Özel Haber

 

Güney göçmeni olan 84 yaşındaki Şefket Göçmen, ülkenin büyük toplu taşımacılık şirketlerinden birisinin kurucusu…

Rençbercilik yapan 6 çocuklu bir ailenin en büyük oğlu Şefket Göçmen...

Habibe, Meral, Mehmet ve Erol isimli 4 evlat 17 torun sahibi…

Limasol’da dünyaya gelmiş…

Maddi imkansızlıklar sonucu ilkokula kadar okuyabilmiş…  İlkokulu bitirdikten sonra Güney’deki bir madende ırgat olarak çalışmaya başlamış… 3 yıl çalışıp, 200 Kıbrıs Lirası biriktirmiş… Bu birikimine, borçlandığı parayı da ekleyerek ilk otobüsünü almış 1952’de…

İngiliz Üstleri’ne Piskobu’ya ve portakal bahçelerine yolcu taşımakla başlamış işe…

Çok çalışarak ilerletmiş işlerini ve 1975 sonrası mecburiyetten geldiği Kıbrıs’ın kuzeyinde, çocuklarıyla birlikte Göçmen Ltd.’i kurmuş.

 

  

Disiplin, başarı getirir
10 yıl önce emekli olmasına karşın, şirketin aldığı tüm kararlarda söz sahibi… Aldığı kararlarla evlatlara ve torunlarına her zaman örnek olan Şefket Göçmen, yaşamını North Cyprus’a anlatıyor.

Disiplinli bir şekilde çalışmanın insana başarı getireceğini söyleyen Şefket Göçmen, Limasol’dan 1975’te Kuzey Kıbrıs’a  gelmiş.

O yıllarda üç otobüs bir de araba sahibi olan Şefket dayı anlatıyor:

 “BM ve Rum askerlerinin eşliğinde güneyden kuzeye geçtik, yüzlerce Kıbrıslı Türkle… Konvoylar halinde… Geçişimiz güvenliydi. Araçlarımın seyrüseferi olmamasına karşın bana zorluk çıkartmadılar. Üç otobüs bir de taksim vardı. Birine ev eşyalarını koyduk, diğerlerine eş dostu…    

Anılarımız, malımız Güney’de kaldı… Son ana kadar bekledik, en son bizim köy geldi… Tüm mal mülkümüzü bıraktık geldik, çaresiz.

Mağusa’da BM kampı yanında bir okulun bahçesine getirdiler bizi. Burada otobüslerde yattık günlerce. ‘Sizi köye göndereceğiz dediler.’ Ben itiraz ettim, ‘Otobüslerim var, ben çalışmak istiyorum, köye gitmem dedim. İyi ki de gitmedim, gitseydim ne yapacaktım. Ne ben ne de çocuklarım bu işi yapamayacaktı…

Okul bahçesinde, günlerce perişan olduk. ‘Böyle olmaz!’ diyerekten, kendi başımın çaresine baktım. Dolaşırken, Baykal’da şirketin yazıhanesinin olduğu yerde, kalabalık insanlar gördüm. Yanlarına gittim. Lefkoşa’ya gitmek için bekleyen kişilerdi bunlar… Günde 2-3 sefer Lefkoşa Mağusa yapardım. Dolu gider dolu dönerdim. Daha sonra Salih Hamza’dan yazıhaneyi kiraladım, halen kiralıktır.

Daha sonra kalacak ev gerekiyordu. 2 tane yan yana boş ev buldum. Temizledikten sonra, birine kaynatam diğerine de biz yerleştik çocuklarla. Daha sonra puanlarımızı yatırıp, bu evleri aldık. Eşim Güney’de köyün zenginiydi. Güney’in gözde yerlerinde arsaları vardı. Ailesinin bir tanesiydi…

 

 

Üç gün üç gece düğün
Geçmişte kızlar ya düğünlerde ya da panayırlarda görüp beğendiklerini söyleyen Şefket Göçmen, eşini de ninesi Zeynep vasıtasıyla tanıdığını anlattı.

Eşine olan özlemini de dile getiren Şefket dayı, Selma hanımla Beşevler’de muhteşem bir düğünle evlendiklerini dile getirdi ve ekledi:

 “Üç gün üç gece düğün yaptık. Hasan Tahsin kaynatamdı. Bir evladı Selma’ydı. Bana çok sahip çıktı. Düğünde dedesi bana ve Selma’ya 100’er Kıbrıs Lirası takmıştı. 5’er liralar omzumdan başlayıp, ayakucuma kadar gidiyordu, hiç unutmam…”

 

Destek şart
Geçmişte toplu taşımacılık daha çok ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Şefket Göçmen, günümüzde hemen hemen her evde birden fazla araba olduğuna değindi.

 “Günümüzde, bir evde 5 kişi varsa, o evde 5 araba var” diyen Şefket amca, toplu taşımacılığın ülkede gelişemediğini anlattı.

Şirketlerinin turistik gezi de düzenlediğini ifade eden Göçmen, “Destek gerekli. Gümrükler çok pahalı. Araç getiremiyoruz. Araç fiyatı kadar gümrük istiyorlar. Mazot paraları çok pahalı oldu. Zor şartlar altında ayakta durmaya çalışıyoruz. Önlem alınmalı, işletme sahiplerinin önü açılmalı”diye konuştu.