Ada ekonomisinin atar damarının turizm olduğunu vurgulayan Denktaş, gerekli önlemlerin şimdi alınması halinde turizmin ve ekonominin krizden en az şekilde etkileneceğini ifade etti.

Denktaş’ın paylaşımı şöyle:

“Sağlıklı günler iyi haftalar KORONAVİRÜS SONRASI ADA TURİZMİ ile ilgili düşüncelerimi paylaşmak istedim.

Bilindiği üzere ada ekonomimizin atar damarı Turizm’dir.
Turizm girdileri ; direk ve dolaylı yönden 50’nin üzerinde sektörü ilgilendirmektedir. Turizm sektörü hayvancılık, tarım, inşaat , reklam , sanayi , ulaşım ve enerji giderlerine kadar birçok çeşit mal ve hizmet üreten sektörü içinde barındırır. Ayrıca belirttiğim faktörlerin etkilediği alt sektörlere sağladığı faydalar ile ve en önemlisi de doğrudan veya dolaylı olarak toplumdaki istihdam katkısına sağladığı etki çok büyüktür.

Son yıllarda adamızda çok hızlı bir şekilde büyüme gösteren turizm sektörü gelişmiş ve çeşitlenmiştir. Özel tatil organizasyonları , toplantı ve kongre turizmi , kültür turizmi , sağlık turizmi , doğa etkinlikleri , alışveriş , alternatif turizm ,gastronomi, casino organizasyonları , ünlü sanatçı organizasyonları gibi çok sayıda alternatif şekli ile adamızda icra edilmektedir .
Ada’mızın her türlü tecrite ve haksızlığa uğramasına rağmen , tanınmamışlık ve buna benzer onlarca sayacağımız olumsuz ve haksız rekabete rağmen özellikle Cyprus Royal Turizm , Akgünler Turizm , Puzzle Turizm , NTL Turizm , Cyprus XP , Master Turizm Organizasyon , Akmina Turizm ,Travel Plan ve burada adlarını yazmadığım birçok turizm seyahat acentelerinin emeklerini göz arda edemeyiz. KKTC’li ve TC’li yatırımcıların turizm sektörümüze emek ve gönül vermiş başarılı kahramanlarının tanıtıma ve turist getirmek için gösterdikleri çabaları ve özellikle aldıkları riskleri hatırlatmadan geçmek istemiyorum.
Bu nokta da emeği olan küçükten büyüğe herkese teşekkürü bir borç bilirim .

Halkımızın ve siyasetimizin bazı kesimlerine maalesef turizmi hiç anlatamadık .Adamıza ekonomimize refahımıza gelen turistin ne etkisi olduğunu bundan sonra ki süreçte de daha iyi anlatmamız boynumuzun borcudur .

Turizm sektörü, KKTC Gayri safi milli hasıla içerisinde yer alan sektörler arasında en hızla gelişen , büyüme kapasitesi ve yatırım kapasitesi en yüksek sektördür. Ülkemize en çok döviz girdisini sağlamakla birlikte en büyük özelliklerinden biri İSTİHDAM’a olan etkisidir. Turizm sektörü , özellikle kriz dönemlerinde cari açıkların kapatılmasında , işsizliğin azaltılmasında ve ödemeler bilançosunun dengelenmesinde önemli bir role sahiptir .

KKTC’nin en çok turist aldığı ülkelerin başında anavatan Türkiye gelmektedir. Diğer ana pazarlar ise İngiltere ,İsrail , Slovakya , Çek Cumhuriyeti , Almanya ,İtalya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkeleridir.
Bendeki verilere göre Türkiye Cumhuriyeti dışındaki konaklama birçok otelde %40-%50 doluluk anlamına geliyor. Hatta bazı daha az yataklı tesislerde dönemsel olarak bu oranlar %80’lere varan oranlar oluşturmakta idi. Koronavirüs’ün turizm sektörüne en büyük yaratacağı kayıp 2020 yılı için maalesef T.C dışından nerde ise hiç turistik hareket olmayacağı gerçeğidir. 2021 yılının ise 2018 rakamlarını yakalayamayacağını da öngörmek sanırım çok zor değildir .

Bu durumda hiç olmadığı kadar anavatan T.C’den gelecek turistlere ihtiyacımız vardır .

Gelelim T.C ’deki duruma;
Son iki haftadır T.C’de faaliyet gösteren bir çok tur operatörü ve acente ile temasa geçtik .
T.C’de ki durum şu ;
şirketler bayi organizasyonlarını ve kongreleri yurtdışına götürmek istemeyecekler. Bireysel turizmde özellikle Avrupa ve Uzakdoğu paketleri %85-90 oranında düşecek ve daha çok yurtiçi hareket yapılmak istenecek .

Bizim en büyük avantajımız ; dili ,dini , para birimi ,kültürü , sevinci ,üzüntüsü ile her şeyini paylaştığımız anavatanımız ile KKTC’e çok ciddi bir turizm hareketini organize ederek adamızın diğer pazarlardan oluşacak kayıplarını da telafi etmek olacaktır.

Buradaki en önemli hususlardan birisi ada ülkesi olduğumuzdan Koronavirüs’ün yayılmasını engelleme olasılığımızın çok daha yüksek olmasıdır. Adanın hali hazırda diğer tüm ülkelere göre çok daha güvenli olması ve gelecek turiste yurtdışına çıkma dürtüsünü sağlaması açısından “güven vermek” çok ciddi bir avantaj olarak sektöre yansıyacaktır.

Eğer şimdi bazı önlemler alırsak tüm bu süreçten turizm sektörünü dolayısı ile ekonomimizi ve istihdamımızı korumayı başarabiliriz.

Alınması gerektiğini düşündüğüm tedbirler :

1- Yıllardır 3.ülkelerden KKTC’e belli kurallar içerisinde gelen turistler için teşviklendirme yapılmıştı . 5-6-7 gece ve üstü konaklamalara sağlanan turizm teşvik paketinin T.C’den gelecek turistler için yaz ve kış dönemini kapsayacak şekilde acil olarak planlanması ve acentelerin de faaliyete geçeceği bu sürece yetiştirilmesi gerekmektedir. Bu sayede acentelerimiz T.C ’den KKTC’ye gelmesi muhtemel piyasaya elinde daha güçlü argümanlar ile girecek ve T.C acentelerinin daha çok K.K.T.C satması konusunda teşviklendireceklerdir.
2- Turizm bakanlığımız Mayıs ayı ortasından itibaren ivedilik ile T.C’den gelebilecek turiste yönelik çok ciddi bir “KKTC için reklam” tanıtımı yapılması için çalışmalara başlamalıdır. KKTC’nin Koronavirüs ike mücadele sürecinde özellikle bir ada olmasının getirdiği avantajları ön plana alarak , güvenilir ve kontrollü sınır girişlerin sağlanabildiğini vurgulayan reklam ve tanıtım faaliyetleri yapması gerekmektedir. Diğer ülkeler için 2020 yılına ayrılan tüm tanıtım bütçelerinin 2020 yılında T.C pazarına yönelik kullanılması konusunda radikal ve hızlı adınlar atılması gerekmektedir.
3- Adamıza uçan THY , Anadolujet ve Pegasus ile görüşmeler yapılarak, ilgili süreç başladığında hangi illerden kaç frekans ve turizm için hangi fiyatlar ile uçuş yapacaklarını eş zamanlı planlanması gerekmektedir .Havayolları eğer kısıtlı ve satın alınamayacak fiyatlar ile uçuşlar organize eder ise hem acentelerimizin gayretleri hem bakanlığımızın gayretleri boşa çıkacaktır .

Bu 3 ana önlem hızlı bir şekilde sektör temsilcileri ile istişare edilerek yapılır ise ada turizmi ve ekonomimiz krizden en az şeklide etkilenir ve krizi fırsata çevirmiş oluruz.”