. Neşeli ve renkli kişiliğiyle gönüllerde taht kuran Meryem Kırpala, evinin kapılarını bizlere araladı. İnsanların mutlu anlarını oyunlarıyla ve kahkahalarıyla şenlendiren Meryem nene, koskoca sevgi dolu yüreğini ve hüzün dolu anılarını bizlerle paylaştı.  Gençlere tavsiyelerde bulundu.

. Neşeli ve renkli kişiliğiyle gönüllerde taht kuran Meryem Kırpala, evinin kapılarını bizlere araladı. İnsanların mutlu anlarını oyunlarıyla ve kahkahalarıyla şenlendiren Meryem nene, koskoca sevgi dolu yüreğini ve hüzün dolu anılarını bizlerle paylaştı.“Erkeklerin eyiliği yok. Soğana benzerler. Bir acı bir tatlıdırlar. Yuvalar yıkılmasın. Ben çok dayandım. 63 sene… Kumar, içki çektim. Bağlıydım. Severdim. Ne isterse olsun, aileleri dağılan çocuklar boyunları bükük olur”

Misli KADIOĞLU

Masmavi küçücük gözleri ve koskocaman sevgi dolu yüreğiyle gönüllere taht kurdu Meryem Kırpala. Gençlere taş çıkaran enerjisi ve renkli kişiliğiyle Alsancak bölgesinin sevilen isimlerinden 1929 doğumlu Meryem Nene, kendi elleriyle ektiği çiçeklerle dolu bahçe içerisinde bulunan ve şu anda birlikte yaşadığı kızının evinin kapılarını açtı bizlere. Mandirga (Yeşilova) Köyü’nde doğan 6 çocuk annesi, yaşamını, hüzün ve sevinçlerini bizlerle paylaştı.

Renkli ve neşeli…

Sevgi dolu bir karşılamayla bizleri evine konuk eden Meryem nenenin bu koskocaman yüreği ve renkli ve neşeli kişiliğini, televizyoncular da fark etmişler. Televizyon programlarına konuk olan Meryem nene, orada da hoş sohbeti ve oyunlarıyla herkesi kendisine hayran bırakmış. Hatta geçtiğimiz günlerde bir televizyon programı için Güney Kıbrıs’taki köyüne de gitmiş. Konuşmamıza başlarken, bizimle şakalaşıyor. “Ben meşurum. Televizyonlara da çıktım” diyor. Ve başlıyor bizlere hikayesini anlatmaya.

İngiltere'deki çocuklarıma sevgiler

Rahmetli eşi Yakup Cemali onu bir düğünde görmüş ve daha sonra evlenmişler… Evlendiğinde henüz 16 yaşındaymış Meryem nene. Üçüncü çocuğunu doğurduktan sonra Limasol’a yerleşmişler, Limasol’da dördüncü çocuğunu doğurmuş. 20 yılını Limasol’da geçirmiş. 63 olaylarının yaşandığı günlerde ise Lefkoşa’daymışlar… Patates tarlalarında, limon tarlalarında çalışmış. “Şimdi çocuklar büyüdü. Her biri bir yere gitti. Torunlarımı da ben besledim. Öksüz büyüttüm. Çok ezildim. İşledim. 4 senedir de eşim rahmetlik oldu” diyor. Londra'da gazetede çıkacağını söylediğimizde heyecanlanıyor Meryem nene. Orada çocukları olduğunu anlatıyor. O da seviniyor bir nebze, onu gazetede görürler diye. Bizim aracılığımızda selam gönderiyor onlara. Ve devam ediyoruz sohbetimize...

“Gölgemden bile kıskanırdı”

Her ne kadar da eşinden sevgiyle söz etse de evliliği de zorlu geçmiş Meryem nenenin. Eşinin kumar ve kadın merakı, bir de kıskançlığı ona çok çektirmiş. “Sohbet etmeyi, eğlenceyi çok severim. Oynayım çok severim” demesi üzerine soruyoruz Meryem neneye, gençliğinde eşi onun insanlarla sohbet etmesine ve enerjik kişiliğine nasıl tepki verirdi, kıskanır mıydı diye… “Gölgemden bile kıskanırdı” diyor. Ve devam ediyor anlatmaya: Eşim beni çok kıskanırdı. Kimseye konuşamazdım. Sinemaya götürürdü, gezdirirdi beni. Ama başımı yerden kaldıramazdım.  Neçin baktım diye eve gelince döverdi. Çok çektim.

Bayramda kıyafetleri terzide kalmış

Laf lafı açıyor. Hüzünlü anılar gözünde canlanıyor Meryem nenenin. Bayram için çocukları ve kendisi için kıyafet diktirmek için terziye gitmiş. Ancak eşi bütün parayı kumarda yediği için elbiseleri gidip terziden alamamışlar…O günleri hatırlarken gözleri dolu dolu oluyor. Sanki o günkü sıkıntıyı bugün hissediyormuşçasına. Bir de hasta olduğu günler aklına gelince gözleri doluyor, ölümle burun buruna gelmiş bir dönem.

“Yedi kat gavur olsa insandır”

Onun yüreği insan sevgisiyle dolu. “İnsanlar beni çok severler. Bana her zaman yardım ederler. Ama bu karşılıklıdır. Ben de insanları çok severim. Aynaya asık suratlı bakarsan yüzünü asık suratlı görün. Bir de yedi kat gavur olsa insandır, ben acırım” diyor.

Rengarenk çiçeklerle dolu bahçe

Daha sonra gözümüz bahçesindeki rengarenk güllere ve onlarca çeşit çiçeğe ilişiyor. Soruyoruz. “Hepsini ben kendi ellerimle ektim” diyor. Bahçede hayran hayran dolaşırken, birer birer çiçeklerinin ve ağaçlarının hikayesini anlatıyor bizlere. Sabahın 5’inde, su gelir gelmez uyandığını ve çiçeklerini suvardığını söylüyor… “Kuru dal soksam yeşerir tutar. Ben de çiçek ekmeyi, çiçekleri çok severim” diyor.

Erkekler soğana benzerler bir tatlı bir acıdırlar

Sohbetimizin sonuna yaklaşırken, gençlere tavsiyede bulunmadan da geçemiyor Meryem nene: Gençlere tavsiyem dikkatli ve büyüklerine karşı saygılı olsunlar. Çevredeki kötülüklere uymasınlar. Evli kadınlara da tavsiyem kocalarına bağlı olsunlar. Erkeklerin eyiliği yok. Soğana benzerler. Bir acı bir tatlıdırlar. Yuvalar yıkılmasın. Ben çok dayandım. 63 sene… Kumar, içki çektim. Bağlıydım. Severdim. Ne isterse olsun, aileleri dağılan çocuklar boyunları bükük olur.

Hayat dolu kişiliğinin ardında bir dolu hüzün barındırsa da Meryem Kırpala, her daim gülümsüyor. O sevgi dolu sıcak kucağından insanlara mutluluk ve sevgi yayıyor. Ona bizlerle paylaştığı özel anıları ve tadına doyum olmaz sohbeti için teşekkür ediyoruz.