Tezer ailesi başta olmak üzere köydeki birçok kişi, Kalavaç’ta düzenlenen festival zamanı evini ziyarete gelenlere çekinmeden açıyor ve ziyaretçileri birkaç yüzyıl geriye götürüyor.

 

Mine AVKIRAN NUR

 

Buram buram Kıbrıs kokan bir ev. İçi kerpiçten dışı taştan örülmüş duvarları, merteklerle kaplanmış tavanı ve tahta kapılarıyla neredeyse iki asırlık geçmişe meydan okuyor.

Beş kuşağın yaşam sürdüğü bu tarihi yapı, 1850’li yıllardan günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış.

Klasik Türk köyü olan Kalavaç’ın diğer tarihi evlerinden sadece biri olan bu ev, 1900’lü yıllarda yaşamış olan Koca Yusuf’a dedesinden miras kalmış.

Koca Yusuf Paşa’nın kızı Süheyla Tezer ve eşi Mehmet Emin Tezer, bu neredeyse iki yüz yıllık tarihi evin kapısını North Cyprus UK gazetesine açtı.

 

Tatil günlerinde huzur buluyorlar

 

Tezer ailesi, geçmişine sahip çıkarak yıkılmaya yüz tutmuş evi 2011 yılında restore etmiş. Tezer ailesinin oğlu Ahmet’in atalarına saygısı sayesinde kullanılmaz haldeki eşyalar birer değer olarak yeniden gün yüzüne çıkmış. Ahmet Tezer ile babası Mehmet Emin Tezer, kolları sıvayarak kısa sürede eve yeni bir yüz kazandırmış.   

Bu tarihi Kıbrıs evinde ortada sündürme, solda aşevi, sağ tarafta yatak odası, evin dışında hamam ve ateş evi mevcut.

Kalavaç köyü sakinlerinden olan Tezer ailesi, Lefkoşa’da yaşasa da, hafta sonu tatilinde Lefkoşa’daki karmaşa ve gürültüden uzaklaşarak atadan kalma asırlık evde huzur buluyor.

 

Yüzyıllık eşyalara sergi edası verilmiş

 

Evdeki Kıbrıs’a özgü eşyalar da dikkat çekiyor. Bembeyaz örtü serilmiş namsiyeli yatak, 1930’lu yıllardan kalma. Yatağın demir başlığında da çiçek motifleri mevcut. Evin baş köşesinde çerçeve içerisinde duran gelinlik de, Hayriye Yusuf Paşa’nın. İpek kumaş üzerine işlemeli gelinlik, sandık lekelerine rağmen yaşayan bir tarih. Hayriye Yusuf’un gelinlik üzerine taktığı duvağı da bugünlere taşınmış.

Buram buram tarih kokan bu evde tuğra baskılı bakır para da çerçeveletilip duvara asılmış. Koca Yusuf Paşa’nın düğünde taktığı tel kuşak ile Hayriye Yusuf’a ait elde işlenmiş keseler de, yatak odasının duvarlarını süslüyor.

Atalarına saygı duyup eşyalarını koruyan Tezer ailesi, sergi edası verdikleri evlerinde oldukça misafirperver. Tezer ailesi başta olmak üzere köydeki birçok kişi, Kalavaç’ta düzenlenen festival zamanı evini ziyarete gelenlere çekinmeden açıyor ve ziyaretçileri birkaç yüzyıl geriye götürüyor.

Koca Yusuf’un torunu olan Ahmet Tezer, tarihi yapıyı anlatırken, “Dedemin dedesinden kalan bu evin tapusu eski Türkçe’dir. Kalavaç’taki birçok evin de tapusunda eski Türkçe yazılar vardır” diyor.

 

7 çocuklu Koca Yusuf ve Hayriye Yusuf

 

Köyün ağası sayılan ve ormancılıkla uğraşan Koca Yusuf, güçlü duruşu ve cesareti nedeniyle ‘Paşa’ olarak biliniyormuş. Hayriye Yusuf ile evliliğinden 9 evlat sahibi olan Koca Yusuf Paşa, iki evladını çocuk yaşta kaybetmiş.

Koca Yusuf’un kızı Süheyla Tezer de, şu sözlerle çocukluk yıllarını anlatıyor: “Babam, devletten maaş çeken tek ormancıydı. Geçim derdimiz yoktu. Ama işi nedeniyle babamı çok görmezdik. Neredeyse eve üç ayda bir gelirdi. Annem, iki kardeşimi kaybettikten sonra 7 çocuğuna tek başına baktı. Bostanımız vardı, sebze-meyvemizi orada yetiştirirdik. Babamın Lefkoşa’dan getirdiği erzakları evimizdeki ambarda tutardık. Un elde etmek için evdeki bulguru eşeğin üzerine koyup değirmene giderdik. Ekmeğimizi de taş fırında yapardık. Ben 15 yaşıma geldiğimde ekmek yapmayı öğrenmiştim.”

 

Hala taş fırını kullanıyorlar

 

Kendilerine ait ağaçlardan zeytin ve zeytinyağı çıkardıklarını, ayrıca harup pekmezi yaptıklarını söyleyen Süheyla Tezer, hala bu ağaçlardan verim aldıklarını belirtiyor.

Kıbrıs geleneklerine bağlı kalmayı başaran Tezer ailesi, köydeki evlerinde bulunan taş fırını kullanarak ekmek pişiriyor ve güveçte et yemekleri yapıyor.

Süheyla Tezer, ata yadigarı evdeki arı kovanlarından bahsederek, çocukluk yıllarında evin bahçesinde bulunan kovanlardan bol verim aldıklarını ve kalabalık bir aile olmalarına rağmen elde ettikleri balı mahalle sakinlerine de dağıttıklarını anımsatıyor.

 

Örtüler ve çarşaflar da asırlık

 

Süheyla Tezer, namsiyeli yatak üzerine örtülmüş çarşaf başta olmak üzere birçok eşyayı Kıbrıs ağzıyla ‘dezzah’ yani tezgahta, annesinin dokuduğunu söylüyor. Yüzyıllık çarşaflar ve örtüler, hala ilk günkü gibi sapasağlam ve bembeyaz.

Evin bir bölümünde bulunan ateş evinden bahseden Süheyla Tezer, “Ateş evinde sıcak su elde etmek için ateş yakılırdı. Büyük bir kazanda kaynayan suyu banyo yapmak ve mutfak için kullanırdık. Taş fırından çıkan külleri de banyo yapmadan önce kaynayan suya atardık. Böylece saçlarımız yumuşacık olurdu, kepek de tutmazdı” diyor.

 

“Burada huzur var”

 

Tezer ailesi, Kalavaç’taki bu tarihi evde vakit geçirmekten büyük keyif alıyor. Süheyla Tezer, çocukluk anılarını tazelerken yeni anılar biriktiriyor. Aile bireyleri, sohbetimizin sonunda “Köyümüzün sakin oluşu bizleri mutlu ediyor. Burada huzur var” diyor.