İngiltere ile Avrupa Birliği arasındaki ilişki, İngilizlerin tam üye olduğu 1973'ten bu yana hep inişli çıkışlı oldu.

2016'da yapılan Brexit referandumu ise, coğrafi olarak Manş Denizi ile birbirinden ayrılan Britanya ile kıta Avrupası'nın siyasi olarak da birbirinden ayrılmasının ilk adımıydı.

Dünya siyasetinin gördüğü en büyük ayrılıklarından biri olan Brexit'te final tarihi olan 29 Mart'a yaklaşılırken, İngiliz siyaseti çırpınıyor.

İngiltere'nin AB'den çıkışının ülkeye getireceği ekonomik, sosyal, siyasal, hukuksal maliyet tüm teferruatı ile ortaya çıkınca ayni zamanda İngiltere'nin 45 yıllık üyeliği sürecinde AB ile oluşmuş organik kaynaşmanın bir anda ortadan kaldırılmasının teknik güçlüğü anlaşılınca, referandumda İngiltere'nin AB'den ayrılması yönünde oy kullanmış olan İngiliz'lerde pişmanlık hissi oluşmuştur.

Yaşananlar ayni zamanda üye ülkelerde yaşayan Avrupa şüphecilerinin hem İngiltere'nin ayrılışının AB için bir kayıp olacağının, hem de bir ülkenin AB'den ayrılmasının o kadar kolay olmadığını anlamalarını sağlamıştır.

Brexit’e doğru İkinci bir referandum olur mu?

Gözlemciler ikinci bir referendum olasılığının arttığına dikkat çekiyorlar. İngiltere’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Chatham House’un direktörü Robin Niblett, verdiği bir mülakatta ikinci referendum olasılığının yüzde 40’lardan yüzde 50’lere doğru yükselmekte olduğunu söyledi. Gerekçe olarak da parlamentonun AB’den nasıl ayrılınacağı, yani nasıl bir Brexit olması gerektiği konusunda uzlaşamamasını gösterdi.

Özellikle de Brexit sürecini yönetmekte olan Muhafazakar Parti içindeki ayrışmanın giderilmesini beklemiyor Niblett ve Theresa May’in isterse bu seçeneğin hızla hayata geçirebileceğini söylüyor. Fakat onun da işaret ettiği gibi, referandumda halkı ne sorulacağı da ayrı bir tartışma konusu. Halk, Theresa May’in varmış olduğu anlaşma ile AB’den çıkmak ya da AB’de kalmak arasında mı tercih yapacak? Yahut Theresa May’in varmış olduğu anlaşmanın karşısına anlaşmasız ayrılık seçeneği mi konulacak? Chatham House’un direktörü Niblett, halkın tercihini her halükarda Brexit’ten yana yapacağını, ama anlaşmasız boşanmadansa May’in AB ile üzerinde uzlaştığı mevcut anlaşma ile ayrılmayı yeğleyeceğini söylüyor.

Sonuç olarak, iki yıl önce Brexit yanlıları ile karşıtları olarak ikiye bölünmüş olan İngiltere siyaseti, işin içine nasıl bir Brexit sorusu da katıldıktan sonra üçüncü bir kırılma yaşıyor.

Bakalım, önümüzdeki günler neler gösterecek.