Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın Türkiye ile olan ilişkilerinin emsal teşkil etmesi gerektiğini söyleyen Serdar Denktaş, ülkenin, sorunlarından kurtulup refaha kavuşması halinde Kıbrıs sorununun çözümünün de mümkün olabileceğini kaydetti. Denktaş, aksi takdirde ‘çözüme muhtacız’ yaklaşımı ile adada Kıbrıs Türkü’nün eriyip, bitmeye ve kaybolmaya mahkum olduğunu savundu.
DP’nin 20. kuruluş yıldönümü çerçevesinde dün akşam Atatürk Meydanı’nda düzenlenen şölen ve “Geliyoruz” sloganlı mitingde konuşan DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, öngördükleri “Güçlü KKTC’yi” anlattı.
"DP bu ülkenin geleceğinde..."
"İlk seçimlerde iktidar olacağız"
Konuşması sırasında ekibini de kamuoyuna tanıtan DP Genel Başkanı; “bugün burada yanımda olan ekip, muhalefet dönemimizde bizlerle beraber çalışma yapan, bu ülkenin kaderini değiştirmek için fikrini ve yüreğini ortaya koyan, cesaretiyle, bilgisiyle, katılımıyla bana destek veren, benim beynimin kıvrımları olarak gördüğüm bu arkadaşlarımdır” şeklinde konuştu.
"Bugünkü ortamdan memnunmusunuz?"
“Bugünkü ortamdan memnun musunuz?” diye soran Denktaş, katılımcılardan aldığı “hayır” cevabına karşılık, “peki o zaman tekrar soruyorum, bize çaresizliği gösteren, bize kendimize güveni unutturan, bize gelecek günlere umutla baktırmayan, bu karanlık gömleği, bu çirkinlik abidesini, bu gelecekten umut etmememizi sırtımızdan fırlatıp atıyor muyuz?” diye sordu. Serdar Denktaş, sorusuna aldığı “evet” cevabının kendisini cesaretlendirdiğini söyledi.
DP’nin 20 yıl içerisinde her türlü saldırıya uğradığını ancak yıkılmayarak, yenilmediğini dile getiren Denktaş, halkın “Kim gelirse gelsin aynı, başka yapacak bir şeyimiz yok” diye düşünmeye itildiğini savunarak halkın bu önyargıdan kurtulması gerektiğine işaret etti. DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, bunun ancak “kötü yönetilmesine rağmen” Kıbrıs Türk Halkı’nın geleceğinin en büyük teminatı olan KKTC’ye inanarak mümkün olacağını belirtti.
"Hükümet, insanımızı Türkiye'ye karşı kışkırtıyor"
Denktaş, “Kıbrıs Türkü’nün Anadolu insanıyla arasını açmaya çalışanlara” da seslenerek, “Anadolu insanının hassasiyeti, asırlardan beri bizim en büyük gücümüz olmuştur. Gün geldi, Mehmetçik- Mücahit bu topraklarda kol kola girdi, kan akıttı, gazi oldu, şehit oldu. O günlere kadar ama biz Kıbrıslı Türkler olarak üstümüze düşeni yaptık. İngiliz ve Rum egemenliği altında dahi mücadelemizi verdik. Sınırımızı, köyümüzü, evimizi, namusumuzu, kimliğimizi koruduk. 1974’de Anavatan geldiğinde bizi yatak, yorgan altında saklanırken değil, mevzilerde mücadele verirken buldu. Tüm bu tarihi gerçekleri ne unutalım, ne de unutturalım. Başımızı dik tutalım. Zinde ve mücahit bir halk olarak kendi geleceğimize sahip
çıkalım” dedi.
“Geçmişte vermiş olduğumuz varoluş mücadelesini yeniden canlandırmamız gerekir ama bu kez silahla, tüfekle değil, ekonomik uğraşla, üreterek, ürettiklerimizi pazarlayarak. Ama her halükarda kendi ev ödevimizi yaparak. Dünya’dan kaparak mı? Hayır, Türkiye’den koparak mı? Asla. Ancak bu kez bir kez daha kendi üzerimize düşeni yaparak, ev ödevimize iyi çalışarak yapmalıyız. Anavatan’dan memuru ödemek için daha fazla bütçe yardımı değil, fırsatların bize açılması için yol göstermesini, kapı aralamasını isteyelim. Önce üretelim, ürettiklerimize pazar bulmak için Anavatan Türkiye’nin yardımını isteyelim.”
"Halkım sorunların üstesinden gelebilecek kapasitede"
DP’nin iktidar döneminde Türkiye ile KKTC arasında imzalanan Mersin kapısı, Gümrük Birliği’ni hatırlatan Denktaş, bu anlaşmanın bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine işaret etti.
Denktaş, bu konuda AB’nin tepkisine başta Kıbrıs Türkü’nün ve sonrasında Türkiye’nin çok daha kararlı duruş sergilemesi gerekliliğine vurgu yaptı.
"Oy karşılığı vaatte bulunan politikacılarla bir yere varılmaz"
Denktaş, esas olanın bireysel çıkarları göz ardı ederek, toplumsal kalkınma ve ilerlemeyi, toplum olarak çok daha güzel günlere ulaşmayı birlikte başarmak olduğunu kaydetti.
"Siyasi rüşvet, siyasi istismara dönüştü"
"Sizlere iş dilenen değil, iş veren fırsatı yaratmak istiyorum"
Dıştan gelen yatırımcılara, Kalkınma Bankası’ndan ucuz kredi ve vergi muafiyeti uygulayan hükümetlerin, kendi insanını siftah dahi edemeden re-sen vergi ile kapısına dayanıp boğduğunu, günün sonunda ise iflasa sürüklediğini savunan Denktaş, ancak DP’nin iktidarlığı ile bunun sona ereceğinin sözünü verdi.
"Devletin en büyük sorunu denetimsizliktir..."
Denktaş, merkezden yönetim yerine bölgelerde kurulacak prefabrik daireler sayesinde vatandaşın devlet dairesinde olan işini çok daha kısa sürede çözmesinin de mümkün olabileceği görüşünü dile getirdi.
"Devlet vatandaşına güvenen devlet olacaktır"
"Ayni inanç etrafında birleşmeliyiz"
Yapılması gereken başka bir şeyin de başarıya ulaşmak için, tüm halkın aynı inanç etrafında birleşmesi olduğunu söyleyen Denktaş, vatandaşı kamplaşmaya bölenlere karşı çıkmak gerektiğini kaydetti.
Denktaş, yıllardan beri birbirine düşen toplumun yeniden barıştırılması gerektiğine işaret ederek, “yıllardır bizleri zenginler-fakirler, işçiler-işsizler, devlet memuru ve özel sektör çalışanı, Türkiyeli-Kıbrıslı, göçmen-göçmen olmayan olarak kamplara böldüler. Bu kamplaşmaya ‘dur! demek vaktidir.
İkiz kardeşler diye adlandırdığımız ama aslında kamplaşarak birbirini siyaseten nemalandıran UBP ve CTP dışında farklı siyasi görüşlerinde var olduğunu anlamamız ve anlatmamız gerekir. Bu ülkede bir tarafta ‘çözüm olursa bütün sorunlar çözülür’ diyenlerle, ‘hiç bir şey olmaz. Türkiye nasıl olsa verir’ diyenlere ‘durun bakalım!’ dememiz gerekir” şeklinde konuştu.
"Hükümet hala su konusunda proje üretmedi"
“Hükümetimiz tarafından hala daha bir çalışma olmadığını gören Türkiye, sırf bu yüzden bir karar aldı ve bu karar uyarınca suyun ülkeye gelişi sonrası dağıtımını, tahsilatını özelleştirecek bir şirket oluşturmaya çalışıyor. Benim idarecilerim ise seyrediyor.”
"Ya hep beraber aydınlıkları yaşayacağız, ya da yok olacağız"
DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, DP’nin her türlü eleştiriye açık, hoşgörü ile bakan, tepkiye rağmen vatandaşın elini sıkma cesaretini gösteren, getirdiği siyah çelengi saygıyla alan, gerektiği yerde öz eleştiri yapabilen, suçlamaları yüreklilikle karşılayabilen bir siyasi parti olduğunu sözlerine ekledi.
El Kitabı