Ulusal Birlik Partisi (UBP) Gazimağusa Milletvekili Hamza Ersan Saner, 31 Ekim tarihinde yapılacak UBP 20. Olağan Kurultayı’nda genel başkanlığa aday olduğunu resmen açıkladı.

 

Saner, UBP Genel Başkanlığı’na; “Partimizin, ülkemizin çağdaş anlamda yeniden imarı için, esaslı değişim için tüm gücümle çalışmak amacıyla adayım” dedi.

 

Ersan Saner, yenilenen UBP Tüzüğü’nde yeni üyeliklerle ilgili “UBP tüzüğüne aykırı olarak sırf şahsi çıkarlar uğruna hatalar” yapıldığını da savunarak, bu konuda Merkez Yönetim Kurulu’na UBP’yi ileriye taşıyabilmek adına görevler düştüğünü, bu sorunların konuşularak çözümlenebileceğini, bir genel başkan adayı olarak “UBP’yi mahkemelerde koşuşturtmak taraftarı olmadığını” vurguladı.

 

UBP Gazimağusa Milletvekili Ersan Saner, bugün Cumhuriyet Meclisi Mavi Salonda düzenlediği basın toplantısı ile UBP 20. Olağan Kurultayında Genel Başkanlığa aday olduğunu açıkladı ve projelerini anlattı.

 

SANER 5. ADAY

 

Saner’in adaylığını açıklamasıyla UBP’nin ekim sonu yapılacak kurultayındaki genel başkan aday sayısı 5’e yükselmiş oldu. Kurultayda Hüseyin Özgürgün, Ersin Tatar, Nazım Çavuşoğlu, Ünal Üstel ve Ersan Saner’in yarışması bekleniyor.

 

Saner, siyasilerin en temel görevlerinden birinin; mensubu bulundukları ülkenin, vatandaşlarının yaşamlarına onurlu ve güvenli bir şekilde katkı sağlamak olduğunu kaydetti.

 

Ülkenin büyük ekonomik daralma ve siyasi açmazlar içerisinde olduğunu söyleyen Saner, “Doğru zamanda doğru siyasi tercihi yapmak geleceğimiz için büyük önem arz eder. Artık kaybedecek zamanımız kalmamıştır. Ülkemiz insanı mutsuz ve umutsuzdur. Mevcut yapılanma ve anlayışlar maalesef sorunlara doğru ve sürdürülebilir çözüm üretmekten çok uzaktır. Siyaset, geçici önlemler ve popülist yaklaşımlarla günü kurtarma çabasına dönüşmüştür” görüşünü ortaya koydu.

 

Ersan Saner, hiçbir sorunun çözümsüz olmadığını, ancak çözümlenememiş sorunların bireylerin ve toplumların kaderi olamayacağını ifade ederek, “Yeter ki vizyonumuzu, misyonumuzu ve ilkelerimizi doğru tespit edip çözüm için ortaya güçlü bir irade koyalım” dedi.

 

Sorunların çözümünde ihtiyaç duyulanın “İlkeli”, “Duyarlı” ve “Çağdaş” siyasi yaklaşımlar olduğuna işaret eden Saner, ülkenin sosyal, ekonomik ve siyasal ciddi değişimlerin arifesinde olduğunu, bir yandan Kıbrıs konusunda diğer yandan ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlarda çok kritik dönemeçlerden geçtiklerini işaret etti.

 

Kıbrıs konusunda Rum tarafının isteklerinin ortada olduğunu, Türk tarafının da anlaşma istediğini ifade eden Saner, “İki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün yer aldığı bir anlaşma istiyoruz” dedi.

 

KKTC’de çevre ile ilgili sorunlar, bütçe açıkları, ekonomik büyümenin istenilen oranda olmaması, istihdam sorunu, çalışanların sıkıntıları, sektörlerin rahat nefes alamaması, kamunun üretkenliği ve verimliliğinin tartışılması gibi sorunların bu kritik dönemeçlerin göstergesi olduğunu ifade eden Saner, şunları kaydetti:

 

“Kıbrıs sorununda bir anlaşma halinde ülke ekonomisinin, kamu ve özel sektörün ayakta kalabilmesi ve ülkemizin dünya ile rekabet edebilmesi için gerekli önlemleri şimdiden alıp geleceğe hazırlıklı olmalıyız.

 

Ekonomik olarak güçlenmeliyiz. Ekonominin güçlenmesi için mali kaynak ve yatırımcı bulmalıyız. Bunun için yatırımcının önünü açmalıyız.

 

Yatırımcının gelebilmesi için gerekli hukuki ve siyasi altyapıyı hazırlamalıyız.

 

Bu noktada en büyük görev ise en başta biz siyasilere ve mensubu olduğumuz siyasal partilere düşmektedir. Bu noktaya gelmemiz için değişim şarttır. Ancak bu değişim kişilerin değişimi değildir.

 

Bu değişim günümüz dünyasının ekonomik ve siyasal gelişmelerini iyi okuyan, bu konuda fikir, politika ve proje üretebilen, kişilere görev vermektir. Değişim, fotoğraf çerçevesinin içine konulan farklı bir kare değildir.

 

Değişen yüzlerle birlikte mantalite de değişmeli ve bir farkındalık ortaya konulmalıdır.”

 

“BİR MİMAR OLARAK… PARTİMİZİN YENİDEN İMARI İÇİN…”

 

Ersan Saner, “Bir mimar olarak partimizin, ülkemizin çağdaş anlamda yeniden imarı için, esaslı değişim için tüm gücümle çalışmak üzere 20. Olağan Kurultay’da Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanlığı’na adayım” diyerek, halk ve partilileriyle birlikte ihtiyaç duydukları bu “gerçek değişimi” yapacaklarına inanç belirtti.

 

“HİZMET İÇİN ADAYIM”

 

Saner, geçmiş dönemlerde görev aldığı bakanlıklarda ortaya koyduğu çalışmaların, vizyonun, plan ve projelerin ileride yapacağı çalışmalarıyla ilgili şevki için iyi bir fikir verdiğine inandığını ifade ederek, “Ben hizmet etmek için, ben ilkeli ve çağdaş siyaset için adayım” dedi.

 

Saner, adaylığını şu ifadelerle tanımladı:

 

“Bu hedefe varmak için ilkelerim; vatanına, milletine, bayrağına, dinine, kültürüne ve benliğine sahip laik ve kurumsal yapı, dünyayı anlayıp, takip edebilen ve dünya ile aynı dili konuşabilen, şeffaf, takım ruhu ile hareket eden demokratik, çağdaş yönetim. Gelişime, yeniliğe açık, dürüst, kucaklayıcı, kimseyi ötekileştirmeyen, anlayışlı, erişilebilir, demokrat, takım çalışmasına inanan çalışkan, zeki ve üretken yapıya sahip bir başkan.”

 

Aday olduğu mevkiinin sorumluluğunun ve ağırlığının bilincinde olduğunu vurgulayan Saner, şöyle devam etti:

 

“UBP’NİN EKSİK YANI HAK ETTİĞİ KURUMSAL YAPIYA HENÜZ GEÇEMEMESİ”

 

“UBP’nin eksik kalan yanı; hak ettiği çağdaş, kurumsal yapıya henüz geçememesidir. Ben tüm örgütlerimizi, ilçelerimizi, genel merkezimizi, ivedilikle, asıl amacımız olan halkımıza çağdaş projeler ve planlar üreten kurumsal yapıya kavuşturmak için gerekli adımları atacağım.

 

Üyelerini eğiten, geliştiren, yetiştiren ve onlara sahip çıkan bir UBP. İletişim altyapısını kuran, medya gücünü yeniden kazanmış, medya ilişkilerini önemseyen bir UBP etkinliğimiz, verimliliğimiz için şarttır.

 

UBP Başkanlığım süresince UBP’nin gelir ve giderleri mutlaka bir bütçeleşmeye tabi tutulacak ve her türlü keyfiliğin önüne geçilecek adımlar atılacaktır.

 

Süratle, projesini hazırladığım çağdaş bir UBP Genel Merkez binasını kaynak yaratarak inşa etme yoluna gideceğiz.

 

UBP kadrolarına, üyelerine düzenli olarak siyasetle ilgili her konuda kurs, seminer, sempozyumlar düzenlenecektir.

 

UBP’lilerin parti üyelik bağlarını doruğa çıkarmak için sosyal ve ekonomik dayanışmaya büyük önem verilecektir.

 

UBP’nin dünyaya açılmasına gereken değer verilecek bu yönde çalışma yapacak özel bir birim oluşturulacaktır.

 

UBP politika saptama ve uygulama merkezi sektör temsilcileriyle de bağlantı kurularak yaşama geçirilecek bu merkez iktidarda da olsak, muhalefette de kalsak işlevini devam ettirecektir.

 

Ben ülkem ve partim için bütün potansiyelimi, çağdaş vizyonumu ortaya koymaya, gece gündüz durmaksızın dürüstçe ve samimi olarak çalışmaya hazırım.

 

Her ne pahasına olursa olsun koltuğa yapışmayacağım. Başarmak, halkımızı yüksek refah ve yaşam kalitesi seviyesine çıkarmayı bir ekip çalışması yaparak mutlaka başaracağım.

 

O nedenle gerçek değişim için herkesten destek bekliyorum.”

 

“İLKELİ SİYASET GERÇEK DEĞİŞİM”

 

UBP Genel Başkan adayı Ersan Saner, konuşmasında UBP Tüzüğü ve Kıbrıs konusuna da değindi, “İlkeli Siyaset Gerçek Değişim” isimli seçim kitapçığını tanıttı. Saner, seçim kitapçığına ilgili duyan herkesin www.ersansaner.com adresinden ulaşabileceğini kaydetti.

 

KIBRIS KONUSU

 

Ersan Saner, Kıbrıs konusundaki görüşlerini de özetle şöyle dile getirdi:

 

“Kıbrıs konusunda artık kalıcı, adil, yaşayabilir bir antlaşma zamanı gelmiştir, hatta geçmiştir.

 

Mevcut statüko yani Kıbrıs Türklerinin hak ettikleri halde uluslararası alandaki yerlerini alamamaları, bir uzlaşmaya varılamamasının tek sorumlusu Rum tarafıyken, izolasyon ve ambargo altında tutulmamız artık sona ermelidir.

 

Kıbrıs’ta bir antlaşma ile yeni bir devlet ortaya çıkmalıdır. Bu yeni devletin egemen ve eşit ortaklarından biri olacak olan Kıbrıs Türk halkının devletteki varlığı dışarıda ve içeride belirgin olmalıdır. Dönüşümlü başkanlık, başkanlıktaki görev süresi,  Kıbrıs Türk halkı ile Kıbrıs Rum halkının kendilerini temsil edecekleri ayrı seçme ve seçilme hakları kesinlikle sulandırılmamalıdır.

 

Varılacak ve referandumlarda iki halkın onaylaması ile birlikte yürürlüğe girecek antlaşma Avrupa Birliği’nin birincil hukuku olmalıdır. İki kesimliliği, iki halklılığı, iki kurucu devlet olgusunu bozacak bir antlaşmaya asla geçit verilmemelidir.

 

Kıbrıs’ta varılacak bir antlaşma Kıbrıs Türk halkını ekonomik olarak geriye değil ileriye götürmeli, Kıbrıs Türkü ekonomi yönetiminde de gereken etkinliğe sahip olmalıdır.

 

Kıbrıs sorununun en dikenli konularından birisi mülkiyet konusudur. Kıbrıs’ta iki kesimlilik 1975 yılında imzalanan Viyana Anlaşması’nın gereğidir. Dolayısıyla mülkiyet konusu ağırlıklı olarak takas, tazminat ve sınırlı iade yöntemiyle çözümlenmelidir. Bu yapılırken konunun ekonomik, sosyal ve insani boyutları göz önünde bulundurularak yeni mağduriyetler yaratılmamalıdır.

 

Toprak ayarlamalarında gözetilmesi gereken ana prensip, iki kesimliliğin korunmasıdır. Ve tabii ki bu konu çözülürken kesinlikle halkımız açısından ekonomik, sosyal, insani ve güvenlikle ilgili sıkıntılar asla yaratmamalıdır.

 

Güvenlik ve garantiler bizim için yaşamsal bir konudur. Biz mevcut garanti sisteminin, yani Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam edeceği bir antlaşma istiyoruz ve geçmiş tecrübeler, ayrıca bölgemizde ve dünyada cereyan eden olaylar ışığında bunu talep etmek en doğal hakkımızdır.”

 

Saner, bunu sulandıracak, etkisiz hale getirecek her türlü öneri ve formülün karşısında duracaklarını belirterek, garantörlük konusunun da 5 eşit ülkenin liderleri ile birlikte karar verebilecekleri bir konu olduğunu, herhangi bir ülkenin “ben garantörlükten çekildim” demesi ile garantörlük konusunun tartışılamayacağını vurguladı.

 

“TÜZÜKTE ÇIKAR UĞRUNA HATALAR YAPILIYOR”

 

Ersan Saner, 31 Ekim’de yapılacak UBP 20. Olağan Kurultayı öncesinde oy kullanacak üyelerle ilgili tartışmalara da değindi. UBP Tüzüğü’nün hazırlanması aşamasında sorumluluk üstlendiğini anımsatan Saner, tüzüğün üyelikler konusunda açık olduğunu, üye yazılırken hiyerarşiye dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.

 

Saner, kendisine göre; “UBP tüzüğüne aykırı olarak sırf şahsi çıkarlar uğruna hatalar yapıldığını” savunarak, yapılan hataları şöyle sıraladı:

 

“Kurultaya giderken taraflarca konuşulan ve üzerinde mutabık kalınan nokta; örgüt başkanları (örgüt başkanı, kadın kolları örgüt başkanı, gençlik kolları örgüt başkanı), kurultay delegeleri ve ilçe delegelerinin kayıtlarının yapılarak kurultaya gidilmesidir.

 

Gelinen aşamada bu mutabakat dikkate alınmamış ve bir takım siyasi beklentilerden dolayı tüzük tamamen göz ardı edilerek üye listeleri sadece merkezin dilediği gibi düzenlenmiştir.

 

Üye sayısı belirlenirken, sandıklardan başlamak üzere örgüt ve bölgelerdeki oranların korunup üye sayılarının tespitinde pro ratanın (orantı) bozulmadan yapılması gerekmektedir.

 

“864 OLMASI GEREKİRKEN 1884”

 

Bu madde dikkate alınsa ve varılan mutabakat göz önünde tutulsa dahi Gazimağusa’dan kurultayda oy kullanacak üye sayısı 864 olması gerekirken son dağıtılan geçici üye listelerine göre bu sayı 1884’e ulaşmıştır. 1884 rakamına ulaşılmıştır ama örgüt bazında anomalilikler vardır.

 

Gazimağusa’nın toplam 54 örgütünün 21 örgütünde pro rataya göre 1884 rakımında olması gereken üye sayıdan fazla üye bulunmaktadır.”

 

Yapılan diğer yanlışlarla ilgili de detaylar veren Saner, “Dolayısı ile uygulanan ve kabul edilmesi için anti demokratik dayatmacı bir yaklaşım gösterilen bu kayıt sisteminin tüzüğe uygun olmadığı, örgütler arasında denge ve adaletin bozulduğunu çok nettir” ifadelerini kullandı.

 

“UBP DEMOKRATİK YÖNETİLMELİ”

 

Saner, konuşmasını “UBP demokratik olarak yönetilmelidir. UBP’yi ucuz yollara başvurarak ele geçirmeye çalışmak bu partiye ve devletimize verilebilecek en büyük zarardır. Ben bir an önce akl-ı selimin galip geleceğine ve demokratik bir kurultayla tüm organlarımız için örnek bir seçim yapacağımıza, halkımız, ülkemiz için yeni güzel projeler ortaya koyacak bir UBP’nin gündeme geleceğine inanmak istiyorum” diyerek tamamladı ve soruları yanıtladı.

 

Ersan Saner, UBP’nin üye sayısıyla ilgili ellerinde net bir verinin olmadığını ifade ederek, bu konuda tüzüğün ihlal edildiğini ve MYK’ya büyük görev düştüğünü söyledi. Saner, UBP’yi kendi adına mahkemelerde koşuşturtmak istemediğini, mahkemeye taşımanın söz konusu olmadığını ifade ederek, UBP’nin büyük bir aile olduğunu ve sorunların konuşularak kendi içlerinde çözebileceklerini söyledi.