Gazimağusa’daki bir sitede, duyarsız bir araç sürücüsünün çarparak ağır yaraladığı, sokaktan edindiği kedisi Badem’i tedavi ettirip yeniden hayata döndüren Op. Dr. Ergün Ökçün, sokak hayvanlarının korunup, hayvanlara sahip çıkılması için çağrı yaptı.

Bademle birlikte, Yumak, Bekir, Tarçın ve Bıdık isimli kedilere de evini açan Op. Dr. Ergün Ökçün, duyarsız bir araç sürücüsünün, özenle beslediği kedisi Badem’e çarpıp kaçarak, Badem’i ölüme terk ettiğini anlattı.

KIBRIS Gazetesi’nde yer verilen habere göre, Op. Dr. Ergün Ökçün, karşı komşusunun garaj yolundaki bir aracın altında, kanlar içerisindeki arka ayakları hareketsiz kedisini görmesi üzerine, omurilik zedelenmesi ve iç kanama şüphesiyle veterinere başvurduğunu dile getirdi ve Badem’in tedavi sonucu kapalı reaksiyon yöntemiyle kayan legen kemiklerinin ayni hizaya getirilerek, özel bandajla sabitlendiğini anlattı.

 

Ökçün, yaşadıklarını şöyle anlattı:

 

“Eve geldiğimde acı acı bağıran bir kedi sesine yöneldim. Kapımın önünde 6-7 metre kan izi vardı. Belli ki, Badem,  sürüklenerek aracın altına sığınmış.

Kanlar içerisinde bulduğum Badem’in, arka ayakları hareketsizdi, poposundan kan geliyordu. Hemen bir veterinere başvurdum. Bana özel muayenesini açtı. İlk müdahaleyi burada yaptık. Kanamayı durdurucu, ağrıyı ödemi giderici ilaç ve antibiyotik tedavisi yapıldı. Çocuklarımın etkilenmemesi için, ısrarım üzerine gözlem altına alınmasını istedim. Durumu iyi değildi. Buradaki röntgen cihazı bozuktu. İç kanama şüphesi vardı. O halde Badem’i eve götürmek istemedim. Sabaha kadar başında bekledim.

İngiltere’de Veteriner olan abim Ahmet Ökçün’ün yönlendirmesiyle, başka bir veterinerle görüştüm. Bu arkadaş, kendi çalıştığı yerde röntgen ve ultrason cihazlarının olduğunu ve istediğim takdirde sabah 09.00’dan itibaren kedimi götürebileceğimi söyledi. Sabah 04.30’a kadar, Badem’i ilk götürdüğüm veterinerin kliniğinde tutum. Sabah 06.00’da özel bir hastaneye götürdüm. Maalesef, 24 saat hasta kabul etme sistemi olmayan bu hastanede, araç içerisinde, Badem ile 3 saat beklemek zorunda kaldım. Bekleme süresince, Badem’in yaşamsal faaliyetlerinin kötüye gittiğini görmek beni çok üzdü.

Yapabileceğim herhangi bir şey yoktu. Israrla telefon açmam sonucunda veteriner arkadaş mesai saatinden yarım saat önce hastaneye gelmesini sağladım.

Orada, Badem’e acilen genel durumunu düzeltmek için tedavi uygulandı. Vücut ısısı düşen, kırık şüphesi olup, iç kanama geçiren Badem’e vücut ısısının yükseltmek için damar yolu açılarak serum takıldı. Kortizon, antibiyotik ve arı kesici yapıldı. Mide koruyucu da verdiler. Üzerini battaniye ile sardılar. Sıcak kompreslerle vücut ısısı normale getirildi. Acil kan sayımı yapıldı. Röntgeni çekilerek leğen kemiklerinde kırık olduğu saptandı. Yapılan tüm batın ultrasonografi sonucunda karın içi organlarının tamamen sağlam olduğu ancak idrar torbasında hafif kanama olduğu saptandı.

Öğleden sonra 2’inci ultrason sonucu iyi olduğu iç kanama ekarte edildiği tespit edildi. Kapalı reaksiyon yöntemiyle kayan legen kemikleri ayni hizaya getirilerek özel bandajlarla sabitlendi. Ayni gün, tedavisine evde devam edilmek üzere taburcu edildi Salı günü yine kontrole gideceğiz.”

Badem’in hayati tehlikeyi atlatıp, durumunun iyiye gittiğini dile getiren Op. Dr. Ergün Ökçün, özenle baktığı kedisinin, eskisi gibi yürüyüp, koşmasını umut ettiğini anlattı.

 

Sokaktan edindiği 5 kedisi var

 

Evde, sokaktan edindiği toplam 5 kedisi olan doktor Ökçün, ülkede, sokak hayvanlarına gereken önemin verilmediğine dikkat çekerek, “Yüzlerce başı boş kedi ve köpek, aç susuz, sokaklarda dolaşıyor” dedi.

İnsanların özellikle çocuklarına küçük yaştan hayvan sevgisini aşılaması gerektiğine vurgu yapan Ökçün, evlerimizde mutlaka bir hayvan beslememiz gerektiğini dile getirdi.

Belediyelerin, şuursuzca hayvan çoğalımına dur demesi gerektiğine de dikkat çekerek, “Yeterli hayvan barınakları yapılmalı. Hayvan edinmek isteyen kişilerin buralardan hayvan alması özendirilmeli”dedi ve ekledi:

“Ben, üç yıl önce İstanbul’dan gelirken, yine sokakta bulduğum ve şu an biri 18 yaşında Yumak, diğeri de 3 buçuk yaşında olan Bekir isimli kedileri de beraberimde getirdim.

Daha sonra Badem’i, kirada kaldığım Karakol Bölgesi’nde buldum.  Tarçın’ı, Ordu evi yakınlarında yapayalnız dolaşırken bulup aldım.  Bıdık’ı da küçük Sanayi Bölgesi’nde, kış ayında yağmurlu bir günde henüz 2 aylıkken buldum. Bahçeye arada bir gelen 2 tane kedim daha var. Hatta birini, 3 gün önce, sokağa yavrulamaması için kısırlaştırdım.

İşim gereği her gün Mağusa’dan Lefkoşa’ya giderken, otoban kenarında, araçlar tarafından öldürülen hayvan ölülerine rastlıyorum. Ülkemizde bu tip görüntüleri görmemek için daha dikkatli olalım. Hayvanları koruyup, onlara sahip çıkalım.”