlanması kaçınılmazdır.

Bu konuda, KKTC’deki hükümete de görevler düşmektedir.

***

Bir çok sıkıntının aşılması için, geçmişte olduğu gibi goftiden değil, çok ciddi kurumlar oluşturulmalı, Londra’daki vatandaşların her türlü sıkıntısına anında çözüm üretilebilmelidir.

Londra’daki vatandaşlarımızın KKTC’ye gelişlerini engelleyebilecek en küçük bir sıkıntı dahi kalmamalıdır.

***

Yeni yıl akşamı, Türkiye’nin en büyük sanatçıları KKTC’dedir.

Şimdiden gerek uçuş, gerekse otel rezervasyonları yapılması; bu yazdıklarımın ilk adımı olabilir.

Efendim pahalıdır?

TL ile değil, Sterlinle hesaplandığında, dört kişilik bir aileye harcanacak bir kaç bin sterlinlik yeni yıl tatili, bence sorun olmamalıdır.

***

Evet, Kıbrıslı Türk kimliği çok ciddi şekilde tehlikededir.

Ve bence Londra’daki Kıbrıslı Türk toplumu, bu kimliğin varlığını korumasının en etkili ilacıdır.

***

Kıbrıs sorunu çözülmediği sürece, ki çözülecekmiş gibi durmuyor, Kıbrıs’taki Kıbrıslı Türklerin tükeniş hızı artacaktır.

Şu unutulmamalıdır ki; daha önce de defalarca vurguladık; Kıbrıs sorunu ilanihaye olduğu gibi kalsa da, tek umurunda olmayan toplum Kıbrıs Rum Toplumu olur!

Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti, bizimle veya bizsiz gayet iyi gayet mükemmel yoluna devam edecektir.

Çözümün veya çözümsüzlüğün Rum toplumuna verdiği zarar, bize verdiği zararın yanında, çok azdır, çok küçüktür.

Elbette çözüm, Rum toplumunun ve tüm Ada’nın çıkarınadır ama hiç bir şekilde; bizim acil ihtiyacımız kadar kimsenin ihtiyacı yoktur!

Ve şu da hiç unutulmamalıdır ki, Kıbrıs sorunu ilanihaye olduğu gibi kalsa da, umurunda olmayan bir diğer toplum veya ülke Türkiye’dir. Dünya’da tek bir Kıbrıslı Türk kalmasa bile, Türkiye’de bundan dolayı burnu kaşınacak bir tek insan yoktur!

***

Londra’daki Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs’taki Kıbrıslı Türklerin varlığının en güçlü teminatıdır.