Serhat İncirli

 

 

Kırıkkale... Meluşa... Ercan Havaalanı’ndan Akdoğan’a doğru yol alırken, Gaziköy’e girmeden hemen önce sağa dönüyorsunuz... Biraz gidin, karşınıza Dilekkaya çıkar. Dilekkaya’dan sonra Kırıkkale. Ondan sonra Erdemli ve Kırklar... Eskiden beri Türk olan bu köylerimizden Kırıkkale’deyiz... Köyün tarihçesini pek bilen yok...

Ama köyde iki mezarlık var. Eski mezarlıkta 1700’lerin sonunda bazı tarihler göze çarpıyor... Ancak ondan önce de Kırıkkale’de insanların yaşadığı söyleniyor.

Meluşa Taşı çok ünlü... Bu köydeki beyaz taş ocaklarından çıkarılan taşlar, ülkenin bir çok bölgesine yıllarca satılmış, hala satılıyor...

 

Eskiden Larnaka’ya bağlıydı

Kırıkkale, 1974 öncesinde Larnaka kazasına bağı bir köydü... Şimdi Lefkoşa’ya bağlı köyler arasında... Kaza olarak Lefkoşa’ya ancak belediye olarak Değirmenlik’e bağlı...

Köy çok sakin. Sakinlikten öteye, gündüz saatlerinde terkedilmiş bir havası olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Futbol sahasında koyunlar otluyor. Köyün bırakın futbol takımını, gündüzleri açık bir kahvehanesi yok. Bakkalı kapanmış.

 

İlginç mezar taşları

İddialara göre köyü yıllar önce Türkiye’den gelen Halil İbrahim ve Şefki isimli iki kişi kurmuş... Köyün şu andaki nüfusu 350, seçmen sayısı ise 300...

Eski mezarlıkta çok ilginç mezar taşları var...

Bunlardan biri, 1948 tarihli... Mezar taşında, “Kardeşinin vurup öldürdüğü Zahide Hüseyin, ruhuna fatiha” yazıyor... Bir diğerinde, uzun uzadıya bir yaşam hikayesi işlenmiş Meluşa Taşı üzerine. Ölen kişinin 1915 doğumlu Mehmet Otkay olduğu yazıyor. Otkay’ın, Meluşalı Osman Namık’ın beslemesi olduğu da yazılı. Ölüm tarihi 1936...

 

Balli Cemali Hüseyin’in idamı

1935 doğumlu Hasan Mehmet Londralı, kendisinin gençlik yıllarında çok sayıda Meluşalı’nın Türkiye, Londra ve Avustralya’ya göç ettiğini anlatıyor... O da 1952’de gitmiş İngiltere’ye... Şimdi bazen orada, bazen burada yaşamını sürdürüyor...

Eski mezarlıktaki bir diğer ilginç mezar da 1886’da doğan ve 1925’te toprağa verildiği belirtilen Balli Cemali Hüseyin’e ait... Kız meselesi yüzünden birini vurmuş Balli Cemali... Ve İngiliz yönetimi adamı dar ağacına göndermiş...

 

Göç edenler köye geri dönmedi

Kırıkkaleli Hasan Ulukan da geçmişte yaşanan göçün, geri dönüşünün olmadığını kaydediyor... “Londra’ya göç eden köylülerimizden dönenler oldu ama onlar da köye değil, Gönyeli’ye ya da Girne’ye ev yaptılar” diyen Ulukan, köyde hiç bir etkinliğin hatta her köyde var olan futbol takımının dahi bulunmadığını da belirtiyor...

Köyün geçim kaynağı hayvancılık, çiftçilik ve memuriyet. 10 yıl önce Güzelyurt’tan gelip Kırıkkale’ye yerleşen ve burada beyaz Kırıkkale taşı işine giren Ebubekir Karagöz, köyde en büyük sıkıntının, cansızlık olduğunu kaydediyor. “Köy ölü gibi, gündüz kahve yok, terkedilmişlik havası var, bakkal yok” diyen Karagöz, köy içindeki ağılların yavaş yavaş dışa alınmaya başladığını ve belediyeye  bağlanmakla, daha çok gelişme beklediklerini ekliyor...

 

Profesör Kondoz’un köyü

Londra’da, İngiltere’de Kırıkkale’li çok... Bunlardan biri, köyüne ev yaptı. Çiftlik kurdu. Yüzlerce ağaç ekti. Her fırsatta da çocuklarını da alıp köyüne geliyor... Her fırsatta dedim... Çünkü pek fırsatı olan biri değil... Bu kişi bir profesör... Üstelik alanında İngiltere’nin en iyisi. Sadece İngiltere’nin değil, Avrupa’nın uydu haberleşme, mobil haberleşme alanındaki önde gelen ismi... Adını söylemedik mi? Söyleyelim; Profesör Ahmet Kondoz...

Ahmet Kondoz, Kırıkkale’de doğdu ve Kırıkkale’de büyüdü... Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimini Surrey Üniversitesi’nde devam ettirdi. Burada akademik kadroya girdi. Ve bu üniversitede, 40 yaşın altında “profesör” ünvanını alan ilk kişi oldu...

 

Ve CHP’nin altı oku!

Kıbrıs’ta 1950’li yılların öncesi ve az sonrasındaki en önemli siyasi karakterlerden biri Necati Özkan’dır... Bir çok köyümüzde bazı yaşlılar, Necati Özkan’la ilgili siyasi anılarını anlatırlar... Güney Kıbrıs’taki Piskobu (Yalova) köyünde bir eski binanın duvarında 1997 yılında rastlamıştım Türkiye’deki Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ablmei olan altı oka... İşte Kırıkkale’de de yıkılmak üzere olan bir evin bahçe kapısında aynı altı oku gördüm... Ve görüntüledim... Kapının üzerindeki taş çerçevede “Cemal Hasan 1926” yazıyor... Ancak kapı çerçevesinden çok, iki taraflı tahta kapılar üzerindeki altı ok dikkat çekiyor... Oklar, büyük olasılıkla Necati Özkan’ın İstiklal Partisi’nin kurulduğu 1949 yılından kalma... Necati Özkan, partisini Kıbrıs’ta CHP’nin temsilcisi olarak görüyordu ve bu partinin altı okunu da kendisine parti amblemi olarak seçmişti.