CTP-BG Genel Sekreteri ve Gazimağusa Milletvekili Asım Akansoy, Maraş’ın açılabileceği mesajını verdi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri ve Gazimağusa Milletvekili Asım Akansoy, CTP’nin Kapalı Maraş konusunda belirli bir görüşü ve duruşu olduğunu, kendilerinin en temelde Maraş’a bütünlüklü çözümün bir parçası olarak baktıklarını söyledi.

Masaya oturulduğunda Türk tarafı için Maraş’ın kalıcı bir çözüm için pazarlık marjı olarak görüldüğünü, ancak bu pazarlık marjının zamanla ortadan kalktığını belirten Akansoy, “CTP’nin en geneldeki eğilimi Maraş’ın bütünlüklü çözümle ilgili boyutu olduğudur. Ancak şunu da tartışmaktan kaçamayız, eğer Maraş’ın açılması bizi bütünlüklü çözüme birkaç adım yaklaştıracaksa neden olmasın. Ancak eğer Maraş bizi bütünlüklü çözümden uzaklaştıracaksa o noktada soru işareti vardır” dedi.

Asım Akansoy, milletvekilliğine adaylık sürecinin genel sekreterlik üzerinden olduğunu anlatırken, bu adaylığı parti görevi olarak değerlendirdiğini, adaylığa bireysel bir yaklaşımı olmadığını kaydetti.

Gazimağusa bölgesinde milletvekili seçilmiş olmasının kendisini Gazimağusa’ya karşı daha bir özel bağladığını belirten Akansoy, bölgede ekonomik yatırımların düşük olmasının, nüfus sayısının azalmış olması gibi bazı faktörlerin Gazimağusa’nın geride kalmasına yol açtığını ifade etti.

“BM Güvenlik Konseyi’nde Maraş, Kıbrıs sorunundan ayrı ve bağımsızdır”

Akansoy, CTP’nin Kapalı Maraş konusunda belirli bir görüşü ve duruşu olduğunu ifade ederek kendilerinin en temelde Maraş’a bütünlüklü çözümün bir parçası olarak baktıklarının altını çizdi.

Akansoy, CTP’nin seçim bildirgesinde Kıbrıs sorunu ile ilgili bölümün incelendiğinde orada üst düzey antlaşmalar, 23 Mayıs ve 1 Temmuz ortak açıklamalarında Kıbrıs sorununun temel alındığının belirtildiğini kaydetti.

1979 üst düzey antlaşmasında Maraş’ın yasal sahiplerine iadesi olduğuna dikkat çeken Akansoy, Maraş’ın çok önemli bir konu olduğunu, üzerine gidilmesi gerektiğini ancak Kıbrıs sorunundan daha öncelikli bir konu veya bütünlüklü çözümden daha önemli bir konu olmadığını söyledi.

Maraş’ın bütünlüklü çözümde, adada kalıcı bir çözüme ulaşmak için masaya oturulduğunda bir pazarlık marjı olduğunun Türk tarafı için öngörüldüğünü belirten CTP Genel Sekreteri, “Aslına bakarsanız bu pazarlık marjı da zamanla ortadan kalkmıştır. Hatta ve hatta açık söyleyeyim BM Güvenlik Konseyi’nde Maraş, Kıbrıs sorunundan ayrı ve bağımsızdır” dedi.

Akansoy, öncelikle Maraş’ın Gazimağusalılar için bir dezavantaj olduğunu, böylesi bir hayalet şehrin hemen yanı başımızda olmasının psikolojik, sosyal ve ekonomik anlamda hepimizi etkileyen bir unsur olduğunu ve bunu herkesin iyi bilmesi gerektiğini bildirdi.

“Ara formül olarak değerlendirilebilir”


Asım Akansoy, dolayısıyla Maraş’a bakarken Gazimağusa’nın görüşü dikkate alınarak hareket edilmesi ve değerlendirilme yapılması gerektiğinin altını çizerek, Maraş’ın büyük ekonomik potansiyel olduğunu bu potansiyelin ortaya çıkarılmasının Gazimağusa bölgesinde çok ciddi bir ekonomik getiriye yol açacağına inandığını kaydetti

.

Akansoy, şöyle devam etti

:

“Maraş’ın BM gözetiminde yasal sahiplerine verilerek açılması Kıbrıs sorununun çözüm maddelerine bir ara formül olarak değerlendirilebilir. Bu anlamda Kıbrıs’ta ortak yaşamın tesis edilebileceği bir pilot bölge olarak da değerlendirilebilir diye düşünüyorum. Bu anlamda en temelde şunu söylemek isterim ki CTP’nin en geneldeki eğilimi Maraş’ın bütünlüklü çözümle ilgili boyutu olduğudur. Ancak şunu da tartışmaktan kaçamayız, eğer Maraş’ın açılması bizi bütünlüklü çözüme birkaç adım yaklaştıracaksa neden olmasın. Ancak eğer Maraş bizi bütünlüklü çözümden uzaklaştıracaksa o noktada soru işareti vardır”.

Gazimağusa geliştirilmeli


Asım Akansoy, 2 yıl önce parti meclisi tarafından genel sekreter olarak seçildiğini hatırlattı.

CTP tüzüğüne göre genel sekreterlerin milletvekili adayı olarak gösterildiklerini belirten Akansoy, kendisinin milletvekilliğine adaylık sürecinin genel sekreterlik üzerinden olduğunu söyledi.

Akansoy, milletvekili adaylığının bir parti görevi olarak değerlendirdiğini kaydetti. Akansoy, milletvekilliğine bireysel bir yaklaşımı olmadığını, partiye olan bağlılığının, parti değerlerine olan inancının ve Kıbrıs Türk halkına verilmesi gereken hizmet, değişim ve dönüşüm mücadelesinde birey olarak yer alma arzusunun kendisini aktif siyasete bu noktaya getirdiğini dile getirdi.

Gazimağusa bölgesinden milletvekili seçilmiş olmasının kendisini Gazimağusa’ya karşı daha özel bağladığını belirten Akansoy, bu nedenle de Gazimağusa’nın ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda daha da geliştirilmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.

Gazimağusa’nın ülke genelinde kenarda kalan, çok fazla öne çıkmayan bir durumda olduğunu anlatan genel sekreter, Lefkoşa’dan bakıldığı zaman Gazimağusa’nın çok fazla gündem olmadığını, sosyal, siyasal ve ekonomik gelişmelerinin de ülke genelini pek fazla etkilememekte olduğunu ifade etti.

Asım Akansoy, tüm bunların nedeninin Gazimağusa Limanı’nın çok aktif olmaması, Gazimağusa’nın bir üniversite kenti olmasına rağmen DAÜ konusunda olması gereken düzeyin yakalanmamış olması ve Gazimağusa’nın en temelde gelişmişlik düzeyine yükseltilmemesinin yatmakta olduğunu söyledi.

Bölgede ekonomik yatırımların düşük olması, nüfus sayısının azalması gibi bazı faktörlerin Gazimağusa’nın geride kalmasına yol açtığını söyleyen Akansoy, “bu konu bizim için önemlidir. Çünkü Gazimağusa kültürel ve tarihi özelliklerinin yanında liman kenti olması hasebiyle aslında bakarsanız ada çapında kendine özgü bir yeri olan bir kenttir. Dolayısıyla bu kent özelliğini sosyal dokusuna da yerleştirmek gerekmektedir” dedi.

“Gazimağusa Limanı ele alınmalı”


Sadece Gazimağusa Limanı’nda dahi büyük sıkıntılar olduğunu ifade eden Akansoy, Gazimağusa Limanı’nın bütünlüklü ele alınması gereken bir konu olduğunu söyledi.

Kendilerinin Gazimağusa Limanı’nı ortak paydaşlarla görüşerek nasıl daha verimli kılınacak yönünde duracaklarını açıklayan Akansoy, limanın bölge açısından çok özel bir yer, Kıbrıslı Türkler için de çok avantajlı bir yer olduğunu vurguladı.

“Biz özellikle ekonomik ambargolardan dolayı limanı daha aktif olarak kullanamamaktayız. Ambargolar bir gerekçe olmaması lazım. Yani ambargoların varlığı limanın daha aktif olmaması için geçerli olamaması gerekir. Limana bütünlüklü çözüm bulmalıyız” diyen Akansoy, limanda çalışanların düzenlerinin sağlanması için konu ile ilgili olarak mutlaka uğraş vereceklerini açıkladı.

Gazimağusa Limanı’nın açılmasıyla ilgili uluslararası anlamda tartışmalar mevcut olduğunu kaydeden Akansoy, limanı daha etkin ve pırıl pırıl kılmanın hedefleri olduğunu söyledi.

“DAÜ, gereksiz istihdamlarla şişirildi”


Gazimağusa’da DAÜ’nün sorunlarının olduğunun bir gerçek olduğuna değinen CTP Genel Sekreteri ve Gazimağusa Milletvekili Asım Akansoy, DAÜ’nün KKTC gibi gereksiz istihdamlarla şişirildiğini, yönetsel anlayışın oradaki yönetimin iki dudağı arasına sıkıştırıldığını ve üniversitenin tıpkı bir küçük şişman bir devlet haline getirildiğini kaydetti.

DAÜ’nün ana işlevinin akademik verimlilik olması gerektiğini, oradaki kıstasın yapılacak olan akademik kıstas olacağını ifade eden Asım Akansoy, “ biz oradaki ne alt yapıyı ne de fazla personel sayısını gözeterek hareket edemeyiz. Bizim için önemli olan orada mezun olan gençlerin dünya standartlarında iş bulup bulamadıklarıdır. Örneğin DAÜ’den mezun olan bir inşat mühendisi acaba Dubai’de, Amerika’da iş bulabilecekler mi? ” diye sordu.

Akansoy, DAÜ’yü ticarethane mantığıyla değerlendirmenin kendi görüşlerine uygun olmadığını, kendilerinin eğitim niteliğini artırmayı hedeflediklerini, bunun da mutlaka kendiliğinden ekonomik getiriyi sağlayacağının altını çizdi.

DAÜ’nün verimli kurumları olan DAİ ve DAK’ın bir nevi batırılarak satıldığını öne süren Akansoy, bu sürecin hukuk dışı olduğunu, hukuk dışılığın yanında o dönemdeki hükümetin polis gücünü kullanarak akademisyenleri ve halkı şiddete maruz bıraktığını dile getirdi.

DAİ ve DAK’ın Gazimağusa’nın yarası haline geldiğini belirten Akansoy, son dönemde izlediği kadarıyla da orayı alan şirketin gerekli verimli çalışmayı yapamadığını ve DAÜ’nün belli katkılarıyla devam edilebilir bir duruma taşındığını söyledi.

Akansoy, “ Bu bizim için bir yaradır. DAİ-DAK yeniden topluma kazandırılması gerekir. Bu konuda DAÜ’nün Gazimağusa’daki paydaşlar, Gazimağusa insanı ve sivil toplum kuruluşları ile görüşerek oradaki yapıyı nasıl topluma kazandırıp, nasıl daha verimli kılarız onun tartışmasını yapacağız” dedi.

“Gidişat gidişat değil”


Ülke geneline bakıldığı zaman kendilerinin bugün var olan ekonomik, sosyal ve siyasal durumun sürdürülemez olduğunu söylediklerini ifade eden genel sekreter, durumun halk tabiri ile “gidişat gidişat değil” dedi.

Ülkedeki gençlerin geleceklerini göremez hale geldiklerini ve göçün artık nitelikli insanlar için kaçınılmaz bir alternatif hale geldiğini belirten Akansoy, dolayısıyla da ülkede istikrarlı bir düzenin sağlanamamakta olduğunu, bunun sağlanabilmesi için de ciddi anlamda reformlara ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Akansoy, sivilleşme ve demokratikleşmenin başta olmak üzere, ekonomik anlamda kendi kendine yeten bir düzenin oluşması, zaruri sektörlerin devlette kalması kaydıyla özel girişimciliğin teşvik edilmesi, yeni istihdam olanaklarının yaratılması ve gençlerin kendi ülkelerinde yatırım yapmaları ve kendi ülkelerini geliştirmek adına girişimci olmalarının sağlanmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti.

“Aktif olunmalı”


Kıbrıs sorununda ilerleyen dönmelerde çok aktif olunması gerektiğine dikkat çeken Asım Akansoy, Kıbrıs sorununun çözülmesinin hem hukuk sisteminin, hem ekonomik sistemin hem de olası istikrarsızlıkların ve güvensizliklerin ortadan kaldırılmasını sağlayacak ana unsur olduğunu açıkladı.

Asım Akansoy, tüm bunların düzene girmesi sonucu Kıbrıs Türk insanının kendi geleceğini çok daha huzurlu görmesine yol açıp, çok daha huzurlu ve güvenli geleceğe taşıyabileceklerini düşündüğünü belirtti.

Mecliste yeni yüzlerin girmesinin önemli olduğunu düşündüğünü anlatan Akansoy, bunun toplumun tercihi olduğunu ve sonsuz bir şekilde de saygı duyduğunu açıkladı. Geçtiğimiz mecliste özellikle de rakip partilerin adaylarının toplumda siyasal, sosyal ve kültürel alanda yarattığı erozyonu herkesin izlediğin ive tepki gösterdiğini belirten Asım Akansoy, günümüzde ise bu konuda yeni bir sayfa açıldığını kaydetti.

Kendisinin bu olaya net bir şekilde eski yüzler veya yeni yüzler olarak bakmayı tercih etmediğini söyleyen genel sekreter, en temel kriterinin siyasi ahlak, çalışkanlık ve halkı objektif program bağlamında etkin bir şekilde temsil etmesi olduğunu anlattı. Akansoy bu dönem meclise giren arkadaşlarının bu bağlam içerisinde olmaları durumunda kendisi açısından büyük kazanım olacağını, ancak eski veya yeni milletvekillerinden giremeyen olması durumunda da eleştirisini en yüksek tondan yapacağını, çünkü ülkede ciddi anlamda siyasi itibar kaybı olduğunu açıkladı.

Kıbrıs Türk halkının 21 milletvekili ile CTP’ye birinci parti olma şansı tanıdığını, bu kendileri için önemli bir sorumluluk olduğunu bildiklerini anlatan Akansoy, kendilerinin sorumluluğunun halka huzur ve güven aşılayacak bir hükümet kurmak olduğunu belirtti.

Akansoy, bu nedenden ötürü de halka seçim sürecinde açıkladıkları programın sonuna kadar arkasında olacaklarının altını çizdi.

Akansoy, halkın çok iyi bilmesi gerekenin CTP hükümete girecekse ve hükümeti sürükleyecekse bu var olan programı hayata geçirmek için görev üstlenileceğini söyledi. Akansoy, programın hayat geçirilmesi ile ilgili bir risk ortaya çıkması durumunda da halkı bilgilendireceklerinin altını çizdi.

Asım Akansoy, CTP’nin hükümet kurma çalışmalarında ortaya çıkan sonuçları halkla paylaşacaklarını, kesinlikle halkı bilgilendirmeden de hiçbir adım atmayacaklarını sözlerine ekledi.


Kıbrıs Gazetesi: Ahmet İlktaç