Hasan KARLITAŞ

Yeniboğaziçi ve Lefke’den sonra, Kıbrıs’ta uluslararası  cittaslow ( sakin şehir ) olma başarısını yakalayan, üzüm diyarı Mehmetçik, bu ünvanın gereğini layıkı ile yerine getiriyor.

Cittaslow’a çok inanan ve göreve geldiği günden itibaren, büyük bir fedakarlıkla çalışmalarını yürüten, Mehmetçik Belediye Başkanı Cemil Sarıçizmeli ve ekibi, çok önemli  başarı hikayelerinin altına imza atıyor.  Geçtiğimiz senelerde, yerel üret yerel tüket anlayışı ile geleneksel tohumlara sahip çıkan Zeka Bey Tohum Merkezi projesi, Cittaslow ve  Terra Madre ( Toprak Ana Günü ) etkinlikleri düzenleyen Belediye, cittaslow yolunda sağlam temeller atmıştı. Yerel Ürün Pazarı, Üzümü markalaştıracak üretim Kooperatifi, Balalan’ın dokusunu koruyarak tanıtacak projeler,  bisiklet yolları ve Çayırova Lefkara Evi hemen iz bırakan çalışmalar olarak akılda yer ediyor...

57. Üzüm festivali çerçevesinde oluşturulan Mehmet Tayyareci Üzüm Sokağı hem vefa duygusu hem de uygulamaları açısından başarılıydı. Mehmetçik Belediyesi Cittaslow  Koordinatörü arkadaşım Halil Hepşen, Türkiye’den ülkemizi festivalde sunum amaçlı olarak ziyaret eden, Bülent Köstem ile birlikte bize, değerli bilgiler aktardı. Mehmetçik meyhanesi, geleneksel kahve ve üzüm faktörü çok dikkat çekiciydi. Sokakta ;  Cittaslow anlayışı, samimiyet, güleryüz, Kıbrıs sıcakkanlılığı, çevre dostu malzeme kullanımı ve doğal üretim vardı. Elbette ki Mehmetçik denilince akla gelen, üzüm, sucuk, köfter ve zivaniya da...

Festival kapsamında etkili bir sunum gerçekleştiren Bülent Köstem, konuşmasında yaşamın aceleciliğinden kurtulup, neden yavaş yaşamamız gerektiğine ve Cittaslow’un önemine çok güzel vurgular yaparak, görevi olan halkı düşündürme, misyonunu yeriye getiriyor...

 Ülkemizin en özel yerleşim yerlerinden biri olan Mehmetçik (Galatya), eşsiz konumu, geleneklerini koruyan köyleri, Pygmalion ve Galathea’nın ölümsüz mitolojik söylencesi, üretken insanları ve turizm değerleri ile sakinliğin çağrısının, izini sürmek isteyenlerin, özel bir durağı olmaya namzet. Merkezi yönetimin, yerel ile işbirliği doğru planlanması halinde, umutlu ve güzel günler görmesi, hayal değil.

Geçmişten bize miras kalan, tarih, kültür ve doğa değerlerini korumak, doğru planlanlayarak yaşatmak ve tanıtmak, cittaslow’un sihirli sözcükleri...  Cittaslow un esin kaynağı Slowfood’a da üye olmayı başaran Slowfood Galatya’yı da unutmamak gerek.. Bu yolda samimi bir çaba ortaya koyan Mehmetçik Belediyesi için söylenecek tek cümle ; Bu yolda, yolun açık olsun...

Neden  Cittaslow

 İtalyanca citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinin birleştirilmesinden oluşan Cittaslow,  ‘yavaş şehir veya sakin şehir’ anlamında kullanılıyor. Cittaslow’un ana amacı, acele etmeden her şeyi doyasıya ve tadında, geçmişin getirdiği tarihsel, kültürel ve çevresel mirası hissederek , daha insani, daha çevreci, düne bugüne ve gelecek nesillere saygılı olarak yaşamak olarak tanımlanabilir. Yaşadığınız kenti, orada yaşayan veya ziyarete gelen insanları önemsemek, çevreyi korumak, yerel özellikleri ve ürünleri öne çıkarmak, tüm şehirlerin aynılaşmasına karşı çıkmak ve her bir şehri kendi özgünlüğü ile desteklemek bu düşüncenin temelini oluşturuyor.

Yavaş Şehircilik gelişimi, slow food devrimininden etkilenerek, 1999 yılında İtalya’da kurulan Cittaslow Birliği ile dünya daki yerini almaya başlar.  İtalya’da başlayıp tüm dünyaya yayılmaya başlayan,Yavaş şehirler (citta slow) kendine özgü yerel özelliklerin, ön plana çıktığı bir gelişim modeli olarak dikkat çekiyor. 

Yerel ürünler, el sanatları, kültürel öğeler, yöresel restoranlar, bozulmamış doğa manzaraları, insan dokusu, sanatsal mekanlar, küçük pansiyon tarzındaki oteller ; eski zamanların nostaljisini yaşamak isteyenler için çok uygun alternatifler sunuyor. Yeni ve alternatif bir yaşamın felsefesi, citta slow kriterleri ile paralellik taşıyor. Çünkü Cittaslow, düşünce yönteminin,  yaşam biçimine dönüşümüdür.

Yavaşlayın!

Cittaslow, küreselleşmeye karşı bir duruş, yerel üretip, tüketmeyi öngörüyor. Tüketim odaklı değil, üretim odaklı yaşam tarzının, insan psikolojisi, sosyalleşme ve çağımızın hastalıklarına karşı iyi geldiği, kesindir... Acele etmeden yaşamak dururken, niye bu acele.

Yavaşlayın ! Geçtiğimiz sene, Seferihisar’a gerçekleştirdiğimiz ziyaret esnasında, tanışma şansını yakaladığım, Paşa Kaptanın çok özet ama çok derin bir anlatımla vurguladığı gibi ; Cittaslow,  hissetmektir.

Henüz 18 yıl gibi yeni sayılabilecek bir geçmişi olan bu turizm gelişim modeli,  İtalya, İspanya,İngiltere,Almanya, Norveç,Hollanda,  Portekiz,Belçika, Güney Kore ve Avustralya gibi farklı kıtalardan Belediyelere ulaşmayı başaran, genişleyen bir ağa  sahip.

 Birlik tarafından belirlenen toplam 71 kriter bulunuyor. Bu kriterler arasında hava,toprak,su temizliği, yaşam kalitesini artıracak uygulamalar, yenilenebilir enerji kullanımı, çocuk, genç, yaşlı,engelli politikaları, yeşil alanlar ve standartlaşma karşıtı ‘özgünlük anlayışı’ en başta geliyor.

İz bırakarak ilerleme ve Garavolli

Cittaslow ağına üye şehirler, yavaş ve iz bırakarak ilerlemeyi anlatan salyangoz ( garavolli) logosunu kullanıyor. Bu aslında, çok büyük bir sorumluluk gerektiriyor. Çünkü, geçmişten gelen değerleri koruyup, geleceğe taşımak, anlamında cittaslow’un çok önemli bir misyonu var.

Yeniboğaziçi, Lefke ve Mehmetçik Belediyelerinin, ülkesel ağ oluşturarak, doğru bir strateji ile fark yaratmaları en büyük temennimdir. Cittaslow felsefesi doğrultusunda, bırakılacak sorumlu iz, kültürün, tarihin ve yaşam kalitesinin yansıması olacaktır... Her üç belediyeye ve aday Belediyelere   cittaslow yolunda başarılar...