Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner, yayımladığı Kurban Bayramı mesajında, ülkeyi yönetenleri kısır tartışmaları bir kenara bırakarak ülke sorunlarının çözümüne odaklanmaya çağırdı.

Çağıner’in açıklaması şöyle:

“Daha güzel ; sağlıkla, huzurla dolu bir birimize sarılabileceğimiz, bir birimizi daha çok sevip sayacağımız nice bayramlar dilerim.

KISIR TARTIŞMALAR BİR KENARA BIRAKILMALI

Sağlık dahil bugün sistemin yetersizliğinden sorumlu olan turizm sektörü değil, yıllardır yapısal  reformları engelleyen zihniyettir. Ülkeyi yönetenler kısır tartışmaları bir kenara bırakarak alınması gereken kararları almalı, atılması gereken adımları bir an önce ülkenin geleceğini düşünerek atmalıdır.

Kıbrıs Türk Otelciler Birliği olarak halkımızın ve tüm İslam aleminin Kurban Bayramını kutlarız. Bayramlar bir yandan kültürel değerlerin yaşatıldığı, diğer yandan toplumsal paylaşım ve dayanışmanın öne çıktığı özel günlerdir. Dünyada devam etmekte olan Covid-19 salgını nedeni ile bu bayram diğer bayramlardan farklı kutlanacaktır. Bu bayramda da ‘önce sağlık’ anlayışı öne çıkacaktır. Pandemi nedeni ile ülkemizde çok ciddi sorun ve zorluklarla karşı karşıya olduğumuz bir dönemde bayramı kutlayacağız. İnancımız yaşanan zorlukların toplumsal dayanışma ve paylaşım ve buna paralel olarak ülke yönetiminde doğru adımlar atılması ile aşılabileceği yönündedir.

Kıbrıs Türk Otelciler Birliği ülkemizde yaşanan sorunların aşılması konusunda üzerine düşeni her dönemde olduğu gibi şimdi de yapmaya, elini taşın altına koymaya hazırdır.

SAĞLIK ALT YAPISI HAZIR HALE GETİRİLMELİ

Uçuşların başlaması ve kara sınır kapılarının açılması ile birlikte, sağlık alanında bir risk oluşacağını hepimiz öngördük. Bunun için de sağlık alt yapısının düzeltilmesi gerektiği, bir pandemi hastanesinin şart olduğu konusunda toplumsal bir mutabakat içinde hareket ettik.

Sürecin başından itibaren dünyayla aynı anda açılımı savunduk ancak bu arada sağlık alt yapımızın hazır hale getirilmesi gerektiği konusunda sürekli uyarılarda bulunduk.

Bu ülkenin yatırımcıları 10 Mart tarihinden itibaren başlayan süreçte elini hep taşın altına koydu. Süreci siyaset yönetti, ama iş insanları da üzerine düşeni yaptı, yapmaya da devam ediyor.

Zor bir süreçti ve bu kimse için kolay olmadı. Olmamaya da devam ediyor.

Bu süreçte 75 gün ülke sıfır vaka ile yaşadı.

O süreçte hep “sağlık alt yapısı” konusunda uyarılarda bulunduk. Sağlık alt yapısı güçlenmeyecekse, ekonominin de dibe vuracağını anlattık.

İki olgu, toplum sağlığı ve ülke ekonomisi, paralel ilerlemeyecekse, sürecin başarı ile yürütüldüğünden söz edilemez.

SUÇLU ARAMAYI BIRAKARAK SORUNLARI ÇÖZMEYE ODAKLANMALIYIZ

Ülkede vaka sayısı arttıkça, bir grup suçlu aramaya başladı. Adına “sermaye” dediklerinden, bunların yarattığı istihdam, ödediği vergi göz ardı edilerek, bir düşman yaratılmaya çalışılan bir döneme girildi.

Kıbrıs Türk Otelciler Birliği olarak, ekonomiyi sağlıktan bağımsız düşünmedik. Hep, ‘pandemi hastanesi, güçlü bir sağlık alt yapısı’ diye altını çizdik.

Sağlık alt yapısı için açıklanan rakamlar bize güven verdi. Yeterli sağlık ekipmanının olması, yeterli sağlık personeli olduğunun söylenmesi bu güveni perçinleyen unsurlar oldu. Ama bugün gelinen aşamada sağlık çalışanlarının isyanı söz konusu. Bu isyan görmezden gelinemez.

Biz Birlik olarak, ‘önce sağlık, önce sağlık altyapısı’ diyoruz.

Hepimiz biliyoruz ki, sağlık alt yapımızı güçlendirmeden, vakalara düzgün bir hastane, sağlık çalışanlarına alt yapısı güçlü bir pandemi hastanesi ve çalışma koşulları yaratmadan sağlıkta başarılı olamayız. Sağlıkta başarı sağlanmadıkça, ülkenin dışa açılması ve ekonomik alanda işlerin normalleşmesi de sağlanamaz. Ülke her açıdan zora girer.

Turizm yatırımcıları olarak, elimiz taşın altındadır. Ülkemizin sağlık sisteminin iyileştirilmesi için üzerimize düşeni yapmaya hazırız.

Bunun dışında, turizm emekçilerini ve yatırımcılarını, sürekli olarak yaşananların sorumlusu ya da yaşananların savunucusu gibi göstererek tartışmak kabul edeceğimiz bir şey değildir.

Sağlık dahil bugün sistemin yetersizliğinden sorumlu olan turizm sektörü değil, yıllardır yapısal reformları engelleyen zihniyettir.

Ülkeyi yönetenler kısır tartışmaları bir kenara bırakarak alınması gereken kararları almalı, atılması gereken adımları bir an önce ülkenin geleceğini düşünerek atmalıdır.”