*Sağlığa faydaları saymakla bitmeyen balın şekerlenmesi hakkında doğru bilinen bazı yanlışlara dikkat çeken Osman Taşralı, balın şekerlenmesinin doğal bir olay olduğunu, aksine şekerlenmeyen balın çiçek polenlerinden elde edilen bal olmadığını vurguladı.

 

Mine AVKIRAN NUR

Balın mucizevi özellikleri saymakla bitmiyor. Ülkemizde de bal üretimi giderek artıyor. Ağustos ayında dağ balı, Nisan-Mayıs aylarında ise narenciye balı üretiliyor. Yılda iki kez verim elde edilmesi arıcıları mutlu etse de, artan kuraklık üretime darbe vuruyor.
Hobi olarak arıcılıkla uğraşan Osman Taşralı, North Cyprus UK Gazetesi’ne balın nasıl elde edildiğini anlattı ve tecrübelerini paylaştı.

Dayısını örnek aldı

Alayköylü Osman Taşralı, dayısı Mehmet Nuri’den öğrendiği bal üretimini 14 yıldır sürdürerek boş zamanlarını arıcılıkla değerlendiriyor. Hobi olarak arıcılığa başlayan Osman Taşralı’nın ürettiği narenciye balının tadını bilenler adeta sıraya giriyor. 
Maske kullanarak düzenli bir şekilde kovandaki arıların bakımını yapan Osman Taşralı’yı birkaç kez arı sokmuş olsa da korkmadan üretime devam ediyor. 

 

Arılar hayat kurtardı

Arıcılığın ilk yıllarından kalan bir anısını anlatan Taşralı, şöyle diyor: “Bir gün arıların bakımını yaparken yürüyüş yapan bir kadının yere yığıldığınıgördüm. Koşarak kadının yanına gittim, sonra yoldan geçenler de geldi. Ardından da çağrılan ambulans yetişti. Alerjisi olan kadını arı sokmuştu ve yere yığılarak öylece kalmıştı. Kadının sağlığından endişe ederken birkaç saat sonra telefonum çaldı. Telefondaki ses, bana teşekkür ediyordu. Arının soktuğu kadının oğlu, “Arılarınız annemin hayatını kurtardı. Annemi arı sokmamış olsa, hastaneye gitmeyecekti ve damar tıkanıklığı yüzünden bir haftaya kalmadan annemi kaybedecektim” diyordu. Bu anımı hiç unutamıyorum.”

 

Narenciye balı Nisan-Mayıs’ta, dağ balı Ağustos’ta

Kıbrıs’ta çok eski zamanlarda arıcılığın kerpiç evlere oyu açılarak ya da küp denilen toprak kazanlarda yapıldığını söyleyen Taşralı, günümüzde yapılan arıcılığın modern teknik arıcılık olduğuna dikkat çekiyor. Osman Taşralı, Kuzey Kıbrıs’ta iki tür bal elde edildiğini, bunlardan birinin narenciye balı diğerinin de bağ balı olduğunu söyleyerek, narenciye balının narenciye çiçeğindeki polenlerden, dağ balının ise tülümbe denilen yerli kekiten elde edildiğini anımsatıyor.
Taşralı, narenciye çiçeğinin Nisan ayının ilk günlerinde açtığından Nisan-Mayıs aylarında narenciye balının toplandığını, dağ balının hasat zamanının ise, Ağustos ayı olduğunu belirtiyor. Kuraklık nedeniyle üretimde düşüş yaşadıklarını belirten Taşralı, yılda 650 kilogram çıkarırken son yıllarda bu miktarın yarıya düştüğünü ifade ediyor.

Doğru bilinen yanlışlar var


Osman Taşralı, balın kristalleşmesiyle ilgili doğru bilinen yanlışlara da dikkat çekerek şöyle diyor: “Balın şekerlenme denilen kristal bir hal alması, tamamen doğal bir olaydır. Aksine kristalleşmeyen bal, çiçeklerden derlenen ballar değildir. Yani balın kristalleşmesi balın hileli olduğu anlamına gelmez. Balın muhafaza edildiği yer 26,5 derece civarında yani oda sıcaklığında olursa balda şekerlenme olmaz. Balı buzdolabında saklıyorsanız mutlaka şekerlenecektir.”

 

Kovandaki her arının bir görevi var

Bal kovanındaki arılar hakkında da bilgiler veren Taşralı, kovandaki tüm arıların dişi olduğunu ve çoğalmanın sağlanması için de erkek arıların sadece çiftleşme görevleri bulunduğunu vurguluyor. Osman Taşralı, her kovanda bir kraliçe arı bulunduğunu ve kraliçenin temzilik ile yavru arılara bakacak olan arıları belirleyip idare ettiğini ifade ediyor. İnsanlara saldıran arıların savaşçı arılar olduğunu söyleyen Taşralı, çiçeklerin üzerinde görülen arıların ise, poleni kovana taşıyan tarlacı arılar olduğunu belirtiyor. 
Ürettiği balın hoş tadı ve kokusunu bilenlerin sezon önceski mutlaka sipariş verdiğini söyleyen Osman Taşralı, 0090 533 850 09 45 numaralı telefondan sipariş verilebileceğini ifade ediyor.